Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vessellem) buyurdular; "Her kim Kur'an okur ve içindekilerle amel ederse, kıyamet gününde anne ve babasına bir taç giydirilecektir ki; güneş evlerinizde olsaydı o taç güneşten daha ışıklı olurdu. Yani o tacın ışığı, güneşin ışığından daha güzeldir. Ya o Kur'an ile amel eden kişinin kendisi hakkında ne zannedersiniz! "
derin
derin, biraz daha derin her gün görünen yüzü görünmez gökyüzünün bir tek ışığı farklı bazı günlerin senin değişmez güneşin her seferinde yara derin, biraz daha derin kendini denedin bende ötesine hayat yok, lekeler kurtarılmış kederler, kesik deliller, uykulu bir deniz kirpiklerin gene de öte gene de sokak geride bırakılmış hayata duyulan merak bırakır, terk eder, ayrılır ama bir yere gidemezsin
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güneş alçalmış ama henüz batmamıştı, günün son ışığı pencereden içeri sızıyordu. Güneşin bile babama ait olduğunu, onun evinin üstüne parladığı için benim güneşe hakkım olmadığını hissediyordum. Güllerinden farksızdım, ona ait olan bir şeydim.
Her yandan üstlerine bastıran kalın bulut kitlesine gözlerini kırpıştırarak bakan Harry, "Şimdi ne yapacağız?" dedi "Hangi yönde gittiğimizi anlamak için treni görmemiz gerek." "Aşağı in öyleyse, çabucak..." Gene bulutların altına düştüler, koltuklarında dönerek aşağıyı süzdüler... "Görüyorum!" diye haykırdı Harry. "İleride... orda!" Hogwarts Ekspresi, kıpkırmızı bir yılan misali, aşağıda ok gibi gidiyordu. Gösterge tablosundaki pusulayı kontrol eden Ron, "Kuzeye gidiyor," dedi. "Peki, yarım saatte bir kontrol etsek yeter demek ki. Sıkı tutun..." Bir hamlede bulutların içinden yukarı geçtiler. Bir dakika sonra bir güneş ışığı parıltısı içine dalmışlardı. Bambaşka bir dünyaydı. Arabanın tekerlekleri pamuksu bulut denizinin kenarına değiyordu, gökyüzü kör edici beyazlıktaki güneşin altında parlak, bitmez tükenmez bir maviydi. "Şimdi tek derdimiz, uçaklar," dedi Ron. Birbirlerine bakıp gülmeye başladılar, sonra da susamadılar bir türlü.
İç Saatleri (Biyolojik Yaşımızı) Yavaşlatmak İçin Ne Yapabiliriz? * Sabahları doğal ışığı kucaklayın: Güneş ışığını görmek, beyninize ve vücudunuza aktifleşmeleri için sinyal gönderir. * Sabah erken kalkın: 07.30'dan önce, dışarıdaki gün ışığına kısa bir süre maruz kalmaya çalışın. Bu, sirkadiyen saati kurar, geceki melatonin salınımınızın miktarı artar, çok daha iyi uyursunuz. * Güneş gözlüğü yerine şapka takın: Güneşin rahatsız edici olmadığı zamanlarda güneş gözlüğü yerine şapka takmayı tercih edin; özellikle sabahları ve akşam üstleri. * Geceleri ışıktan kaçının: Sirkadiyen ritminiz öncelikle ışık tarafından yönetildiğinden, yatmadan önce cep telefonu gibi parlak ışıklardan kaçının. Parlak ışık, beyninize dinlenme zamanı mı, yoksa aktivite zamanı mı olduğu konusunda çelişkili sinyaller gönderir. Bu sebeple yatmadan en az iki saat önce bu ışıklardan uzak durun. Teknolojik cihazlarınız yatak odanızda dahi bulunmamalıdır. Gece uyanmalarınızda da elektroniklere asla bakmayın.
