Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz, onun varoluşuna çeşitli yüce anlamlar yüklediğimiz için, gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip almasını, dolayısıyla o kişinin "ölmüş" olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum. Hayvanlar ölümü anlıyor ama insanlar anlayamiyor. Can denen şey, her türlü yaralanmaya, berelenmeye açık haldeki insan bedeninden bir saniyede çıkıp gidiveriyor ve insanlar bunun sonucunda aklını kaçıracak kadar sarsıIryorlar. "Tanrım, daha bir iki saat önce nasıl da canlıydı, nasıl da kahkahalar atıyordu, şimdi nasıl yok olabilir" diye tekrarlayıp duruyorlar. İnsanın algılama gücünü zorlayan bir durum bu. Hayatımıza, varoluşumuza yüklediğımız hiçbir kavramla bağdaşmıyor. Sahiden her şey saçma mı, hayatın hiçbir anlamı yok mu? Bence öyle! Yok, hiçbir şey yok. Insanın biyolojik fonksiyonlarına aşırı bir anlam yükleme çabası içindeyiz. Çünkü hiçlik zor geliyor.
Yaşadığımız her an önümüzde iki seçenek vardır: gelişime doğru bir adım atmak ya da güvende hissetmek için bir adım geri kalmak.
Sayfa 138
Reklam
...çünkü ona göre dünyada iki tür insan vardı: Başkalarının arasında üzgün olmayı tercih edenler ve yalnız başlarına üzgün olmayı tercih edenler.
Sayfa 212 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
“Söylentiler gerçeklerden daha güçlü olabilir delikanlı. İnsan zihnini asla küçümseme. Zihnindeki bir yılan çalıların arasındaki iki gerçek yılandan daha korkutucu olabilir.”
Sayfa 461Kitabı okudu
164 syf.
10/10 puan verdi
Selaamm Kitapdostlarım Kişilik problemi yaşıyorum. Psikoloji kitaplarında olanlardan değil. Bir ilişkide iki insandan birisi hep iki insan oluyorsa en çok seven odur @mavigokyayinlari'ndan çıkan @atakanmustafadogann'ın kaleminden müthiş bir kitabın yorumu ile geldim sizlere. Ontolojik manada özümüze kör bir varlık olduğumuz için
Habil’in Başına Gelmeyenler
Habil’in Başına GelmeyenlerAtakan Mustafa Doğan · Mavi Gök Yayınları · 202413 okunma
"İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve manasız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde yine fantastik kitap eleştirisi yapacağımm. Kitabın konusunu o kadar sevdim ki kapağıyla diliyle olsun biraz Wattpad tarzı olmasına rağmen şans vermek istedim. Ve bence bu şansı vermeye değer bir kitaptı. Biraz beni etkileyen konusundan bahsedeyim o zamann. Yazar bir dönem Tweeter'da kadınlara söylenen kalıplaşmış yobaz cümlelerin erkeklere uyarlanması akımından etkilenmiş ve bundan ilham alarak bu kitabı yazmış. Kitap erkek karakterimiz Devrim'in şoför olmak için iş başvurusu yapan bir kadını sert bir şekilde reddetmesi üstüne, büyücü bir kadın tarafından lanetlenip erkek egemen bir dünyadan kadın egemen dünyaya düşmesini anlatıyor. Hayatı boyunda ataerkil bir dünyada yaşamaya alışmış olan Devrim, bazı şeyleri yadırgamadan hatta alışmış bir şekilde yaşamaya devam ettiği için anaerkil bir dünyada bulunmaya çok zor alışıyor. Bir türlü iş bulamıyor, trafikte, otobüste hatta yolda dümdüz yürürken bile tacize maruz kalıyor. Ve her şeyden önemli olan sorun şu: bu dünyadan nasıl kurtulacağını bilmiyor. Zaman geçtikçe, bu dünyada mutlu olan annesi, ablası ve sevdiği kadını gördükçe bu dünyadan kurtulmanın doğru bir seçenek olup olmadığını da sorgulamaya başlıyor. Kısacası kitap boyunca bir erkeğin ataerkil toplumda kadının yaşadığı sorunları anlamasını ve anaerkil toplumda hayatta kalma çabasını okuyoruz. Büyücü kadın gibi bundan zevk almadım desem yalan olurrr. Dilindeki basitlik ve konunun akıcılığı sayesinde iki günde okuduğum çerezlik bir kitap oldu. Dil takıntısı olan bir insan değilseniz tavsiye ederimm. Keyifli okumalar..
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024170 okunma
·
Puan vermedi
kendini keşfetmeye var mısın?
Kitabın özetini yapmak istemiyorum bu durumda. Doğan CÜCELOĞLU' nun psikoloji adına iki kitabı önerilmişti. Var mısın? ve insan insana. Kendinize yatırım yapmak istiyorsanız, kendinizi keşfetme yolundaysanız, hayalleriniz umutlarınız için güç bulmak istiyorsanız bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Kendinizi bulmanıza, kendinizi keşfetmenize, kendinizle daha fazla vakit geçirmenizi sağlayacak bir başucu kitabıdır. İlk defa bir kitabı önemli yerlerin altını çizerek okudum. Çünkü tekrar tekrar okunmaya değer bir yapıt. Alın okuyun okutturun.
