Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra

Esra
@esra__yavuz
Odyolog
İzmir
277 okur puanı
Eylül 2015 tarihinde katıldı
104 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Fuarda gezinirken Proust adını görmemle kitabı almam bir oldu. Nerede ona dair bir şey görsem dikkat kesiliyorum. Sanki yaşanmış hatıraları unutmaktan korkuyor, ne zaman hatırlatacak bir neden bulsam kaçırmıyorum. Öyle büyülendim ki 6 ayda okuduğum seri adeta hayatımdan bir parça niteliğinde. Nasıl ki çocukluğumu hatırlatan şeyler beni bir anda
Proust'un Paltosu
Proust'un PaltosuLorenza Foschini · Kırmızı Kedi Yayınları · 201268 okunma
Reklam
736 syf.
9/10 puan verdi
·
37 günde okudu
Uzun soluklu bir serüven... Ama sadece serüven değil; sizi Ortaçağın esrarengiz manastırında ağırlıyormuşçasına, dönemin bütün ruhunu, havasını suyunu hissettiren bir kitap. Nedenini anlamadığımız, tuhaf bağlantılar içeren cinayetler dizisi karşılıyor bizi. Başrahip tarafından görevlendirilen William ve çömezi Adso, bu cinayetleri aydınlatmak için araştırmalara başlıyorlar. Bir yandan kurgu akarken bir yandan da dinler tarihine boğuluyorsunuz. Açıkçası ilgimi çekmediği için bazen devam etmekte zorlandım. Ama Eco, kitabın sonundaki açıklamasında bunun gerekli olduğunu söylüyor. Ki kitabın sonunda büyük bir yanılsama içinde buluyorsunuz kendinizi; sanki aktarılan bilgiler, cinayetlerin sırrıymış gibi anlamaya çalışıyorsunuz ama Eco iyi şaşırtıyor bizi. Özellikle beni etkileyen bu şaşırtmacaydı. Bunun dışında özellikle bana ilginç gelen; resimle ilgili dönemin görüşüydü. Resim, şeytan işi olarak tarifleniyor çünkü tanrının yarattığını tasvir ediyorsunuz. Bu nedenle özellikle de insan portresi çok sonradan resmedilmeye başlanmış. Mesela, İslamiyet öncesi Türk tarihine de baktığımızda resim sanata hakimken, İslamiyeti kabulle birlikte belli bir dönem resimde duraklama yaşanıyor. Bir diğer şey, tabii ki kilisenin zekice kurgulanan labirent kütüphanesi. Eco sondaki açıklamada her bir detayını neden o şekilde yazdığını anlatıyor, hayran kalmamak elde değil. Kitabın ismi, önsözü, sonrası açıklaması, ve özellikle de finaliyle elimde o döneme ait değerli bir el yazması kitap varmış gibi hissettim. Ne zaman okuyacağınızı iyi belirleyin ama okuyun.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,6bin okunma
245 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uzun zamandır beni böylesine alıp götüren okuma haline bürünmemiştim. İlk defa Pınar Kür okuyorum ki bu kitabı da Sait Faik hikaye ödülüne layık görülmüş. Kitabın ismi herhangi bir öykünün adı değil ama kitabı bitirdiğimde isabet olduğunu düşündüm. Akışı Olmayan Sular.. Aslında akıp gidebilecekken diğerleri gibi o akışı tutturamayan bazen korkularına bazen çevrenin baskısına yenilen sular, yani insanlar, yani bizler.. İlk öykü; Biraz Daha Ölmek. Pınar Kür'e hayranlığımın uyandığı buruk bir hikayeydi. En çok Kısa Yol Yolcusu öyküsünü sevdim ve bitirirken ağladığımı fark ettim. Bizzat hissettiğim, düşündüğüm birçok şeyi karakterin de kendine dert edinmiş olması ve bunu okumak ayrı bir keyif verdi. Keyif değil de buruk bir gülümseme bıraktı diyelim. Leyla İçin Şiir öyküsünü pek sevemedim bazı yerler absürt geldi ve rahatsız ediciydi. Bunun dışında Son Çizgi öyküsünde ise karakterin sürekli gördüğü rüyanın benim de aralıklarla gördüğüm rüya olması ve aynı şekilde düşündürmesi tuhaftı. Kitaba beni yaklaştıran başka bir detay oldu. Son öykü Bitmiş Zamana Dair ise anı üzerine yazılabilecek etkili bir hikayeydi, karakterler ve ilişkiler özenle seçilmişti. Ana tema olarak; kendini arama, var olan düzende kaybolmuşluk, yalnızlık ve özellikle korkular... Belki de bu korkular olmasa bizi çevreleyen çemberin dışına çıkarak bulunduğumuz noktaya bakıp ne kadar sığ ve doyumsuz yaşadığımızı anlayacağız, bilemiyorum. Karakterlerin bazıları bunu tasarlıyor, bazıları daha da ileri gidip bunu deniyor. İyi mi olmuş kötü mü olmuş, okuyup karar verin derim.
