Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
...“İyi,anladık,ama son tahlilde kimdir bu adam,ahlaken nereye kondurulabilir?" diyebilecek olanlara da yanıtım şudur: Kendisinin bir kahraman olmadığı, erdem-li ve mükemmel bir insan olmadığı belli. Peki,neyin nesi? Bir alçak mi? Alçak? Iyi ama ille de böyle sert mi olmali insanlara karşı yargılarımız? Hem bilinmiyor mu ki bizde artık alçaklar falan yok, yalnızca iyi niyetli, sevimli insanlar var; herkesin içinde aşağılanan, yüzlerine tükürülen insanlar bile iki üçten fazla değildir, ki şimdi artık onlar bile erdemden söz eder oldular. Galiba en doğrusu ona “efendi” ya da "sahip" demek. Çünkü bütün suç sahiplenmede. Temiz bulunmayan işler hep sahip olma arzusundan kaynaklaniyor.Öte yandan böyle bir kişiliğin itici bir yanının olduğu da doğru. Hayatın içinde böyle biriyle karşılaşan okur, onunla tuz ekmek paylaşır,hatta hoşça zaman bile geçirir;ama aynı tip, bir romanın kahramanı olarak bir kitapta karşısına çıktığında ona yan gözle ve kuşkuyla bakar. Aklı başında bir insan kimseden nefret etmez, bunun yerine karşısındakini dikkatle inceler, tüm varlığını derinlemesine kavramaya çalışır. İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde.Ve pek cok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz,önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük tutkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbiri birbirine benzemez!
"Bence büyük hüner! Demek ki sana iyilik yapanlara karşı sen de iyisin. Ben de böyleyim. Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek, kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız. İnanıyorum ben buna. Hem öyle yaman vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın."
Reklam
"Acımasız, haksız olanlara iyi davranır, boyun eğersek, kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız. İnanıyorum ben buna. Hem öyle yaman vurmalıyız ki o insanı ders olsun da o işi bir daha yapmasın!"
Sayfa 82 - Can Yayınları, 22. BasımKitabı okudu
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek, kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız. İnanıyorum ben buna. Hem öyle yaman vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın.
"Genceciksiniz ve gençlik sahip olunabilecek en kıymetli şeydir." "Bana hiç de öyle gelmiyor Lord Henry." "Şimdi öyle gelmez. Günün birinde buruş buruş olup çirkinleştiğinizde, derin düşünceler alnınızda çizgiler bırakıp arzularınızın yangınları dudaklarınızı mühürlediğinde anlarsınız, hem de acı acı anlarsınız. Şimdi
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
BEDİÜZZAMAN'A GÖRE IRKÇILIK VE ZARARLARI
BEDİÜZZAMAN'A GÖRE IRKÇILIK VE ZARARLARI Bir 20. asır müslümanı olan Bediüzzaman Said Nursi, müsbet ve menfi milliyet konusunu ele alırken; ırkçılık ve zararlarına dikkat çektiği bir değerlendirmesinde şunları söyler: "Fikr-i milliyet şu asırda çok ileri gitmiş. Hususan dessas Avrupa zalimleri, bunu İslâmlar içinde menfi bir sürette
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Reklam
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Demek ki sana iyilik yapanlara karşı sen de iyisin. Ben de böyleyim. Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek, kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız. İnanıyorum ben buna. Hem öyle yaman vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın.” “Büyüdükçe düşünüşünü değiştirirsin umarım. Şimdilik, minicik, cahil bir kızsın.” “ Ama, ben şöyle düşünüyorum, Helen: Yaranmak için elimden geleni yaptığım halde beni ille de sevmeyen kimseleri ben de sevmemeliyim. Beni haksız yere cezalandıranlara karşı gelmeliyim. Doğal bir şey bu; beni sevenleri sevmek kadar ya da hak ettiğim cezaya boyun eğmek kadar doğal.” “Bunlar tanrısız yabanıl kişilerin ilkeleridir.
Can YayınlarıKitabı okudu
Acımasız, haksız olanlara da iyi davranır, boyun eğersek, kötülere fırsat vermiş oluruz. Bu kez kötüler hiçbir şeyden korkmadıkları için iyi olmaya çalışmazlar, gitgide daha kötü olurlar. Bize yok yere vuranlara biz de var gücümüzle vurmalıyız. İnanıyorum ben buna. Hem öyle yaman vurmalıyız ki o insana ders olsun da o işi bir daha yapmasın.
Soyadı Kanunu
Daha evvel Atatürk’ün yurtdışında tahsil yapmaya gönderdiği öğrencilerden söz etmiştik. İhsan Ketin, Ekrem Akurgal, Sedat Alp vs. Bunlar Almanya’ya giderken soyadları yok. Türkiye’de biraz tanınmış bir ailenin çocuğuysan mesela “Köprülüzade Mehmet Fuad” diye geçiyor tam ismin. Peki, İhsan Bey ne yapsın? İhsan Bey bir hademenin oğlu, babasının adı
_Aklı başındalık, düşünüp-taşınıp, tartıp, tercih etmeye yönelik bir erdemdir ve bir anlamda pek çok erdemin ustasıdır. Bu bağlamda basiret ve zeka gibi yine ruhun bu kısmına ait erdemler, aklı başındalığın kalfası, ruhun diğer kısmındaki karakter erdemleri ise çırağı konumundadır. Öte yandan erdemlere yönelik doğal eğilimin söz konusu olduğu
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.