Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Geceleri tek tük yanarken ışıklar, kimi evine çekilmiştir, kimi evinin yolunu arar. Kiminin ise ne bir evi, ne de onu evinde karşılayanı olmaz. Birbirine komşu yerlerde birbirine yabancıdır insanlar. Kah bir markette karşılaşılır, kah hiç gözgöze gelinmek istenilmeyen bir sokağın köşesinde. Safi adet yerini bulsun diye geçiştirilen selamlar,
Cahit Zarifoğlu
Yedi Guzel Adam
Cahit Zarifoğlu
I.
Bu insanlar dev midir
Yatak görmemiş gövde midirBir yara açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında-Ya kurbanın olam
Dağlar önüme durmuş
Ki dağlanamÇekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında1.Yedi adam biri bir gün
bir kan
1000kitap’daki incelemeleri okumadan önce mahmut makal’ın hayatını tekrar araştırdım. birçok okuyucu yazarın hayatından bahsetmiş ama ben yine de kendim için bir özet geçmek istiyorum.
1930 yılında aksaray’da dünyaya geldi. 1943 yılında ivriz köy enstitüsü’ne başladı. 1947’de mezun olup aksaray nurgöz köyünde altı yıl öğretmenlik yaptı.
Yazarın artık son kitabına geldim bu da bittiğine göre tabi. Gene kendisinin harika betimlemeleriyle beraber bir hesaplaşma kitabı olduğunu belirtelim. Akçasazın Ağaları serisinin de 2 numaralı kitabıdır bu eser. Demirciler Çarşısı Cinayeti kitabıyla çok daha evvelden tanışmıştık, sonra bu kitap yazılmıştı. Anavarsa adında bir 3 numara planlanmış
Peki benim için “dünyanın” ne olduğunu biliyor musun? Aynamda göstereyim mi? Bu dünya; enerji canavarı, başlangıcı olmayan, sonu
olmayan; sağlam ve demirden büyümeyen veya küçülmeyen, kendini genişletmeyen, sadece dönüştüren bir güç büyüklüğüdür, bir bütün olarak, değiştirilemeyen boyutta, harcamaları veya kayıpları olmayan, ama aynı zamanda
Bu kitap Nietzsche öldükten sonra yani 1901 yılında basılmış daha sonra birçok farklı edisyonları olan bir eserdir. İçerisinde birçok ekstra not vardır. Alman editörlerin fazla müdahalesi her okuyucu tarafından gözlemlenecektir ve rahatsızlıkları anlaşılacaktır. Ayrıca Nietzsche Güç İstenci diye bir kitap yazmamıştır ve bu kitap için kız kardeşi
İlk Söz
“Ey oğul!” hitabı ile başlayıp “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” … ve benzeri öğütleriyle, asırlar öncesinden bugünlere seslenen, Şeyh Edebali’nin neslinden, aynı kültür ve medeniyetin çocuklarıyız. O, kalbi duygu, özlem ve öngörüleriyle insanı merkeze almıştı. İnsan ki, hiçbir şeye feda edilemezdi. Ne şahsi menfaatlere ne grup
Bendeniz şu ana kadar, milletleri uzun yıllar Soyvetler hakimiyetinde yaşayan Cengiz Dağcı ve Cengiz Aytmatov'un neredeyse tüm eserlerini okudum. Onların eserlerine tek tek inceleme yazdım (1000 Kitap'tan önce), eserlerinden edindiğim izlenimle bir panel metni yazdım ve çeşitli illerde sundum (Anadolu Mektebi sayesinde). Bu sebeple, Komünizm ve
“Sûfiler "ilk hâtır"ın ehemmiyetine dikkat çekerler. Akla ilk düşen, gözün ilk gördüğü, kalbin ilk sezdiği, iç ve dış duyuların ilk hissettiği şey önemlidir ve ona itibar edilmelidir. Çünkü tabiî, müdahalesiz ve sansürsüzdür... Sonra akıl, zekâ, nefis, hesap kitap devreye girer ve işler değişir, dönüşür..." diye tanımlıyor ilk hâtrı