Akışı Olmayan Sular
Akışı Olmayan SularPınar Kür · Everest Yayınları · 2012633 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
220 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Behçet Çelik.. Daha önce Dünyanın Uğultusu ve Gün Ortasında Arzu kitaplarını okumuş ve çok sevmiştim. Şu an bilinmese de bence adını duyuracak bir yazar. Kitaplarının konusu, karakterleri hep aynı eksende; yalnızlık, kaybolmuşluk, hiçlik,boşunalık,aylaklık, melankoli, hüzün.. Bu şekilde çoğaltabiliriz. Ama sanki Oğuz Atay'ın karakterlerini güzel
Soluk Bir An
Soluk Bir AnBehçet Çelik · Can Yayınları · 2012106 okunma
164 syf.
7/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Kitap fuarında stant görevlisinin tavsiyesi üzerine almıştım. Ama bu kadar karamsar bir kitap beklemiyordum. Başlangıçta sahil kasabasında yaşayan insanların o içten hisleri, şehirde tadamayacağımız güzelliklerin farkına varan samimiyetlerini okuyacağımı sanıyordum. Ancak bir anda gamlı bir hava hakim oldu. Karakterler fazla ve her birinin yaşadığı kırgınlıklar, hüzünler oldukça edebi bir dille anlatılmış. Özellikle deniz ve insan birlikteliğini güzel ilişkilendirmiş yazar. Zaman zaman gerçeklikten kopuyorsunuz. İki âlemde geçiyor olaylar. Neredeyse her karakterin denize doğru bir kayboluş hikâyesi var. Bu anlamda bana biraz Gölgesizler'deki o puslu kurguyu anımsattı. Ama tabii ki üslup olarak Hasan Ali Toptaş'ın hakkını vermek gerekir. Biraz efsane tadında, zaman zaman sizi huzursuz edecek ama akıcılığıyla bir çırpıda okuyabileceğiniz farklı bir kitap, tavsiye ederim.
Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba
Sonbaharda Sarhoş Bir KasabaFerhat Uludere · Sel Yayınları · 201066 okunma
Reklam
156 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
André Gide ile tanışma kitabım oldu. Kesinlikle devam etmeyi düşünüyorum. Güzel bir kurgunun içerisinde aynı zamanda düşünsel olarak da beni tatmin eden bir okumaydı. Bunu Hermann Hesse'de de görmüştüm. Hem kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz müthiş bir akış var, hem de aralarda altı çizilesi satırları yakalama şansı buluyorsunuz. Hesse'de
Ayrı Yol
Ayrı YolAndré Gide · Can Yayınları · 2014743 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bazı kitapları bitirip kapattığınızda durur düşünürsünüz, "ben ne okudum şimdi" diye. Bu bazen o sayfaların tam mânâsıyla anlamsızlığından kaynaklanır bazen de kitabın fazla anlam içermesinden. Benim için ikinci seçenek geçerli oldu diyebilirim. Belli bir süre elimde öylece tuttum kitabı. Müthiş bir zekâ ürünü olduğunu düşünüyorum.
