Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam.Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç. Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
Reklam
İLK YILLAR NE GÜZELDİ! Yağmur çiselemeye başlamıştı. “Hadi koş,” dedi Zehra, Ayşe’ye. “Koş, yoksa sırılsıklam olacağız.” Gülüşerek kol kola çalıştıkları bankanın kapısından içeri girdi iki genç kız. Öğle yemek saati arasının bitmesine bir dakika kala Zehra, bankonun arkasındaki masasına oturmuştu. Uç ay olmuştu Zehra bankada çalışmaya
Çünkü kitap okumak gözleri açık rüya görmektir...
ÜÇ SORU Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı... Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
"Ama şunu söyleyeyim: Geleceğin bilim insanları kapıma dayanıp icat ettikleri robot gözleri denememi istediklerinde onlara defolup gitmelerini söyleyeceğim çünkü, onsuz bir dünya görmek istemiyorum."
Reklam
"...güzellik gözleri doyurur. Albeni, gözler kadar ruhu da okşar, bütün tene yayılır, ardından dokulara ve çok güçlüyse kana bile giriverir... Sonra... Sonra sırada kalp vardır... Çekici bir insan yaşlandığında da etkileyicidir, çünkü albeninin reçetesinde mistik oranlarda akıl, zarafet, sağduyu ve şeytan tüyü vardır."
Sayfa 22
Evet, karalara bürünmüş Türkiye! Yüzü sapsarı, omuzları çökmüş, gözleri elem içinde. Fakat, o galiplerin kuvvet ve sevincinden daha kudretliydi. Çünkü, zulme uğramış milletinin haklarına iman etmişti.
Müthiş bir susuzluk hepimizi kasıp kavuruyor, öyle ki, Chapar'la Deplanque, sonunda deniz suyu içiyorlar. Bu olaydan sonra, susuzlukları daha da artıyor tabii, içimizi buran açlık ve susuzluğa karşılık tek iyi şey, kimsenin yakınmayışı. Hiç birimiz de, diğerlerine öğütte bulunmuyoruz. Deniz suyu içmek isteyen, serinlettiği gerekçesile üstüne su serpen, deniz suyunun yararları daha da derinleştir-diği ve buharlaşmayla daha çok can yaktığını kendi kendine görüyor. Gözleri açık ve iyi olan yalnız benim. Bütün arkadaşlarımın gözleri iltihaplı, durmadan yapışıyor. Gözlerin kapanması, acıya rağmen deniz suyuyla yıkanmak gerektiğini doğruluyor. Çünkü gözleri açıp çevreyi iyi görmek gerek. Yakıcı bir güneş yaralarımızı öylesine kızıştırıyor ki, duyduğumuz acılara katlanmak imkânsız.
"Evet". Beni rahatsız eden düşünceleri bir kenara itip na dokundum. İşin doğrusu on sürekli dokunuyor, gerçekten burada olduğuna emin olmak olmak istiyordum. Sanırım o da aynısını yapıyordu. Ama başından beri hep dokunmasını seven bir tipti ve bu özelliğine bayılıyordum. Daha fazlasını istiyordum. Sadece Deamon'la yapabileceğim bir şekilde, kendimi onda kaybetmek için müthiş bir istek duyuyordum. Parmağımın ucunu alt dudağımda gezdirdim. Çenesinde bir adale seyirdi, gözleri parladı. Kalbin küçük bir parende attı. Deamon o güzel gözlerini kapadı, yüzü gerildi. Elimi geri, çekmeye başladım. Bileğime yapıştı "Yapma." "Özür dilerim sadece .. "gerisini getiremedim nasıl bir açıklama yapacağımdan emin değildim çünkü. Yüzünde çarpık bir gülümseme belirdi. "Ben maşa çıkabilirim. Ya sen?" "Ben de". Pek değil diye itiraf ettim kendi kendime. Onun üstüne atlamak istiyordum. Onu istiyordum.. Fakat içinde bulunduğumuz durumda böyle muzır eğlenceler yakışık almazdı ve teşhirciliğe de soyunmak istemiyordum. O yüzden yapabileceğim en iyi şeyi yapıp parmaklarımı parmaklarına doladım. "Burada olduğuna hem seviniyorum hem de seviniyorum diye kendime kızıyorum ". "Kızma" Gözlerini açtı, göz bebekleri pırlantalar misali parlıyordu. "Hem başka bir yerde olamak istemiyorum ki ben."
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
"Yaz: Işığın savaşçısı için bir çocuğun gözleri çok değerlidir; çünkü o gözler dünyaya acısız bakabilirler."
O gece bütün bildiğim duaların ilk satırlarıyla örülmüş kazagımın içinde üşümeyeceğime inanıyordum, Çünkü gözleri çok güzeldi.
BİLİYORUM: Gerçek yenecektir çağlar içinde gitgide ışıyan bir değişim kendiliğinden soğuktan sıcağa giden ısı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.