Kendimi evliliğe hazır hissettiğimde doksanima basmış olacağım ve iş işten geçmiş olacak. Kim gömecek beni? Ailenin en genciyim, işte insanlar bu yüzden çocuk doğuruyor.
İnsan ömrü, birkaç yüzyıl içerisinde 48 yıldan 78 yıla yükseldi.
…
Kadın-erkek, her yaştan insanın kozmetik kullanımındaki artışını da yaşlılık dönemindeki bu ciddi uzamaya dair farkındalıkla açıklamak mümkün. Dahası insan daha önce hiç olmadığı kadar kendisine maruz kalarak yaşıyor.
…
İnsan ömrünün uzamasına hiç bu açıdan bakmamıştım. Farklı bir anlayış kazandırdı.
- Gidin de bu öğretiyi sıcacık, turunç kokan Yunanistan'da yayın. Söyledikleriniz bu iklime göre değil. Kiminle
Diyojen hakkında konuşmuştum ben? Sizinle, değil mi?
- Evet, dün benimle konuşmuştunuz.
- Diyojen'in bir odaya da, sıcak bir eve de ihtiyacı yoktu. Bütün bunlar olmadan da orada hava sıcak zaten. Gidip
bir fıçının içinde uzanıp portakal ve zeytin yiyordu. Eğer
Rusya'da yaşamak zorunda kalsaydı bırakın aralık ayını,
mayısta bile bir oda isterdi kendine. Muhtemelen soğuktan
iki büklüm kalırdı.
Bir davranışın tercih mi zorunluluk mu olduğunu anlamanın en temel yolu kendine "Yapmak zorunda hissettiğim şeyin aksini de, istesem aynı rahatlıkla yapabilir miydim?"
sorusunu sormandır.
"Öylece durmak kimseye yetmez Aybüke." dedi Duru. "Öyle olsa öküz ve tren çoktan işi pişirmiş olurdu. Sevgi hareket ister. Kanıt ister. Kendine tutunacak bir dal ister. Seviyorsan, sevdiğin de seni sevsin istersin. Bırakalım şimdi saçma aşk masallarını. Karşılık görmeden kimse kimseyi sonsuza kadar sevmez. Bir çiçek büyüyecek ise
Koza. Onun burada olduğunu hissedebiliyordum, hissetmekten öte biliyordum.
Nereden bildiğimi sayfalarca anlatabilirdim ama elimi kalbime koyduğumda bile onun sesini işitebiliyordum. Buradaydı, kendini ait hissettiği ve en çok korktuğu yerde. Işıklar demişti, bana. Işıklar bizim ortak noktamız. Şimdi o ortak noktamız olan yere gidiyordum, ben
“Hep böyle algılanıyor değil mi? Aslında bilmemiz gereken konularla ilgili üç beş kelâm edince sanki âlim zannediliyoruz. Oysa herkesin görevi değil mi öğrenmek?”
“ Hiç bu açıdan bakmamıştım. Doğru söylüyorsun. Sanırım bizim toplumda bilmemiz ve öğrenmemiz gerekenleri havale etme mantığı var. Başkası bilince yetiyor gibi sanki.”
Cenab-ı Hakk’ın , ölüleri bile diriltebileceğini peygamberler vasıtasıyla göstermesi , insanın ümit sınırlarını geniş tutması için verilmiş işaretlerden biridir .
İnsanları tanımak için en mükemmel alandır hapishane. İnsanlar oraya maskesiz girerler. Bütün zarafetlerini, medeniyetin vurduğu bütün cilayı dışarıda bırakırlar, soyunarak girerler hapishaneye. Binaenaleyh kendileridir. Oyun oynanmaz. Hapishanede herkes kendisidir. Hiddetleriyle, zaaflarıyla, efendilikleriyle, feragatlarıyla ve umumiyetle hapishaneye giren adamlar şahsiyet sahibi adamlardır. Kavga edecek kadar cesaretleri vardır. Adam öldürecek kadar cesaretleri vardır. Yani köşelidirler, serttirler ve insanın belli vasıflarını temsil ederler.
"Max , Mevlana ' ya neden ortak değer dediniz ?"
"Çünkü Konya ' da oturmuş ama Farsça yazmış. Eğer Türkçe yazsaydı , üzgünüm ama dünyanın ondan pek az haberi olurdu . Baksanıza sizin büyük şairleriniz Yunus Emre , Şeyh Galip daha az değerli olmamalarına rağmen dünyada tanınmaz ama Ömer Hayyam , Sadi , Hafız, Rumi çok okunur . Bunda Farsçanın ve elbette Geothe'nin büyük payı vardır."
Doğru söylüyorsunuz galiba . Hiç bu açıdan bakmamıştım.
" İnsan çok yakından bakınca bir şey göremez."