Kaçan Ayna
Kaçan AynaGiovanni Papini · Kırmızı Kedi Yayınları · 20161,421 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
İlk defa Marquez okudum ve devamını da getirmeyi düşünüyorum. Kitapta Santiago Nasar, sözde namus cinayeti adı altında öldürülüyor. Ancak anladığım kadarıyla olayın aslı dahi yok. Santiago'nun öldürüleceği düpedüz belli ve neredeyse herkesin haberi olduğu halde kimsenin buna engel olmaması da ayrı bir toplum meselesi. Hatta Santiago'ya bile söyleniyor ama o da aldırış etmiyor. İlginçtir ki kitapta cinayete kurban giden Nasar, katil(-ler) ve hatta zaman (Kırmızı Pazartesi) bile belliyken, sizin tahmin yürüteceğiniz bir şey yok gibiyken kitap farklı bir üslupla sürüklüyor. Başta karakterlere ve isimlere alışmakta zorlandım aslında ama alışınca kitap bir anda bitti. Tavsiye ederim.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
632 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Oblomov=Tembellik düşüncesiyle okumaya başladım. Ama okudukça Oblomov'un iç dünyasına, ruhunu ortaya koyduğu saf hislerine, hayata bakışına hayran kaldım. Oblomov; sürekli uyuyan, tembel, miskin olarak etiketlenebilir ama birçoğumuzdan daha uyanık, her şeyin farkında aslında. Sorun şu ki birçok plan yapmasına rağmen bir türlü harekete geçemiyor, sürekli erteliyor. Bu da onu pasif kılıyor haliyle. Oblomov'lar her an her yerde karşımıza çıkabilir. Ama bu kadar uç boyutlarda mıdır tartışılır; şöyle ki toplumdaki sorunlara karşı tepkisini yatakta yatış pozisyonunu değiştirerek veriyor. Bu kadar da olmaz dedirtiyor zaman zaman insana. Oblomovluk işte... Gonçarov, aynı zamanda Oblomov ve dostu Ştolts arasında zekice bir zıtlık yaratmış; Oblomov Eski Rusya'yı, Ştolts ise Avrupa etkisini temsil ediyor. Bu da yazıldığı döneme güzel bir eleştiri niteliğinde. Kitabı okumadan önce Oblomov'un sürekli tembellik yapıp kendi içindeki hesaplaşmalarını okuyacağımı ve durağan ilerleyeceğini düşünüyordum ama kitaptaki diğer karakterler ve beklenmedik olaylarla birlikte oldukça sürükleyici idi. İnsanlığa Oblomovluk halini kazandıran, gülümseten, şaşırtan ve bolca düşündüren bu klasiği okumanızı tavsiye ederim. Çevrenizdeki ve hatta içinizdeki Oblomov'un farkına varacaksınız belki de. İyi Okumalar...
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,5bin okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yine Yaşar Kemal... Yine doğayla insanın destansı mücadelesi... Kitap; Köroğlu, Karacaoğlan ve Alageyik efsanelerinden oluşmakta. Üç efsanede de kahramanlığın yanısıra Yaşar Kemal'in tabiriyle insanı yalım eden sevda teması işlenmiş. Bu bazen kavuşmayla bazen de ayrılıkla sonuçlanıyor. Özellikle Alageyik efsanesinde insanın kendiyle hesaplaşmasını, ikircikli halini, tutkularına yenik düşmesini görüyoruz. Yaşar Kemal insanı her haliyle anlatmış; hüznü, sevinci, korkuyu, aşkı, cesareti... Üslubuna gelince fazla söze gerek yok, tasvirlerle alıp götürüyor zaten. Okunmayı fazlasıyla hak ediyor. İyi okumalar...
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,8bin okunma
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Heba, Hasan Ali Toptaş'ın son kitabı. Ziya'nın 42 yıl önce bir ruh karmaşası sırasında öldürdüğü kuşun ardından yaşadığı vicdan muhasebesi; bununla birlikte şehir hayatından tabiata kaçışı, askerlik yılları ve arkadaşları anlatılıyor. Ziya, zor şartlar altında hâlâ "insan" kalmaya çalışan ancak HEBA olmaktan kurtulamayan bir Toptaş kahramanı. Özellikle kitabın sonu Gölgesizler'deki puslu anlatımı hatırlattı bana. Yine düş ve gerçeğin birbirine karıştığı üslubuna hayran kaldığım bir Hasan Ali Toptaş kitabı. İyi okumalar...
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,596 okunma
164 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitabın içeriğini bilmeyen yoktur herhalde. Uzun zamandır çok satanlar listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Sabahattin Ali'yi daha önce okumuş ve beğenmiş olduğum için bu kitabını da okumak kaçınılmazdı benim için. Anlatımı, akıcılığı, derinliği ortada zaten. Ama kitapta beni asıl etkileyen ve düşündüren, dışardan sıradan- örneğin ev ve iş arasında mekik dokuyan Raif Efendi- gözüken insanların içinde de ne aşklar, ne ayrılıklar, ne fırtınalar, ne tutkular olabilirmiş bunu gördüm. Bu kitabı okuduktan sonra çevremdeki her insan Raif Efendi olabilirdi artık benim gözümde. Tutkunun aşka, aşkın da imkansızlığa dönüşmesi çok iyi anlatılmış. Keyifli okumalar..
