Efendim, ne kitaplar var ohoo... İnsan inceledikçe okudukça işin içinden çıkamıyor da bir telaş sarıyor hangisini okusam diye. Hepimize böyle tatlı telaşlar nasip olsun inşallah.
Okuma oranının çok düşük olduğu ülkemizde sanki inadınaymış gibi kitap fiyatları çok yüksek. Gerçi şu anda herşey ateş pahası ya o başka bir konu.
Biz okuyucuların en önemli besinlerinden birisi de kitaplar. Haliyle dostlarımızın neyle beslendiğini de merak ederiz. Neler okur, neleri okumak ister ve kütüphanesinde hangi besinler var?... Yediğimiz içtiğimizi söylemeyiz de okuduğumuz veya okuyacağımızı söyleriz ki diğerlerini de heveslendirelim besinlerden mahrum olmasınlar... Bu ay besin stoğu yaptım biraz, çok çok güzel kitaplarım gelecek...
Sitenin, iyi yazarlar etiketinin en tepesinde Said Nursi var. Keşke böyle kitaplar bulup öyle heveslerle yeniden okusam hayıflanmasıyla tekrar göz attığım
Duygusal Eğitim ve Hacivat-Karagöz gibi, harika oluşturulmuş iki aykırı tipiyle
Bilirbilmezler -tahsil yücel çevirisine rağmen- gibi kitapların 300 okunması yok. Burnumuzun boktan çıkması olanaksız gibi. Bireyin tekil olarak kendini iyileştirme çabasının, benzerlerini bulup onlarda teselli bulmaya çalışmasının; bir türlü uyanmayan, aptallığı azalacağına, bambaşka şekillerde olsa da, durmadan artan bir toplumda hiçbir manası yok! Toplumun boğar bireyi. Belki vasatlık negatif bir anlam yüklü artık. Fakat bir toplumun seviyesini, çoğunluğu oluşturan vasatlarının seviyesiyle ölçmek kabildir.
Tahsin Yücel çevirileriyle ilgili olumsuz çok eleştiri okudum bu sitede. Haklılık payı vermekle birlikte, biraz da aşırı tepki gösterildiğini düşünüyordum. Ama Tahsin Yücel patinaj yaptırtıyor, dikkatini bir kelimeye çektiriyor, akıcılığı baltalıyor. Örneğin, “felsefî tirad” diyeceğine “felsefel tirad” yazmış. Aklıma FELAFEL geldi, onu çağrıştırdı. Hayır acıkmadım. Felsefel nedir yahu?