Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
Bence bazı şarkılar resmen “ Git, âşık ol, öyle gel” diyor.
Sayfa 222Kitabı okudu
Mevlâna ölüm döşeğinde şu harikulâde gazelini söylemiştir: "Git başını yastığa koy, beni yalnız bırak. Geceleri dönüp dolaşan, şu harap olan beni terk et! Biz geceleri sabahlara kadar sevda dalgaları arasında çırpınıp durmaktayız. İstersen gel, lütfet bize... İstersen git, cefa et!.. Güzeller şahına vefa vacip değildir. Ey yüzü sararmış âşık! Sen sabret, sen vefalı ol!.. Bu öyle bir dert ki buna ölümden başka çare yok!"
Beşeri aşkı yaşayanların, ilahi aşk yolunda daha kolay mesafe kaydettiği söylenir. Onun için bir dergâha mürid olmak maksadıyla gelen talibe, şeyhin ilk sorusu, "Hiç âşık oldun mu?" olur. Talibin cevabı "Hayır" olursa, şeyh ona "Var git! Âşık ol da öyle gel!" der.
Mevlana
“Git başını yastığa koy,beni yalnız bırak.Geceleri dönüp dolaşan,şu harap olan beni terk et!Biz geceleri sabahlara kadar sevda dalgaları arasında çırpınıp durmaktayız. İstersen gel,lütfet bize…İstersen git,cefa et!..Güzeller şahına vefa vacip değildir.Ey yüzü sararmış âşık!Sen sabret,sen vefalı ol!..Bu öyle bir dert ki buna ölümden başka çare yok!”
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
"Ey yıldızların kanatlarına uzanmış şehir, ey köhne mezarlarında bile bahar kokuları terleyen payitaht; söyle bakalım bu onulmaz aşkın suçu sadece bana mı ait!? Sende de beni kahreden, kendisine çeken bir nazar yok mu, hatta beni bedbaht eden tek bir mezar yok mu!? Peki ya kader; onun bu meselede hiç mi dahli yok? Senin için kaç mısra
Reklam
Mevlâna ölüm döşeğinde şu harikulâde gazelini söylemiştir: "Git başını yastığa koy, beni yalnız bırak. Geceleri dönüp dolaşan, şu harap olan beni terk et! Biz geceleri sabahlara kadar sevda dalgaları arasında çırpınıp durmaktayız. İstersen gel, lütfet bize... İstersen git, cefa et!... Güzeller şahına vefa vacip değildir. Ey yüzü sararmış âşık! Sen sabret, sen vefalı ol!.. Bu öyle bir dert ki buna ölümden başka çare yok!"
Sayfa 92 - Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, Baskı 2003Kitabı okudu
Hikâyedir anlatılır bir genç, bir sûfi üstada talebe olmak için başvurduğunda "Evlat, sen hiç âşık oldun mu?" sorusuyla karşılanmış. Genç "Hayır." cevabı verince sûfi üstât "Git bir âşık ol, öyle gel." demiş.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.