Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Barış Bıçakçı
Kütüphaneyi gösterdi, “Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. ‘Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,’ demiş ya … Ben de hastalandım işte.
Ayaz, büyük fatih, Put Kıran Gazne Hükümdarı Mahmut’un ahbabı ve kuluydu... Bu kıssada kullanılan her kelimenin üzerinde dur. İslam putlara inanmaz ama bu Müslümanlar tarafından yanlış anlaşılmıştır. Putlara inanmamak başka bir şey, kalkıp başkalarının putlarını yok etmeye başlamak başka. Aslında birinin putunu kırmak demek, olumsuz yönde de
Reklam
Sistemin parayla ve para kazanma tarzıyla olan ilişkisi edebe aykırı bir hal aldı. İnsanın zenginleşmekten utanmasını gerektirecek hiçbir şey yok, bunu kabul ediyorum. Refahının meyvelerinin tadına varmasında da utanılacak bir şey yok, buna da inanıyorum; içinde yaşadığımız dönem bizlere olağanüstü güzellikler sunuyor, bunlardan keyif almayı
Yolun Sonuna Doğru Haklı Çıktı Dostoyevski
"Anlıyorum gerçekten de..." Kütüphaneyi gösterdi, "Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte."
Sayfa 128 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Doğrusunu ister misin, benim gözüm yıldı. Ben artık hiçbir işe yaramam.'' dedi. Annesine birkaç defa ölüm haberi gelmiş. Çünkü birkaç defa haftalarca düşman içinde kaldı. Hepimiz öldüğüne inandık. Sonra esir düştü. Gene öldüğünü söylemişler. Hatta ailesine aylık bile bağlanmış. ''İstanbul'a döndük, dedi. Bir akşamüzeri... Bizim mahallede bir yokuş vardı. Alacakaranlıkta bunu çıkıyorum. Bir yeldirmeli kadın da iniyor. Neredense annem olduğunu tanıdım. Bakkala yoğurt almaya gidiyormuş. O kadar heyecanlanmışım ki duvara dayanarak bekledim. Benim hizama gelince ''Anne!'' dedim. Bunu demedim, adeta inledim. Neredeyse ağlayacaktım. O da benim sesimi tanıdı. ''İsmail, sen misin?'' diye sordu. Hani gereksiz sorular vardır ya, işte onlardan birisi... Yoksa beni tanıdı. Ne yaptı bilir misin? Elindeki kaseyi eğilip yere koyduktan sonra kucakladı beni... Biz ana-oğul, öylece ağlaşırken, yemin ederim ki, aklı fikri, yere bıraktığı kasedeydi. ''Aman kırılmasın!'' Ben kendimi belki yüzlerce defa o kaseden daha değersizmişim gibi ölüme attım. Bunu sen gördün, bilirsin. Annem, mezardan geri gelen oğlu için, kenarı çatlak bir kaseyi -vallaha kenarı çatlaktı, eskici Yahudi iki kuruş vermezdi- yere atamadı. Sonra akrabaları, dostları, komşuları, hemşerileri dolaştım. Hepsinde bu ''kaseyi yere atamamak'' hali fazlasıyla vardı. Harbe gidenler haklı olarak umursamaz olmuşlardı. Bir suretle yakalarını kurtaranlar ise bizim karşımızda vicdan azabı çekiyorlar, bu duyguyla yenilginin suçunu açıktan açığa bize yükletiyorlardı. ''Sanki neye yaradı?'' anlamına gelen bir alaycı, kırıcı bakışlarla bakıyorlar ki dayanılmaz.'' dedi.
"Sanat" örtüsünün altında birçok bencil eğlence, kendini haklı çıkarmaya çalışan öz tutku ve fazlasıyla menfaat gerçek sanatın üzerinde parlaması gereken ışığı engelliyor.
Sayfa 9 - ilgi kültür sanatKitabı okudu
Reklam
..yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte.
Sayfa 128Kitabı okudu
Babasına haklı sitemi...
Ben fazlasıyla itaatkârdım, tamamen suskunluğa gömülür, senden korkar, bir yerlere saklanır ve senin kudretinden bana hiç değilse doğrudan ulaşamayacağı kadar uzak olduğum zaman kıpırdamaya cesaret edebilirdim.
Sayfa 22 - Oda yayınları, 1.Basım Ekim 2015, Çevirmen: Elif Yıldırım.Kitabı okudu
Uçmak Üzerine
Denir ki uçmak bir sanatmış ya da daha çok bir marifet. Aslında bütün marifet kendini yere doğru fırlatıp yeri ıskalamakta yatıyor. Bunun için güzel bir gün seçin, diye öneriyordu ve deneyin. Birinci bölüm kolaydır. Gereken tek şey kendinizi olanca ağırlığınızla öne doğru fırlatabilmeniz ve canınızın yanmasına aldırmamaya istekli
Hep haklı, hep doğru olan birini sevmek güç, nedense insan kendini fazlasıyla aşağılarda hissediyor.
Reklam
Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte.
Bunun ötesinde çağdaş siyasal bilim, insanların kaderini çok yakından etkileyen politik faaliyetleri daha iyi anlayabilme, olayları daha açık olarak görebilme olanaklarını da yaratmıştır. Hiç şüphe yok ki, bu, toplumların yönetiminde başarıyı sağlayacak ve yanılmaları önleyecek kesin formüllerin ve kuralların bulunduğu, ya da ileride bulunabileceği anlamına gelmez. Zaten böyle bir iddia da söz konusu değildir. Fakat, olaylar arasındaki ilişkileri ortaya koyabilme, bazı karar ve davranışların muhtemel sonuçlarını öngörebilme ve belki de yol gösterici bir rol oynayabilme gibi ulaşılması mümkün görünen hedefler, siyasal bilim alanındaki çalışmaları haklı göstermek için fazlasıyla yeterli sayılır.
Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte.
Zincirden Boşanmış Variller Örümceklerle olan savaştan sonraki gün, Bilbo ile cüceler açlık ve susuzluktan ölmeden önce çaresizlik içinde son bir çabaya kalkıştılar. Ayağa kalkıp, on üçünden sekizinin yolun bulunduğunu tahmin ettiği yöne doğru sendelediler; ama haklı olup olmadıklarını hiç öğrenemediler. Ormanda var olduğu kadarıyla gün
Sayfa 191 - İthaki Yayınları, Çevirmen: Gamze Sarı Özgün Adı: The Hobbit İthaki Yayınları - 562 3. Baskı, Aralık 2009, İstanbul E-kitap: 1. Sürüm, Şubat 2015 Aralık 2009 tarihli 3. baskısı esas alınarak hazırlanmıştır.)
432 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.