6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin
değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz
Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır
Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Nâ Hudâ Nuh-ı Nebî olduğu dem şekk yokdur
Gavta-i varta-i tûfan bu nevbetde geçer
Şeyh Galip
(Geminin kaptanı Hz. Nuh (aleyhisselâm) olduğunda şüphe yok ki tûfanın tehlikeli derinliği de sırayla geçer.)
İnsanları hakka ve hakikate davet eden insanların Hz. Nuh (aleyhisselâm] gibi doğru ve güvenilir kimseler olmaları beklenir. Ülü'l-azm peygamberlerin özelliklerini taşıyan kimseler kaptan olduklarında yürüttükleri gemi ve yolcular, en sert fırtınalardan, en derin ve en tehlikeli sulardan zarar görmeden selâmete ererler. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi kurtuluşun da bir vakti ve yordami vardır. Mutsuzluktan dünya ve dertlerinden yakınmak yerine vakit kaybetmeden, ümitle kılavuz kaptanı, yol gösterici mürşidi ve kurtuluş gemisini bulmak gerek.
Hem dünya hem de ukba hayatı için doğru, güvenilir insanlarla dost olmak, onları rehber edinmek çok önemlidir. Kılavuzu acemi, tecrübesiz olanlar felakete sürüklenirler. İnsan tabiatı ve dünya hayatı çeşitli sıkıntı ve tuzaklarla doludur. İnsanı aslî gayesinden, ebedî saadet yörüngesinden saptırır. Bu yüzden yol gösterici, felaket anında müdahale edecek güvenilir kılavuzlara ihtiyacı vardır. Bilinmeyen, tecrübe edilmeyen yolda akıl fayda vermez, kılavuzsuz geçilmez.
Mizâna ur görüştüğün ahbabı el-hazer Rehber tasavvur eylediğin rehzen olmasın
Nevres-i Kadîm
Dikkat et! Dost edineceğin kimseyi önce iyice bir araştır/Sakın! Rehber deyip peşine düştüğün eşkıya olmasın.
Tufanda olduğu gibi yolu, izi olmayan türlü tuzak ve engebelerin olduğu bir yolda güvenilir bir rehber olmadan yola çıkmak akıl kârı değildir. Sonucu hüsrandır.
Tanrı'nın bile masumiyetini kaybetmeden bakamayacağı kalpler vardır. Hüzün yaratılış öncesinde başlamıştır: Yaradan, dünyaya daha fazla nüfuz etmiş olsa, dengesini bozardı. Bir de ölmek var diye düşünen kişi, bazı yalnızlıkları yaşamamıştır; bazı uçurumlar da idrak edilen ölümsüzlüğün kaçınılmazlığını da...Cehenneme kendi içinde yer bulmak, biz modernlere nasip ol- muştur: Onun eski çehresini muhafaza etmiş olsak, iki bin yıllık tehditlerle desteklenen korku bizi taşa çevirirdi.Esrarın kimyasına kapılmış olan bizler, gözyaşlarımıza kadar her şeyi izah ederiz. Oysa şu izah edilmez: Eğer ruh o kadar az bir şeyse, yalnızlık duygumuz nereden gelmektedir? Hangi mekânı işgal etmektedir? Ve nasıl bir hamlede, yitip giden muazzam gerçekliğin yerini almaktadır?
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası olacağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, huzuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İngilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle tehdit eden Afganları
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası olacağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, huzuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İngilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle tehdit eden Afganları
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası olacağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, huzuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İngilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle tehdit eden Afganları
"Sen altın ışıltısının peşindesin, siyah giysili adam... Ama senin için asıl zenginlik onu aramak... Bulmak değil! Sana gelince, senin hazinen sevdiklerinin kalbinde saklı... Ve sen onları kaybetmeden korkuyorsun!"
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
İnsanların pek çoğu mesleğini ve hedeflerini çok erken yaşlarda seçiyor. Gerçekten kim olduğunun ve yaşamdan ne istediğinin farkına ise orta yaşlarda varıyor. Bu durum kişinin yaşamı boyunca geç kalmışlık, tatminsizlik ve mutsuzluk hâlini yaşamasına yol açıyor. Hiç zaman kaybetmeden kim olduğunuza karar vermeniz önemlidir. Meslek seçimi ve hedef belirleme işin kolay tarafıdır. Hayat boyunca insanın hedeflerine istikrarlı bir şekilde devam edebilmesine neden olan şey güçlü nedenleri ve hedefine olan aşkıdır. Gerçekten içimizden gelen çok sevdiğimiz işleri bulmak zorundayız. Çünkü tercihlerimiz yaşamımızın uzun bir dönemini kapsayacaktır. Yaşamımız boyunca bize mutluluk verecek olan şeylerden birisi de kendimiz için mükemmel olduğuna inandığımız işlerle meşgul olmaktır.
"Tanrı'nın bize verdiği en büyük nimet, sahip olduğumuz halde, sahip olduğumuzu bilmediğimiz kuvvetleri, bir gün kendimizde bulmaktır."
Acaba aradığımız Su, kendi içimizde varlığını bilmediğimiz bu kudretlere, bir gün kavuşmak özlemi olamaz mı? Niçin olmasın?...
Şimdi artık bir emekliyim.
Hayatın başka bir safhasını yaşıyorum.
Kötü talih diye bir şey yoktur. İnsan ne ile karşılaşmış bulunuyorsa bu, o anda kendisine en gerekli, en layık bir durumdur. Tekâmülüne en uygun durum budur. İnsan daha iyi talihi bulmak için gerekli olan şartları ve yolları araştırır, bulur ve vakit kaybetmeden o yollara koyulmakta bir an bile tereddüt etmez. Ve aslında, bir talihin insana zahmetli görünmesinin sebeplerinden birisini de burada aramalıdır. Çünkü insan, ancak mahrumiyet duygusu içindeyken, bulunduğu hâlden ileriye doğru atlamak ihtiyacını duyar.
Sayıları iki milyonun üzerindeki Polonya Yahudileri artık Almanların elindeydi. Nazi kuramcıları, örtülü bir dille ifade ettikleri ''Yahudi Sorunu''na çözüm bulmak için zaman kaybetmeden işe koyuldu.
O’nun birinci ismi, isimler sultânıdır;
Her ânın, her mekânın, her cânın cânânıdır.
Kur’ân’da ilk âyetin, başlangıç kelâmıdır,
Her zerre “ALLAH” diye, O’nu söyler durmadan..
Vârettiği herşeyi, ayırdetmeden gören,
Her şeye adâletle, hayır ve rahmet veren,
Her mahlûkâ acıyan, ve çâreler gönderen,
Sonsuz merhametiyle, âleme RAHMÂN dır