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,9bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Hasta, yalnız ve çaresiz bir çocuğun ızdırab dolu öyküsü. Bu karanlığın dışında umut da kendini hissettiriyor: aşk gibi. Evet belki de sevdiği kıza duyduğu aşk, hastalığına tam olarak derman olamasa da yaşadığı çaresizliği unutturabilirdi bir nebze. Bunun umudunu taşıyordu bu yüzden. İnsanın hallerine dair psikolojik tahliller içeren iliklerinize işleyecek bir kitap. Tavsiye edilir.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,4bin okunma
229 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Öncelikle kitabın kapağı, ismi ve içeriği birbirine ancak bu kadar uyumlu olabilirdi. Kitapta ana karakter olan Moscarda'nın içinde sayısını bilemeyeceğimiz, birden fazla olduğunu düşündüğümüz hatta 'binlerce' olabilecek "Moscarda"dan bahsediliyor. Eşine karşı farklı, iş arkadaşlarına karşı farklı bir kimlikle karşımıza çıkıyor. Peki Moscarda, gerçekte bunların hangisi ? Bu sorunun yanıtını arıyor aslında kendine yönelttiği sorularla. Moscarda'nın kendini sorgulayışı ve gerçek kimliğini arayışı, sizi de düşünmeye sevk ediyor. Kendinizi sorgulayabileceğiniz güzel bir kitap, tavsiye ederim.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,091 okunma
59 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Müzeyyen'e olan tutkunun edebi ve derin bir şekilde anlatılması... Beklentimi karşıladığını söyleyemem. Nedense bazı yerler kopuk geldi bana ve kitabı "akıcı" olmaktan çıkartmış bu da. Bunun yanında altı çizilesi cümleler de vardı kitapta. Ayrıca kitabın kapağını beğendiğimi de belirtmek isterim. Filmini de izledim. Kitapla çok farklı; olayların zamanı, akışı farklı seyrediyor filmde. Ama filmini daha çok beğendim. Daha bütün ve akıcıydı. İyi okumalar...
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,3bin okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
Kitabın pek akıcı olduğunu söyleyemem. Ama konu olarak ilginçti. Bir ögretmen bir gün intihar etmek üzere olan bir kadını durduruyor ve kadının paltosu elinde kalıyor. Paltosunda bulduğu kitabın peşine düşüp her şeyini geride bırakarak kitabın yazıldığı, yazarının yaşamış olduğu Lizbon'a gidiyor. Kitapta bahsedilen doktorun kitabından alıntılar fazla olduğu için bazen kurgu kopuyor. Aynı zamanda bu alıntılar insanı sürekli düşünmeye sevk ediyor. Kitabı okuduktan sonra filmini izledim. Her şey daha iyi oturuyor filmle. Kitaplardan uyarlanan güzel fimlerden bir tanesiydi bence. Konusu ilgi çekici olduğu için kitabı okuyabilirsiniz ama özellikle filmini de izleyin. Keyifli okumalar...
Lizbon'a Gece Treni
Lizbon'a Gece TreniPascal Mercier · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20121,395 okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
Kitapta çocukların olanca masumiyetleriyle dünyadaki adaletsizliğin vermiş olduğu yoksulluğa karşı mücadelesi var. Bu adaletin yoksunluğunu yazar çocukların diliyle anlatınca daha bir etkili oluyor sanki. Yokluğun yanısıra umudun varlığını da hissettirmiş yazar. Anlatımı ise gayet sade ve akıcı. Ne yaparsak yapalım insanların eşit olamayacağı, yoksulluğun tükenemeyeceği gerçeğini de görüyoruz ne yazık ki...
Çöplük
ÇöplükAndy Mulligan · Tudem Yayınları · 20153,124 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabın kapağını şimdi kapattım ve sürpriz finaliyle sarsıldım diyebilirim. Kitap anlatım ve konu olarak alışılmışın dışında. Bir köyde yaşanan tuhaf olaylar, köylülerin bir anda ortadan kaybolması bazen birbirlerinin kimliklerine bürünmesi, varolmanın yoklukla çelişkisi var kitapta. Zaman ve mekan kavramı da kayboluşta. Gizem ve gerilimi köy hayatına güzel bir üslupla yedirmiş yazar. Cennet'in oğlunun haykırışı çınlıyor hâlâ kulaklarımda: "Kaar nedeen yağaar kaarr?"
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Başta çocuk kitabı diye nitelendirildiği için zaman zaman sıkıldım ama sonrasında o kadar sürükledi ki Momo'nun dünyası. Kitapta insanların kendilerini unuturcasına nasıl hayatın meşguliyetlerine kaptırdıkları da irdeleniyor.Momo'nun macera dolu dünyası aynı zamanda hayata ve zamana dair göndermeler yapıyor. Çocuk kitabından çok daha fazlası...
