Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlkel kabilelerde bir insan, biraz daha az ilkel bir yer bulduğu vakit oraya kaçar. Berlin Duvarı yıkılmadan evvel, insanlar hayatlarını tehlikeye atıp, duvarın üstünden atlayarak Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçıyordu. Demek ki orada rahat değil, demek ki o toplum hasta.
Günümüzdeki ‘paleolitik’toplumlar’ -10 bin yıl öncekiler gibi tamamen ya da çoğunlukla avlanarak yaşayanlar-var olan en ilkel insan türünün temsilcileridir. Bunların hükümetle, kanunla, yetkiyle en ufak ilgileri yoktur; tek bir yasanın yaptırım gücü vardır: Av ganimetinin üleşilmesi.Çoğu kabilelerde ganimetin en büyük ve en güzel parçası avı öldürene değil avı ilk görene, onu ilk olarak bulup yerinden uğratarak ortaya çıkmasını sağlayana verilir. İnsanın varoluşunundan beri bunun avcılıkdaki “anayasal hak“ olduğu hemen hemen kesindir.
Reklam
Kaptan konuşurken tükürük saçıyordu. "Ama... bu hiç doğal değil! Vahşi kabilelerde bile reisler vardır! Bir kurt sürüsünün bile bir lideri olur!" "Eh," diye meydan okudu Jarvis, "bu da yönetimin ilkel bir olgu olduğunu ispatlar, değil mi? Mükemmel bir irkta ona hiç ihtiyaç duymazsın; yönetim bir zayıflık itirafı değil de nedir? Halkın bir kısmının geri kalanla işbirliği yapmayacağının ve bir psikolog tarafından anti-sosyal olarak nitelendirilecek bireyleri kısıtlamak için yasalara ihtiyaç duyulduğunun itirafıdır. Anti-sosyal bireylerin suçlular gibi hiç olmadığı bir toplumda yasalara veya polise ihtiyaç duyulmaz, değil mi?
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
İlkel insan acımasızdı. Kendini koruyabilmek için öyle olmak zorundaydı. Diğer insanlara acı vermekten zevk alma eğilimi savaşlarla birlikte gelişti. Ne var ki savaşta öldürmeyi öğrenen insan bunu barışta da uygulamaya başladı. Giderek anlaşmazlıklar birinin ortadan kaldırılmasıyla çözümlendi. O zaman yasalar ve mahkeme yoktu. İlkel toplumlarda insan yaşamına günümüzdeki kadar değer verilmediğinden, adam öldürme olayları da daha hoşgörü ile karşılanırdı. Fuegialılar bir katili, topluluk onun suçunu unutana dek sürgüne göndererek cezalandırırdı. Bazı kabilelerde ise adam öldüren kişiye kahraman gözüyle bakılmıştı. Dayaklarda en çok kelle getiren kişi kabilesinde istediği kıza sahip olabilirdi. Çünkü bu kızlar en yürekli en en güçlü erkeklerin eşi olacağına inanırlardı. Bazı kızılderili kabilelerinde kadınlar, kocaları tarafından azarlandıklarında intihar ederlerdi.
İlkel toplumlarda insan yaşamına günümüzdeki kadar değer verilmediğinden, adam öldürme olayları da daha hoşgörü ile karşılanırdı. Fuegialılar bir katili, topluluk onun suçunu unutana dek sürgüne göndererek cezalandırırlardı. Bazı kabilelerde ise adam öldüren kişiye kahraman gözüyle bakılmıştı. Dayaklar'da en çok kelle getiren kişi kabilesinde istediği kıza sahip olabilirdi. Çünkü bu kızlar da en yürekli ve en güçlü erkeklerin anası olacaklarına inanırlardı. Aslında ilkel insanlar kendi yaşamlarına da değer vermezlerdi. Onur kırıcı bir duruma düştüklerinde kendi yaşamlarına son verirlerdi. Bazı Kızılderili kabilelerinde kadınlar, kocaları tarafından azarlandıklarında intihar ederlerdi.
Reklam
İlkel toplumlarda insan yaşamına günümüzdeki kadar değer verilmediğinden, adam öldürme olayları da daha hoşgörü ile karşılanırdı. Fuegialılar bir katili, topluluk onun suçunu unutana dek sürgüne göndererek cezalandırırlardı. Bazı kabilelerde ise adam öldüren kişiye kahraman gözüyle bakılmıştı. Dayaklar'da en çok kelle getiren kişi kabilesinde istediği kıza sahip olabilirdi. Çünkü bu kızlar da en yürekli ve en güçlü erkeklerin anası olacaklarına inanırlardı. Aslında ilkel insanlar kendi yaşamlarına da değer vermezlerdi. Onur kırıcı bir duruma düştüklerinde kendi yaşamlarına son verirlerdi. Bazı Kızılderili kabilelerinde kadınlar, kocaları tarafından azarlandıklarında intihar ederlerdi.