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,9bin okunma
Az iz Sancar DNA'yı onaran "fotoliya z " isimli bir enzim üzerinde yıllardır çalışmak t adır. Bir gün Türkiye'ye tatile gelirken Türk Hava Yollan uçağındaki dergide jetlag ile ilgili bir makale görür. O maka­ leden yola çıkarak jetlag ile sirkadiyen saatierin birbiriyle ilişkisi üzerine zihninde bir ışık yanar. Sancar'ın yıllardır üzerinde çalıştığı fotoliya z enzimi de ışıkla ak t ive olan bir enzimdir. Konuyu incelediğinde görme özürlü insan­ Iann veya kör farelerin de bu sirkadiyen saate uygun biyolojik fonk­ siyonlarının olduğunu fark eder. Aslında görme fonksiyonundan başka bir algaçla da ışıktan haberdar olduğumuz sonucuna varır. Bu bilgiyi önceki çalışmalarına ekiediğinde CY T 1 ve CY T 2 isimli proteinleri keşfeder. Bu proteinler sayesinde tıpkı bitkilerin güneş ışığının farklı dalga boylarına reaksiyon vermeleri gibi bizim vücudu­ muzun da güneş ışığına reaksiyon verdiği or t aya çıkar. Bu iki prote­in reaksiyonlarda görev alır.
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Reklam
İnsanları şu iki türlüye ayrılmış görüyordum: Bir kısmı hiç değişmeyen ihtiyatları, yaşama usulleri, muayyen vehimleri ve hakikatleri, içtimai bir sınıf içinde muayyen dereceleri olanlar. Amele olsun, müstehlik olsun, bunlar birer manevi burjuvadırlar. Çünkü cemiyet onları kendi baskısı altında, kendi emirleriyle kımıldayan mahsusî bir âlet haline geçirmiştir. Artık bu insanların her biri "müesses"dirler ve müstehase haline gelmişlerdir. Evlenen arkadaşlarımın bazılarının da böyle teessüs ettiklerini ve cemaatlaştıklarını görüyordum: Kibar sınıfının, memur sınıfının, asker sınıfının, amele sınıfının, velhasıl zümrevî bir tertibe dâhil ve tâbi olan her Sınıfın birer ferdi gibi. Fakat başka bir kısım insan daha var: Bunlar daha canlı, daha hızlı, daha belli bir değişme içinde her zaman keşmekeşlerini tazeliyorlar; her sınıfın muhitine dalıp çıkıyorlar ve kolaylıkla intibak ettikleri kadar, kolaylıkla da isyan ediyorlar. Bunlar, romanlarındaki birçok insanlar gibi sınıfsızdırlar. Teessüs etmemekte, cemaat ve müstehase olmamakta ilahi ve şeytani bir ısrarları var. Korkunç bir tarzda mücadele ediyorlar. Bütün sanatkârlar ve Vildan'lar. Kendimi onların içinde buluyorum, onlardan nefret ediyorum, kaçmak istiyorum ve onları seviyorum.
Sayfa 148 - *müstehlik: Tüketici. *mahsusî: Özel. *müstehase: Taşıl, fosil.
Kötülük iki taraflıdır. Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı.
Çalışma hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 7
- Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma. Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır. - Yalan söyleme. Yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir. - Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün. Fakat verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalancılığın en çirkinidir. - Daima olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. Olduğundan farklı görünmek isteyen, karşısındakilere kendisinin ahmaklığını göstermiş olur. - Kimseye karşı kin tutma ve kimsenin muvaffakiyet ve saadetini kıskanma fakat imren. Sen de öyle bir muvaffakiyet ve saadete erişmeye çalış. İmrenmek yükselmenin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise iç ferahlığın sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır. - Dost kazanmak için cömert ol, bil ki cimrinin dostu yoktur. - Gençliğinde iyi arkadaş kazan. Yaşlılıkta kazanılan arkadaşlık sağlam olmaz,zira paslı teneke lehim tutmaz. - Gençlik güzelliğine şans denilen kör kuvvet bile aşıktır. Gençliğini boş yere harcama, onu kıymetlendirmeyi bil. - Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlak güzelliğidir. Çünkü ahlakı güzel insan, her yaşta güzeldir. - Ahlakını güzelleştirmeye daima çalış. Ahlak güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.
Kitap Devleti'nin Anayasası...
1- Ülke, kitap okuyan ve okumayan olarak keskin bir şekilde ayrılır. (Evet, yegane ayrımcılık bu olacak; kitap okumayı tercih etmeyen vatandaşlar sınır dışı edilmeyecek tabii ama oy verme hakkı elinden alınacak.) 2- Okulda sadece kitap okuma alışkanlığı kazandırılacak. Hçbir şey öğretilmeyecek kitap okumaktan başka. Eğitim on yıl olacak ve bu on
Sayfa 42 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.