Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür; günah diye bir şey varsa tabii.
Savaşlar aslında öldürücü, yıkıcı, ızdıraplı şeylerdir. Fakat medeniyetin de, tekniğin de, ahlâkın da, disiplinin de anası savaşlardır. Fedakârlık ruhunu bileyerek insanları bencil yani hayvan olmaktan kurtarır. Kazanmak için itaatin şart olduğunu öğreterek toplulukların disipline girmesini, yani üstün insan olmasını sağlar. Savaş olmasa yeryüzünde milletler değil, hırsız çeteleri türeyecek ve insanı hayvandan ayıran erdemler doğmayacaktır.
Reklam
Asil kanlı bir çocuk için tüm erdemler doğaldır, çileyle kazanılmaz. Yüreğine seslenirseniz, insan birdenbire erdemli olur.
Her toplumsal sınıf, kendi yaşamı açısından herhangi bir öneme sahip olmayan erdemler üzerine ahkâm kesiyordu. Zenginler tutumluluğun öneminden dem vururken işsiz güçsüzler emeğin yüceliği üzerine afili laflar ediyordu.
Kanaatlerimizin farklılığı, bazılarının diğerlerinden daha akıllı olmasından değil, sadece düşüncelerimizi değişik yollardan sevk etmemizden ve aynı şeyleri göz önünde bulundurmamaktan ileri gelir. Zira iyi bir zekâya sahip olmak yetmez, asıl olan onu iyi kullanmaktır. En büyük zekâlar, en büyük faziletler/erdemler kadar en büyük hatalara da meyillidir; ve yalnızca çok yavaş yürüyenler, eğer her zaman doğru yolu izlerse, koşanlardan ve doğru yoldan uzaklaşanlardan daha fazla ilerleyebilir.
Erdemler bizi düzenden kurtarmıyor ve düzen bizim yitimimiz için erdemlerden yararlanıyor, bizler artık bir sistemin kandırdığı kurbanlarız, çıkarlarımız konusunda bizi aldatıyor ve bizi kendi çıkarlarına kurban ederken bunların bizim de çıkarımız olduğu konusunda bizi ikna ediyor.
Reklam
Biz yapmacık figürler kisvesi altındaki ölüme tapıyoruz ama onun ölüm olduğunu bilmiyoruz, bizim savaşlarımız övdüğümüz şeye kurban verme savaşı, ölümün şerefine kendimizi feda ediyoruz, bizim ahlakımız bir ölüm okulu, değer verdiğimiz erdemler ise ölümün erdemleri yalnızca.
“İnsanlık zaman içersinde yaptığı her şeyden dö­ner ve onların yerine başkalarını koyar; zamanın akışı içinde insanlık bağlamında da suçlar erdemlere, erdemler de suçlara dönüşür.”
Adalet, her onurlu şey gibi, kendi başına arzu edilmelidir. Aslında tüm iyi insanlar kendileri için eşitliği ve adil davranışı severler, yanlış yolda olmak ve sevilmeyecek bir şeyi sevmek iyi birinin özelliği olamaz; bu nedenle adil olan, kendisi için arzulanmalı ve sevilmelidir Ve bu durum, adil olan için geçerliyse, adalet için de geçerlidir ve eğer adalet varsa, o zaman diğer tüm erdemler kendileri için geliştirilmelidir. Cömertlik ne olacak? Karşılıksız mıdır yoksa bir ödül uğruna mıdır? Birisi bedel gözetmek sizin yardımseverse, bu karşılıksızdır; bir ödül gözetiyorsa, o zaman satın alınabilir. Cömert veya yardımsever olduğu söylenen kişinin kär elde ettiğine değil, görevi yerine getirdiğine dair hiçbir şüphe yoktur. Bu nedenle adalet de ne ödül ne de mükafat ister, dolayısıyla sadece kendisi için istenir ve tüm erdemler için bu durum aynıdır. Dahası, erdem kendi içsel faziletleri için değil, ödülleri için aranırsa, o zaman tek erdem, haklı olarak kötü davranış diye adlandırılan erdem olacaktır.
Kişi kendini l a ğ v e d e r s e , en saygıdeğer işi yapmış olur: bununla, adeta yaşamayı hak en saygıdeğer işi yapmış olur: bununla, adeta yaşamayı hak eder... toplumun, o da bir şey mi! yaşamın ta kendisinin fe ragat, kansızlık ve başka erdemler içindeki herhangi bir “yaşam” dan daha fazla çıkarı vardır bunda — kişi, ötekileri kendi görüntüsünden kurtarmıştır, yaşamı bir i t i r a z d a n kurtarmıştır...
Sayfa 83
Reklam
Insanoğlu, tinin ölümsüzlüğüne inanmasa bile erdemler uğruna yaşama gücünü kendi içinde bulacaktır! Bu gücü özgürlük, eşitlik, kardeşlik sevgisinden bulacaktır.
Kötülükleri ilerletmek erdemleri ilerletmekten kolaydır. Kıskanç olan erdemler birbirleriyle savaşıp birbirlerinin kuyusunu kazar, hiç bağdaşamadıklarını ve hoşgörüsüz olduklarını gösterirler, doğaca uyumlu olan kötülüklerse birbirlerine hoşgörülüdür.
Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür; günah diye bir şey varsa tabii. Artık bir başkasının müziğindeki bir yankıdan, kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan oyuncudan ibarettir.
La Jacressarde evi olmayanların eviydi. Tüm şehirlerde ve özellikle de liman kentlerinde toplumun altında bir tortu vardır. Adaletin bile içlerinden birini söküp almayı başaramayacağı kadar meçhul kimseler, macera meraklıları, fırsat avcıları, hayatı hep potada eriten düzenbaz kimyagerler, paçavraların her türlüsü ve bunları giymenin her türü,
Sayfa 133 - 134, 4.Basım, Nisan 2021
Aşırıya kaçıldığında suça dönen erdemler vardır.
Sayfa 445 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 13.Basım, II.Cilt
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.