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,2bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitapçıda gezerken gözüme çarptı ve merak edip aldım. Beklediğimden daha iyiydi. Kitaptaki ana karakterin işsiz kalması ve bunun getirdiği aylaklık, yalnızlık, başından geçen ilişkiler anlatılıyor. Günümüz insanının kalabalığın içinde gitgide yalnızlaşmasını ve bu karmaşanın içinde yaşama telaşesini akıcı ve sade bir dille anlatmış yazar. İçinde bulunduğumuz DÜNYANIN UĞULTUSU na bir de yazarın gözünden bakmak isterseniz mutlaka okuyun.
Dünyanın Uğultusu
Dünyanın UğultusuBehçet Çelik · Can Yayınları · 201191 okunma
158 syf.
10/10 puan verdi
Yaşar Kemal'den yine bir direniş ve mücadele hikayesi. Bu sefer halk, çeltik ağalarına karşı haklarını savunuyor. Yaşar Kemal'den akıcı, bol tasvirli, Anadolu'yu tüm gerçekliğiyle anlatan iyiyle kötünün, doğayla insanın, ağalarla halkın mücadelesi..
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,8bin okunma
116 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Hasan Ali Toptaş'ın okuduğum ilk kitabı. Çok merak ettiğim bir yazardı ve rastgele Yalnızlıklar kitabını aldım. İlk başta kitabı açtığımda şiir kitabı zannettim. Ancak okudukça şiir ve düz yazının birbirine karıştığını fark ettim ve kelimelerin anlamlarla dans edişini keyifle okudum. Yalnızlık ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi... Hasan Ali Toptaş deyince akla kelimeleri anlamlarla yoğurması geliyor. Zaten kendisi de yazma serüvenini "hayatı kelime kelime genişletmek " olarak ifade ediyor. Hasan Ali Toptaş'ı okuyun asla pişman olmayacaksınız.
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20163,994 okunma
Reklam
126 syf.
9/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Kitap iki uzun öyküden oluşmakta. İlk öykü; Bir Kadının Yaşamından 24 Saat. Tutkunun insanı nasıl devinimlere soktuğunu ve mantığın nasıl safdışı bırakıldığını tüm gerçekçiliğiyle anlatmış yazar. Adeta bir film gibi yanı başımda yaşanıyormuşçasına heyecanla okudum. İkincisi ise Bir Yüreğin Ölümü. Bir aile babasının kızı ve eşi için kendini feda etmesini ve bunun karşılığını alamamasıyla yok oluşa sürüklenişinin hikayesi. Keyifli okumalar...
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin ÖlümüStefan Zweig · Can Yayınları · 20166,7bin okunma
95 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Tavsiye üzerine merakla aldığım bir kitaptı. Kitabın ilk cümlesi: "Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş, yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar..." bu olursa nasıl kötü denebilir bilmiyorum. Bu kitapta farklı bir şey var hayatımda ilk defa kitap okurken tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Yazar kitapta karakterin o puslu iç dünyasını öyle gerçekçi anlatmış ki... Zaten kitapta genel olarak karakterin varlık ile yokluk arasındaki yok oluşunu ve bu sırada hayal mi gerçek mi anlayamadığımız başından geçen birtakım olaylar anlatılıyor. Kitapta yer alan Sadık Hidayet'in biyografisini de hayretle okudum. Belki de yazar kendini anlatmıştı bilemiyorum. Bir de ne kadar doğru bilmiyorum bu kitabın İran'da intihara sürüklediği gerekçesiyle yasaklandığını duydum. Kitabın etkileyiciliğini bir kez daha hatırlatmış oldu bana. Eğer ölüme dair derin, karamsar ve bir o kadar da sarsıcı bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle okuyunuz.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,4bin okunma
436 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yaşar Kemal'in başyapıtı İnce Memed serisinin ilk kitabı. İnce Memed'in başta Abdi Ağa olmak üzere diğer baskılara karşı başkaldırışının hikayesini anlatıyor. İnce Memed kahramanlığının yanısıra kalbindeki sevdası Hatçe'ye kavuşmak için de elinden geleni yapıyor. Konu olarak tam içimizden, eskilerimizden olduğu için tam anlamıyla sürüklüyor. Anlatıma gelince Yaşar Kemal'in öyle güzel betimlemeleri var ki... Örneğin; çakırdikenini anlatışını okuduğumda zihnimde canlanan ile aynı mı diye görseline bakmaktan kendimi alamadım. Sonuç olarak insana dair her şeyi içinde barındıran İnce Memed'in hikayesini okumanızı tavsiye ederim.
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358bin okunma