AŞKI AYRILIKLA EMZIRE EMZIRE
Sonra tuttum uzun bir yalnızlığa çıktım Ardımda dudaklarından keder gülleri bırakarak. Kirpiklerin kınla kınla bitmişti çoktan Yüzünse doygun bir aşkın soğukluğundaydı nicedir. Güneşin iyimserliğini otobüs terminalleriyle silerek Geçtim yolların ve kalabalığın inciten uzaklığından. Ayın çırpınışı yetmiyordu gecenin büyüklüğüne Yol kenarlarındaki evlere paylaştırdım ışığını Ömürlerinin dışına çıkamayanlar sevinsin diye birazcık. Herkesin her şeyi kolayca konuştuğu Arkasını döner dönmez unuttuğu zamanlardı. Bütün güneşler, içinde doğup içinde batan biriydim Kekeleyen bir yaşamın hecesinden gelmiştim sana. Öyle iyi konuşuyordun ki, öyle bilerek, bana öyle yakın Açık denizler gibiydi sesin hiçbir sözcüğe sığmayan Gülüşünün engininden bir baş dönmesiydim artık. Sonra bütün söylediklerini doğruladın gövdenle Uçsuz bucaksız çıplaklığında yaşadım dünyanın sınırlarını Sabahın buğusu, suyun köpüğü, ışığı yaprakların Azalan ağzınla öğrendim her şeyin bir ömrü olduğunu. Beni sana bırakıp seni bana ekleyerek Gittim, aşkı ayrılıkla emzire emzire... Senden başka kimseyi aramadım gittiğim yerlerden.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Dünyaya âşık olan kişi, üstüne güneş ışığı vurmuş duvara âşık olmuş kişiye benzer. O duvar âşıkı, duvardaki ışığın güneşten geldiğini anlamaya çalışmaz ve duvara gönül verir. Güneşin ışığı güneşe geri dönünce, duvar âşıkı ebedî olarak mahrum kalır.
"O artık kendi yaşamıyla zengindir;birden zengin olmuştur, batmakta olan güneşin veda ışığı karşısında boşuna öyle neşeyle parıldamamış, ateşten yüreğinden bir hayaller akını salıvermiştir. Daha önce her bir parçası onu şaşkına çeviren yolu artık zar zor fark edebilmektedir. "
Işığın bu şekilde metabolizmayı etkilemesindeki bir başka sebep, melatonini azaltıp kortizolü artırmasıdır. Gece ışığı kortizolü artırır, "Kortizon kullandım, kilo aldım," cümlesine pek çoğunuz çeşitli yerlerde kulak misafiri olmuşsunuzdur. Stres hormonu olarak adının kötüye çıkması kortizolün kötülüğünden değil, yanlış zamanlarda üretilmesindendir. Normalde kortizol de diğer tüm hormonlarımız gibi sirkadiyen saate göre salgılanır. Doğal olarak pik yapma zamanı sabah güneşin doğduğu erken saatlerken, akşamüstü 18.00 gibi gün ışığı azaldıkça kortizolümüz en alt seviyelere iner. Bunu belirleyen ana etkenin ışık olduğunu bildiğimize göre geceki elektronik ışıklar, karanlığın kraliçesi melatoninin düşmanı iken kortizolün yandaşıdır.
Loş mağaramin tünele benzeyen ağzında gün, kör edici bir güneş ışığı duvarı biçiminde yükseliyordu. Bir zaman sonra girişe doğru süründüm ve daha büyük bir rahatsızlık uğruna dar bir kaya çıkıntısının üstünde yakıcı güneşin altına yattım. O berbat güneş beni tam anlamıyla haşliyordu
Sayfa 124 - Turkiye iş bankasıKitabı okudu
Reklam
Uğursuz olan bir tek bu batan güneşin ışığı değildi, çevremdeki her şey bana uğursuz görünüyordu.
Dünyayı sevdiğini söylüyorsun. Sev güzelim! Zira dünyada sana kendini sevdirmeye uygundur. Gençlik, güzellik! Bu çağda, bu halde acaba ben de bu dünyayı sevmek istemedim mi? Hayatın zorluklarından kaçmak, zevklerinden yararlanmak istemedim mi? Dünya, hayat! Evet, bunda ne kadar güzellikler de var. Sular, kırlar, çiçekler, güneşin doğuşu, günbatımları, baharlar... Mehtabın ışığı, güneşin hoş aydınlığı taşlara bile yansıdığı halde bu zavallı vücut taştan, mermerden daha katı bir maddeden mi yapıldı ?
Özgürlüğü hak etmeyen hiç kimse özgür olamaz. Özgürlük ne bir hak ne de bir olgudur, o bir ödüldür. Mutluluk için en elzem, en büyük bir ödüldür. Bir manzara için güneşin ışığı neyse hayatın tüm olaylarında da özgürlük öyledir.
Eskiden
Kayanın üzerinde durup aşağıdaki ırmakdan yukarıdaki tepelere kadar uzanan verimli vadiye bakıp etrafımdaki her şeyin tohumdan çıkıp fışkırdığını görünce; eteğin zirvesine kadar yüksek araçlarla yoğun bir şekilde kaplı o dağların hareketli kıvrımlarının o vadileri en güzel ormanlarla gölgelediğini görünce, sakin ırmak, fısıltı yayan sazların
Bildiğimi sandığım pek çok şeyi unuttum, bir zamanlar benim için güneşin ışığı kadar aydınlık olan pek çok şey konusunda şimdi çare­sizim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.