“Bu konuda biraz ikiyüzlü olduğumu biliyorum... Ama bu yatağa mahkum olduğumdan beri yeni bakış açıları edindim. Onu şimdi terk etme, Vhalla.” Baldair hırlıyordu. “Özellikle de bana bir şey olursa. O zaman, Ateş Lordu'nun gülebilen biri olduğunu bilen hiç kimse kalmayacak.”
Çocukken bana neyi doğru olduğu öğretildi, ama huyumu düzeltmem öğretilmedi. İyi ilkeler edindim, ama onları gurur ve böbürlenme içinde takip etmeye bırakıldım.
Sayfa 373 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yeterince zaman verirseniz yaraların çoğu kendiliğinden iyileşir diyordu .Keşfetmekten hoşlandığım türde bir sırdı bu çünkü kendimi alaycı ve bilge hissetmemi sağlıyordu .Bunu kendime felsefe edindim .Anlayacağın , bekleme konusunda her zaman başarılıydım .
"Ben öyle arkadaşlar edindim ki onların birisi yanıma gelince, yanıma birisi gelmiş gibi değil, yanımdan yabancılar ayrılmış da kendimle baş başa kalmışım gibi oluyordum. "
ve ben de tek başıma, sessizce okumayı alışkanlık edindim. Kitaplarımı tekrar tekrar okuyor ve ara sıra gözlerimi kapatarak, kokularını derin derin içime çekiyordum. Zaten bir kitabın sadece kokusunu duymak ve sayfalarını karıştırmak bile beni mutlu ediyordu.
Ayağımla yüzünü ezdiğim genç neden hiç tepki vermemişti? George genç, yakışıklı bir çocuktu ve oturup kalkmasını gayet iyi bilirdi. Düşünsene, senin yüzünü böyle ayağımla eziyorum - sen de mi susardın yoksa?
Yaşıtlarım geç saatlere kadar uyumayıp video oyunları oynarken ben iyi uyku alışkanlıkları geliştirdim ve geceleri erken yattım. Üniversite yatakhanesinin karmaşık dünyasında odamı temiz ve düzenli tutmaya gayret ettim. Bunlar çok küçük iyileşmelerdi ama bana hayatımın kontrolünün bende olduğu duygusunun veriyorlardı. Özgüvenim geri gelmeye başlamıştı. Kendime inancımın artması çalışma alışkanlıklarımı iyileştirmemle sınıfa da yansıdı ve ilk yılında peş peşe A' lar almayı başardım. Alışkanlık, düzenli olarak ve pek çok örnekte otomatik bir şekilde gerçekleştirilen bir rutin ve davranıştır. Sömestirler ilerlerken nihayetinde başladığımda hayalini bile kuramayacağım sonuçların yolunu açan küçük ama tutarlı ve sürekli alışkanlıklar biriktirdim. Örneğin hayatımda ilk defa haftada birkaç kez ağırlık kaldırmayı alışkanlık edindim ve bunu izleyen yıllarda 1,93'lük cüssem 77 kilodan 90'a çıktı.
"İtiraf edeyim o hâlde," diye mırıldandım. "Önceden tarihlerin benim için hiç bir önemi yoktu ama artık var nedeni ise mutlu günlerim olması. İnsanlar hep kötü günleri unutamıyor. Ölüm tarihi mesela. Terk edilme tarihi." Başımı eğdim. "Doğum tarihi." Bu onu şaşırttı. "Bunların hepsi kötü günler. Ama sonra sizinle tanıştım. Mutlu günlerim başladı, bu günleri aklımda tuttuğumu fark ettim. Bugün mesela. Yirmi altı ekim, cumartesi. Bugün doğum tarihlerinin güzel olabileceğini anladım. Ve..." Başımı eğdiğim yerden kaldırdım. "Bisikletten düştük, beraber. İddiayı kaybettin. Bilmiyorum, aptalca gelebilir ama bu tarihi hiçbir zaman unutmayacağım."
Mağaranın önüne de bahçe yapmış
Şeyh Hüsameddin bahçenin etrafını.
bir güzel çitle çevirmiş.İçine de kabak ekmiş.Taşları oyup sarnıç yapmışlar.
Kale yıkıntısı tuğladan yapılmıştır.
Bin sene durur yıkılmaz.
Derebeylik zamanında mağaralarda insanlar oturuyorlardı.Mağaralarda derebeyinin askerleri imişler.Şimdide mağarada derebeyin torunu oturuyor.
Tepeden aşağı inmek için kayayı avuç içi kadar oymuşlar.Demek merdiven buymuş.Yalya ak kayaları tutuna inmeye başladım.Zor indim .
Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi.Aşağıda mağara şehri gördüm.
Daha yüksekte mağaralar kadar büyük kartal yuvaları var.Susadım.Kokudan geçilmiyor,
yıllanmış su sanki.Dibi kapkara.Yanı keçi pisliği.Gözü yumup kana kana içmekten başka çare yok.
Erkeklerden gerçekten öldüresiye nefret ettiğim için şovum bir iş değil gerçeğin ta kendisiydi. Topuklarımla ezdiğim avuçlarında kirlenmişti çocuk bedenim,şimdi güç bendeydi. Şimdi bana yapılan her şeyin hesabını sorma vaktiydi.