Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Siyasi iktisatın yalnız bir ekolü, liberal iktisatçılar ekolü, Manchester ekolü haktı; yalnız bu ekolün akideleri doğruydu, ilimdi. Bu ekole göre sanayi ve ticarette rekabet serbest olmalı, memleketler arasında gümrük sınırları kalkmalıdır, hiçbir millet kendi sanayi ve ticaretinin himayesine kalkışmamalıdır… Bu ekol, iktisadi faaliyeti en yüksek dereceye gelmiş, büyük sermaye ve büyük sanayi itibariyle mevcut milletlerin en üstüne çıkmış ve bu suretle kendileriyle sanayi ve ticarette rekabet imkânı artık kalmamış memleketlerin, İngiltere'nin ve hatta Fransa'nın gerçek menfaatlerine uygundu; ve dolayısıyla İngiliz, Fransız iktisatçıları Manchester ekolünü tutmakta haklıydı.
bu senin
Bu senin en garip tehdidindir hindiba Mânayı zehirle yıkayıp Şiirle süsleyenler Kendi karanlıkları adına Arbedeye güzellemeler yapıp Meydan okurlar gün ışığına Zillet nedir bilmeyen Felsefeciler, iktisatçılar Alevleri mazlum yakar, bilmezler Nefesleri ölüm kokar, bilmezler
Sayfa 46 - Timaş Yayın GrubuKitabı okudu
Reklam
Popper'in iktisatçılara ne kadar etkili olduğu son yarım yüzyıldır ekonometride kaydedilen hızlı gelişmelerden anlaşılabilir. Nitekim 1969'dan itibaren iktisatçılar, doğa bilimciler ile birlikte, Nobel bilim ödülüne aday olmaya başladılar. Ödül alanların çoğunluğunun matematiksel iktisat ve ekonometri alanında katkısı bulunanlar olması, bu yaklaşımın etkenliğinin kanıtıdır.
Sayfa 29 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Üçüncü bir yöntem, iktisat teorisinin gerisindeki felsefi düşünce sisteminin, kurulan teorileri, bunlara dayanarak yapılan açıklamaları, bunlardan çıkarılan sonuçları nasıl etkilediğini göstermektir. G. Myrdal'ın öncülüğünü yaptığı ve J. Robinson gibi ünlü iktisatçılar arasında izleyici bulan bu yöntem, kanımızca, iktisat teorisinin gerçek niteliğini ortaya koymaktadır• Teorilerin, "niçin" kurulduğuna yeterli cevap verilebilmesini sağlamakta ve iktisadi düşüncenin incelenmesi için gerekli mantık zincirini vermektedir. Ayrıca bu yöntem bilim metodolojisine son katkıların yaklaşımına uygundur.
Sayfa 28 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Mihrabı tuvalet yapılan Cami!
Tek Parti devrinde türlü kılıklara giren camilerin hapishane dahi yapıldığına dair bir tanıklığı sizlerle paylaşmak istiyorum.Divriği kökenli değerli tarihçi Dr. Necdet Sakaoğlu'nun Toplumsal Tarih dergisine anlattıklarını naklediyorum: "Çocukluğumu geçirdiğim kasabada, Cedid Mustafa Paşa Camisi hapishane olarak kullanılıyordu. Taş bir
Sayfa 229 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Yığın İnsanı ve Uzman
Bugün toplumsal güç kimin elinde acaba? Zihni yapısını çağa kabul ettiren kim? Hiç kuşku yok ki kent-soylu sınıf. İyi ama, bu sınıf içinde, günümüzün soyları diye görülen grup hangisi? Hiç kuşkusuz teknik adamlar: mühendisler, doktorlar, iktisatçılar, profesörler, vb. Ve teknik adamlar içinde en saf olan hangisi acaba? Tabii bilim adamı. Yıldızlardan gelme biri Avrupa'yı ziyaret etse ve, yargılamak üzere Avrupa'dan bir örnek insan istese, Avrupa'nın, olumlu bir yargı elde edeceğine emin olarak, ona bilim adamlarını göstereceğine kuşku yoktur. Oysa yıldızlardan gelen kişinin olağanüstü bireyler aramayacağı, ortalama bir insan, "bilim adamı" denen tipin bir örneğini görmek isteyeceği açıktır ki bu bilim adamı tipi Avrupa insanlığının zirvesidir.
Sayfa 26
İktisatçılar, burjuva üretim ilişkilerini, işbölümünü, krediyi, parayı vb. sabit, değişmez, ölümsüz kategoriler olarak ifade ediyorlar.
