“Gidelim,” dedi. Hızla yürümeye başladık. Sıcaklığı vardı paltoda. Parçalardan biriydi, hayatımın bir parçası, eski bir koltuk gibi, yada çarpık bir çatal, yada annemin şalı, hayatımın parçaları, o çok değerli, paha biçilmez, üzerine titrenen şeylerden biri.