Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Depresyon?!
"Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmış ve hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar ne de hayranlık. Ne sevinmesini bilir ne de üzülmesini. Gülmeyi de ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilmiştir. Artık hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır."
"Üzüntü, kayıp veya hayal kırıklığı içeren olumsuz bir olayı çarpıtmadan tarif eden gerçekçi algılar tarafından yaratılan, normal bir duygudur. Depresyon ise, her zaman, bir şekilde çarpıtılmış düşüncelerin neden olduğu bir hastalıktır."
Sayfa 237 - Psikonet yayınevi, Dr. David D. Burns, çeviri: Esra Tuncer, Özlem Mestçioğlu, İrem Erdem Atak, Gönül Acar, 59. Basım
Reklam
Bir kayıp ya da sizin için önemli bir kişisel hedefe ulaşma çabalarınızdaki başarısızlığın ardından depresyon ya da üzüntü gelişebilir. Üzüntü, çarpıtma olmaksızın gelir. Bir duygu akışı vardır ve belli bir zaman sınırı da içerir. Hiçbir zaman özgüveninizin azalmasını getirmez. Depresyon ise donmuştur sürekli olma ya da sürekli tekrar etme eğilimini ve her zaman kendine güvenin kaybedilmesini getirir.
Psikonet
Bir evlat düşün enkaz altında bedeni Babası çaresizce başında bekledi Tuttu ölen kızının elini "Korkma kızım, baban yanında"dedi Ama kızı asla duyamadı o sesi
Depresyon o kadar illet bir şeydi ki bazen insana intihardan başka bir seçenek bırakmazdı ama aynı zamanda bir trajedinin dayanılmaz ağırlığından ya da suçluluk duygusundan kaçmak için de bu yol seçilebilirdi.
Sayfa 407Kitabı okudu
Mark Twain’ın çok beğendiğim bir sözü var; “Okul hayatımın eğitimimin önüne geçmesine izin vermedim.” Başarı ferdîdir. Okulda başarılı olan, yüksek dereceyle mezun olan birçok arkadaşım şu an “super office man.” Bir iddiası, teklifi ve insanlık ideali yok hiçbirinin. Müfredatın alıklaştırma terbiyesinden yüksek ortalama ile mezun olanlar katarında dehleniyor her biri. Tasdikname’nin diplomadan daha hayırlı olduğu bir ülkemiz var. Okuldan atılanlar, hayata tutunmayı en erken kavrayanlardır bu memlekette. Diplomaya tutunanlar ise sosyal anksiyete, depresyon, kişilik bozukluğu, kimlik kargaşası, toplum nezlesi gibi palyatif ıkınmalarla hayata asılı kalma uğraşı veriyor. Başarı hikayesi yazanların kahir ekseriyeti sınavdan tam puan alanlar değil geçer notla mezun olanlardır. Okulu asmamış, herhangi bir kavgaya karışmamış, disiplin suçu işlememiş hiçbir öğrencinin hayata dair söyleyebileceği kayda değer bir iddiası olduğunu düşünmüyorum. Belki de şairim ve mübalağayı seviyorum.
Muhammed Ali

Muhammed Ali

@MuhammedAli94
·
30 Nisan 14:50
MEB yeni müfredatta metin türleri içine; hiper metin infografik grafik simge vlog fragman dijital öykü türlerini ekliyormuş. Sınanmamış, gelişmemiş, içeriksiz-derinliksiz metin bile denmeyecek çiziktirmelerin müfredata girmesi ne kadar abes. Gençleri yüksek bir seviyeye çekmek gerekirken Milli Eğitim en banal, en bayağı seviyeye çekiyor koskoca maarifi. Çocuklara, gençlere kaliteli, derinlikli, hayata ve dünyaya bakışını geliştirecek metinleri sunmak varken zaten her gün iç içe oldukları ucube tarzları müfredata yerleştirmek “ihtiyar kompleksi”nden başka ne olabilir ki? Yıllarca halk goygoyu, popülizm millet hayatını mahvetti; şimdi de “gençleri anlama” popülizmi için en yıkıcı anlayış geliyor. Müfredat demek zihniyet, kültür savaşı, paradigma, varoluş, kendilik demektir. Kemalizm ve modernleşmeci Batıcılıkla hesaplaşmayı geçtik; küresel kültüre bütünüyle teslim oluyoruz anlaşılan! Ercan Ýıldırım
Reklam
"Depresyon, geç-modern insanın kendi olmak hususundaki başarısızlı­ğının patolojik bir dışa vurumudur."
64 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Yorgunluğun gönlü geniştir."
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık Toplumu
kitabıyla tanıştıktan sonra yazarın okuduğum ikinci eseri oldu. Düşüncelerini
Martin Heidegger
Martin Heidegger
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Michel Foucault
Michel Foucault
Giorgio Agamben
Giorgio Agamben
Hannah Arendt
Hannah Arendt
Walter Benjamin
Walter Benjamin
gibi düşünürlerin düşünceleriyle desteklemiş. Kitap çevirinin azizliğine mi uğramış yoksa Türkçe'ye çevrilirken anlam mı kaybetmiş bilmiyorum. Onun dışında sosyoloji ve felsefe türünde okunabilecek, kısa olmasına rağmen okurken sizi zorlayacak olsa da güzel bir kitap. "Her çağın nevi şahsına münhasır hastalıkları vardır." Şiddet her zaman negatiften değil, pozitif olandan da beslenir. İletişimin kolaylığı, aşırı üretim ve tüketim pozitif şiddeti meydana getirir. Doyuruculuk sağlar. Depresyon, dikkat eksikliği tükenmişlik sendromu ve hiperaktif bozukluklar pozitifin aşırı doyuma ulaşmasından doğar. Yaşadığımız yüzyılın artık bir "Performans Toplumu" olduğunu söylüyor yazar. Bu toplum disiplin toplumu gibi negatife değil, kendini pozitife yöneltmiştir. Artık yasaklar ve cezaların yerini; motivasyon, proje ve girişim alır. Disiplin toplumu deliler doğururken, performans toplumu depresifler yaratır.
Yorgunluk Toplumu
Yorgunluk ToplumuByung-Chul Han · Açılım Kitap · 20151,046 okunma
depresyon, üzüntü veya bazı durumlarda öfke veya yas gibi duyguları yaşamamak için ödediğimiz bedeldir.
Sayfa 63 - inkılap kitabevi yayın sanayi - 11. baskıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.