1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Şu an hangi işi yapıyorsanız o işi derhal bırakın ve Camus'nün Mutlu Ölüm kitabını sipariş edip okuyun. Bakın okuduğum yüzlerce kitabın arasından çok çok az kitap için böyle pozitif
1 1984 - George Orwell✅️
2 Alice Harikalar Diyarinda - Lewis Carroll
3 Ana - Maksim Gorki
4 Angela'nın Külleri - Frank McCourt
5 Anna Karenina - Leo Tolstoy
6 Ask ve Gurur - Jane Austen✅️
7 Aşk - Elif Şafak✅️
8 Baba - Mario Puzo
9 Babalar ve Oğullar - Turgenyev
10 Benim Adım Kırmızı - Orhan Pamuk
11 Beyaz Diş - Jack London✅️
12 Bin Muhteşem
Marcel Proust okumaya çok çekiniyorum...
Kayıp Zamanın İzinde serisi beni çok zorlayacakmış gibi geliyor, bir türlü başlayamıyorum...
Marcel Proust okursam hiçbir şey anlamayacağımı düşünüyorum...
gibi cümlelere nokta koymanın vakti geldi artık!
Eğer bu tür sorular aklınızı kurcalıyor ve bir türlü Proust okumaya başlayamıyorsanız bu yazı tam size
Dönüşüm oldu. Evet haklısınız çok geç kalınmış bir eser ve aynı şekilde yazara da çok geç başladım.
Franz Kafka nın özel bir kafa olduğunu ilk okuduğum kitabında anladım. Verilmek istenen mesajı farklı ve hiç denenmemiş bir metod kullanarak yapıyor olmasından bu çok net anlaşıldı.
Kafka, Çekya ya ait bir bölge olan
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı
Franz Kafka
Ne baltası bu mektuplar içime oturdu, kalkmıyor.
Aşk, gurbet, evlat sevgisi, yokluk, hayata tutunma çabası, erkenden kayıp giden bir değer. İçime dokunan -yani diğerlerine göre daha çok dokunan- iki nokta
'Ölüler'i bir kez daha okudum. İçim yine kederle dolup taştı. Ağlamak istemedim, aşinayım ne de olsa Gabriel'in hikâyesine, ama yok, son sayfalarda yine ağlıyordum usul usul, ağlıyordum ve gözlerimin gerisinde hareket ediyordu bütün hayallerim, aynen Gretta'nın Michael Furey'i hatırlaması gibi, ve aynen içinin acısıyla kendini bırakışı gibi, ben
“Leylim”; sevdiğin insana hem adıyla hem de sahiplenmeyle konulan bir takma ad. Öyle güzel bir ad ki bu, içerisinde tüm duyguları barındırmış. Bazen Ahmed Arif Leyla’sına 3 dili birleştirerek ‘Lalikom’ demiş, bazen ‘nicesin dılemın?’..
Ahmed Arif’in doğum gününde bugün, bu Nisan ayında okumaktan keyif aldığım kitabını yorumlamak istedim.
Eser;
Mikail Bayram, bu eserinde bizlere, bir tarafta Anadolu'daki fikir hareketlerinden birisinin öncülerinden ve tasavvufi düşünceleri ile bir döneme damga vurmuş Mevlana ile bir tarafta tarihimizde Ahi Teşkilatı'nın kurucusu olarak yer etmiş Ahi Evren arasındaki siyasi, dini, sosyal mücadeleyi ele alıyor. Tabularınızın yıkılmasına hazır