bu dünyada
acı çekmeyi bir türlü beceremedim.
belki yaşarken yüzüme gülmeyen hayat,
ölünce güler dedim.
ben de intihar** edip
yeryüzüne si*tir çeken şairlerden olmak istedim,
fakat dö*üm yemedi,
intihar dersinden sınıfta kaldım.
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Beni en çok şaşırtan yazarlardan biridir Murat Menteş. Sadece iki kitabını okumakla yazar hakkında bir şeyler söylemek ne kadar kabul edilir bilmiyorum ama dün artık inceleme yazacağım dedim kendime.
Öncelikle kitabın kapak tasarımı fazlasıyla orijinal ve başarılı. Kapağında silahlar, uçaklar, televizyonun içinde kovboy şapkasıyla bir elinde
~Dinlence yazarı Ahmet Ümit~
Bilgi bankasından bilgi toplar zihnimiz...
"Bu bankada para yerine kullanılan şey kitaplardır." Yine bu bankada binlerce farklı insan çalışır. Bazen bir Kafka çıkar karşımıza ve acı satın alırız. İnsan olduğumuzu hatırlatır bize. Bazen bir Dostoyevski 'ye denk geliriz ve bize Vicdan' ı öğretir. Öyle değil
Özlediğimden değil de zamanı geldiği içindi bir kere daha okumak istemem...ve hızlı hızlı atlayarak okudum, çünkü okumasam da ne olduğunu artık hatırlıyorum, hatırlamamak elde değil, 33 senedir okuyorum her sene, ve her sene, her okumada, kitabın sonunda, yine ağlıyorum. Şu anda hastayım, daha doğrusu hastalanıyorum; ancak bu beni yazmaktan
Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Dün baştan başla demiştim ama baştan başlamak bazen yorucudur biliyorum.
Kalbin incindikten sonra tekrar sevmek, hayal kırıklığından sonra tekrar hayal kurmak, düştükten sonra kalkıp devam etmek güç gerektirir.
Ama içinde bir doz cesaret ve isteklilik bulduğunda durma lütfen.
Bazen yorgunluk vursa da,korku ortaya çıksa da, Şüphe yüksek sesle konuşmaya çalışsa da...
Durma! tanımlanamayacak kadar güzel.
Çünkü hayat birkaç kötü deneyimle Hemen bunu yapmanı söylemiyorum.. Yürek bazen de mola ister. Dinlenmek bırakmak değildir. Bazen hayatına devam etmeden önce kendini toplaman gerekir. Peki ama bu sonsuz baştan başlama fırsatı olmasaydı hayatımız nasıl olurdu?
Yeni günler, yeni aşklar, yeni hayaller, yeni yollar olmadan?
Baştan başlamak kolay değildir ama gereklidir. Hayat bizi yere serdiğinde kaldıran ve mutlu olmaktan daha azını kabul etmeyen, en azından olmaya çalışanların sonsuz umut inadıdır.
Baştan başlamak zordur ama pes etmek ölümcüldür.
Denemekten yorulsan bile, lütfen yeniden başla.🍀
"Spoiler İçerir.. "
Yazarın sözüyle başlamak isterim : Gerçek Bir Kadının Öyküsüdür Bu Kitap ..!
Psikiyatrist olan yazarımız Kanatır Cezaevi'nde bir grup kadın mahkumun kişilik yapıları üzerine bir araştırma yürütmeye başlar . Sonra diğer mahkumlardan ziyade Firdevs adında mısırlı bir kadın mahkum dikkatini çeker . Firdevs 10 gün sonra
-Spoiler İçermez-
Öğretmen ve öğrencilerin mutlaka okuması gereken kitaptan merhabalar.
Hani okul kapanır kapanmaz başlayan Kur'an kursları vardı ya, hani ailelerimiz zorla gönderirdi bazılarımızı, hani 9 ay boyunca okula gittikten sonra dinlenmek ve tatil yapmak için bize ayrılan 3 ayı da böyle harcardık ya, işte o kasvetli günlerimi