Çalışma hayatı dildeki çağdaş krize direnç gösteremez: Canlı olanı ölü diye adlandırırız, hayatımızı kazandığımızı zannederken yavaş yavaş ölürüz. "Ölü" denilen zaman aslında yaşayan zamandır. Çalışmanın ne anlama geldiği artık bilinmediğinden, ölümü yaşamdan neyin
ayırdığı da bilinmez. Zaman kaybedince işimizi de kaybederiz.