_Çok defa hem kendimden hem de her şeyden bıkmış bir haldeyim. _Aşık olan körleşir ve evlendikten 8 gün sonra gözleri açılıp gerçekle yüzleşir. _Espri, ince zekalıları ve avanakları ortaya çıkarır. _Dürüstlük, en mükemmel politikadır. _Ahlak bir şahsiyet meselesidir. Kişinin kusurlu olduğunu fark edebilmesi için ahlaklı olması şarttır. _Doğada
Pek çok ilkel toplum üzerinde çalışmalar yapan Edgerton, "Hasta Toplumlar" isimli kitabında, "Hasta toplumlar kendi bireylerine o kadar çok acı verirler ki, birey o toplumdan kaçmak ister. Fırsatını bulduğunda da kaçar" diyor. Bunun çeşitli örnekleri de var: İlkel kabilelerde bir insan, biraz daha az ilkel bir yer bulduğu vakit oraya kaçar. Berlin Duvarı yıkılmadan evvel, insanlar hayatlarını tehlikeye atıp, duvarın üstünden atlayarak Doğu Almanya'dan Batı Almanya'ya kaçıyordu. Demek ki orada rahat değil, demek ki o toplum hasta. Atatürk kendi toplumunu hasta olarak görüyordu. Haklıydı da, çünkü o dönemlerde "Bizim halimiz iyi değil" diyen herkes dışarı baktı, "Kendimizi içeriden nasıl düzeltiriz" merakı yoktu.
İslam dışında bulunuşları, onları, ister istemez vahyin yerine aklı ikame etmeye götürüyor. Dikkat edilirse, küfür dairesi içinde bulunan insanın tapındığı şey, son tahlilde aklın hükümranlığıdır. Bazı ilkel kabilelerde akıl almaz biçimlere bürünmüş olarak görünse bile, durum değişmez. Akla tapıcılık, illa rasyonalizm, pozitivizm gibi mantıklı hale getirilmiş, kitabına uydurulmuş olmayabilir. İlkel biçimdeki putperestlik de, örneğin ilkin bir put yapıp sonra yaptığına tapma biçiminde görülenlerde bile, kendi yaptığına iman edip tapınma bakımından gizlenmiş bir akıcılık vardır. Putların biçimi ve niteliği somuttan soyuta değişik yollardan tezahür edebilir ama onların put olma mahiyeti değişmez. “Benim hiçbir putum yok“ diyen biri bile, eninde sonunda kendi zatını put haline getirmiş olmuyor mu?
Sayfa 38 - Küfür Neden Tek MillettirKitabı okudu
Reklam
Bireysel bilinç ya da benlik bilinci evrimin gecikmiş bir keşfidir. Bunun ilkel biçimi, yalın bir küme bilincidir. Buna günümüzde yaşayan bazı kabilelerde rahatça rastlanır; öyleleri vardır ki kabilelerine, kendilerini çevre kabilelerden ayırt edecek bir ad bile bulamamıştır. Doğu Afrika'da kendilerine "Buradaki İnsanlar" adını takmış küçük bir kabileye rastlamıştım. Bu ilkel küme bilinci varlığını modern aile bilincinde de sürdürür, bu tür ailelere sıkça rastlanır, adlarının dışında aile bireylerini ayırmaya yarayacak bir özellikleri yoktur.
Sayfa 41 - hişt diyebiliriz_Kitabı okudu
“Bazı kabilelerde bedeni süslemek için ayırılan zaman, günümüzde herhangi bir işe ayrılan zamandan fazla. Avustralya ve Amerika yerlisi erkekler bedenlerinin çeşitli yerlerine, beyaz, sarı ve kırmızı boyalar sürerlermiş. Boya tükendiğinde gerekli maddeyi ya da yaprağı aramak için gerekirse çok uzak mesafelere, bazen tehlikeyi de göze alarak giderek. Birçok ilkel toplumda süslenme hakkı yalnızca erkeklere ait iken, zaman içinde kadınlar da kozmetiği keşfederek kullanmaya başlamışlar.”
Sayfa 114 - Metis Yayınları, 19.baskı, 2022.Kitabı okudu
Neydi onu bu kadar etkileyen? Yamyamlık gibi son derece ilkel adetlerin bazı topluluklarda hala geçerli ol­duğunu keşfetmek mi? Kabilelerde ve ticaret noktala­rında birkaç frank karşılığında sahip değiştiren kölelerin hala ortalıkta dolaşıyor olması mı? Sözde kurtarıcıların Kongoluları baskı ve köleliğin çok daha zalim biçimleri­ ne maruz bıraktıkları mı? Yerlilerin kamçı darbeleriyle yarılmış sırtlarının görüntüsü mü kahretmişti onu? Öm­ ründe ilk kez bir beyazın bir zenciyi, bütün bedenini ya­ralardan bir çapraz bulmacaya çevirene kadar kırbaçladı­ğını görmek mi?
Can YayınlarıKitabı okudu
İlkel kabilelerde savaşın törensel karakteri
Günlük savaş sona erince herkes evine dönüyordu. Ok ve yay ile yapılan bu önemsiz savaşlar günlerce ve hatta haftalarda sürdüğü halde, ölümler ya da ciddi yaralanmalar çok seyrek görülüyordu.
Sayfa 163Kitabı okudu
120 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.