Sayfa 104 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Kolektif zenginlik, kamu serveti, gerçekte nedir? Burjuvazinin zenginliğidir — tek tek her burjuvanın değil. Öyleyse iktisatçılar, varolan üretim ilişkileri içinde, burjuvazinin zenginliğinin nasıl büyümüş olduğunu ve nasıl daha da büyümesi gerektiğini göstermekten başka bir şey yapmış değillerdir. Çalışan sınıflara gelince, bu sözde kamu zenginliğinin artması ile bunların koşullarının düzelmiş olup olmadığı hâlâ çok tartışmalı bir sorun olarak durmaktadır. İktisatçılar iyimserliklerine gerekçe olarak pamuklu sanayiinde çalışan İngiliz işçileri örneğini gösterecek olurlarsa, bu durumu ancak ticari bolluğun ender anlarında bulurlar. Bu bolluk anlarının bunalım ve duraksama dönemlerine olan "gerçek oranı" 3'e 10'dur. Ama iktisatçılar iyileşmeden sözederken, İngiltere'de aynı sanayide çalışan bir-buçuk milyon işçi her on yılda üç yıl bolluk görsün diye Hindistan'da yok olmak zorunda kalmış milyonlarca işçiyi düşünüyorlardı belki de.
Sayfa 98 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
ÖNEMSENMEYECEK KADAR UCUZ
Herhangi bir zamanda dünya, üretilenden biraz daha azını veya çoğunu isteyebilir ve anlık fiyat, arz ve taleple düşerek veya yükselerek bunu yansıtacaktır. Ama uzun vadede, düşen üretim maliyetleri genel eğilimin aşağı doğru gitmesini sağlayacak ve anlık arz/talep dengesizlikleri, kaçınılmaz olarak sıfıra doğru yol alan bir çizgide sadece dalgacıklar oluşturacaktır. Bugünün tüm ekonomisi, bileşik öğrenme eğrilerine göre inşa edilmiştir. Bu, anlaşılması bir nesil tutmuş olan ve tam anlamıyla kullanılabilmesi için nesiller geçmesi gereken şaşırtıcı bir olaydır. Ama bunun içerdiği şeyleri ilk kez iktisatçılar değil, model tren meraklılarının radikal yeraltı dünyası fark etti.
Reklam
İktisat dersi İktisat Fakültesinde profesör Namus iktisadı üzerine ders veriyordu: – İnsanlar, tabii Namus çağında Namus'suz olarak dünyaya gelirlerdi. Sonradan çalışarak Namus sahibi olurlardı. Ne kadar çok çalışır kazanırlarsa, gayet tabii olarak o kadar çok Namus'ları olurdu. Fakat dünyada mevcut bütün tabii Namus gazı yanıp yok
Sayfa 81 - Nesin Yayınevi / Yeşil Renkli Namus Gazı OperasıKitabı okudu
Modern dünyada özdenetim eksikliği gibi görünen şeylerin çoğu, insanların daha genç yaşta öldüğü ve bugünkü tasarruflarla gelecekte yarar sağlamaya olanak veren hiçbir kurumun olmadığı güvensizliklerle dolu devlet öncesi atalarımızın zamanında beyinlerimize işlenmiş iskonto oranlarını kullanmamızın bir sonucu olabilir. İktisatçılar kendi başlarına bırakılmaları durumunda insanların, sanki birkaç yıl içinde öleceklermiş gibi, emeklilikleri için çok az tasarruf yaptıklarını söylüyorlar." Richard Thaler, Cass Sunstein ve diğer davranışçı iktisatçıların savunduğu "liberter paternalizmin" temelinde bu yatıyor ve bu iktisatçılara göre devlet yönetiminin, bireylerin güncel çıkarlarıyla gelecekteki çıkarlarının karşı karşıya geldiği oyun alanına, halkın onayıyla müdahale etmesi gerekiyor. Verilen örneklerden biri, emeklilik için tasarruf planlarında kişilere tercih seçenekleri sunmak yerine, onları otomatik olarak optimal bir plana dahil etmek ve kendilerine bundan vazgeçme olanağı tanımak. Bir başkası da satış vergilerinde sağlıksız yiyeceklere daha yüksek vergi doğrultusunda düzenleme yapmak.
Sayfa 656Kitabı okudu
Tüm insanlığın düşüncesini kucaklayan o yüce beyinler, ne oldu size? İyice yozlaştık ve küçüldük. Hasta sığır etleri, patates, boyalı şarap, Prusya şnapsı zorunlu çalışmayla ustaca birleştirilince bedenlerimizi güçsüz düşürüp aklımızı kısıtladılar. Ve insanlar midelerini küçültüp makineler üretkenliklerini artırırken, tam o sırada iktisatçılar karşımıza geçip Malthus kuramını, riyazet dinini ve çalışma dogmasını vazediyorlar! Onların dillerini koparıp köpeklere atmak lazım.
İslâm İktisâdı arz ve talebi esas alan, faizi haksız kazanç yolu olarak gördüğünden yasaklayan, üretimi teşvik eden, istihdâmı hedef edinen, kâr etme ameliyesini ahlâki kriterlerle sınırlandıran, sömürüye mâni olan, zekât, sadaka ve öşür gibi kavramlar üzerinden zenginden alıp fakire dağıtan, bir asırdan daha uzun bir zamandır uygulanmadığından iktisatçılar tarafından bilinmeyen, tatbik edildiğinde ise dünyayı yeninden en çirkinden en güzele taşıyacak yegâne nizamdır.
Sayfa 208Kitabı okudu
752 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.