Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emile Hakkında

Emile konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Emile, is a treatise on the nature of education and on the nature of man written by Jean-Jacques Rousseau, who considered it to be the "best and most important of all my writings". Due to a section of the book entitled "Profession of Faith of the Savoyard Vicar," Emile was banned in Paris and Geneva and was publicly burned in 1762, the year of its first publication. During the French Revolution, Emile served as the inspiration for what became a new national system of education. The work tackles fundamental political and philosophical questions about the relationship between the individual and society- how, in particular, the individual might retain what Rousseau saw as innate human goodness while remaining part of a corrupting collectivity. Its opening sentence: "Everything is good as it leaves the hands of the Author of things; everything degenerates in the hands of man." Rousseau seeks to describe a system of education that would enable the natural man he identifies in The Social Contract. God makes all things good; man meddles with them and they become evil. He forces one soil to yield the products of another, one tree to bear another's fruit. He confuses and confounds time, place, and natural conditions. He mutilates his dog, his horse, and his slave. He destroys and defaces all things; he loves all that is deformed and monstrous; he will have nothing as nature made it, not even man himself, who must learn his paces like a saddle-horse, and be shaped to his master's taste like the trees in his garden. Yet things would be worse without this education, and mankind cannotbe made by halves. Under existing conditions a man left to himself from birth would be more of a monster than the rest. Prejudice, authority, necessity, example, all the social conditions into which we are plunged, would stifle nature in him and put nothing in her place. She would be like a sapling chance sown in the midst of the highway, bent hither and thither and soon crushed by the passers-by.
Tahmini Okuma Süresi: 20 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 729Basım Tarihi: 2014Yayınevi: Gece Kitaplığı
ISBN: 9786053242062Ülke: TürkiyeDil: İngilizce
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 75.0
Erkek% 25.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Jean-Jacques Rousseau
Jean-Jacques RousseauYazar · 28 kitap
İsviçre'nin Cenevre kentinde doğmuştur. Bir saatçinin oğludur. Babası Topkapı Sarayı'nda saat tamirciliği yapmıştır. On yaşında eğitimine bir din adamının yanında başlayan Rousseau, daha sonra bir gravürcü ustasının yanında çalışmıştır. 1728-1738 yılları arasında, sekreterlik, müzik hocalığı ve tercümanlık yaparak, Fransa, İtalya ve İsviçre'de dolaşmıştır. Fransa'da yazıları yasaklanınca daha sonra aralarının açıldığı dostu David Hume'un daveti üzerine İngiltere'ye gitti. Daha sonra Batı İsviçre'de Neuchatel'e sığındı. Kalvenist olarak vaftiz olmuştu. Torino'da Katolikliğe geçti, daha sonra tekrar Kalvenist oldu. Bu sebeple doğduğu şehir olan Cenevre'de ateist suçlamalarına mâruz kaldı. 1749'da Ansiklopedinin müzik bölümünü kaleme almıştır. Jean-Jacques Rousseau'nun yapıtlarındaki karmaşıklık onun; doğal hukuk kuramcısı, doğal hakları yadsıyan biri, aydınlanmacı, aydınlanma ilkelerini yerle bir eden biri, demokrasinin inançlı savunucusu, demokrasiyi ayaklar altına alan biri, burjuva liberal devriminin hazırlayıcısı, öte yandan böyle bir devrimin olumsuzluklarını çok önceden gösteren, hatta reformculuğu bile benimseyen biriymiş gibi birbiriyle çelişen ve çatışan çok karşıt düşüncelerle yorumlanmasına sebep olmuştur. Bu sebeple Rousseau anlaşılması güç bir düşünür olmuştur. Kendisini hep halktan birisi olarak görmüş, halktan kişiler arasında daha rahat etmiştir. Rousseau, doğru bir siyasal toplumun temellerini ortaya koyabilmek için olguların bir yana bırakılması gerektiğini belirtir. Çünkü ona göre salt olgulardan hareket edildiğinde, çıkarlar, yararlar ön plana yerleştirilmekte ve böylece adalet, hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Rousseau, güçlünün haklı kabul edildiği, siyasal toplumun kökenine olguları yerleştiren, olgusal verileri ve kuramları eleştirmektedir. Yurttaşı, ortak benliği, halkı, devleti yaratan bir toplum sözleşmesini ve bu sözleşmeye toplumdaki her bireyin dahil olması gerektiğini savunur. Halk olmanın temelinde egemenliğin var olması gerektiğini düşünür. Yasaların olmadığı bir yerde devletten söz edilemeyeceğini savunmuştur. Yasaların, halkın tümü için geçerli olması gerektiğini düşünmektedir. Halk sayısı arttıkça, yönetici sayısının azalması gerektiğini savunan Rousseau, demokrasi, aristokrasi, monarşi” şeklindeki sınıflandırmayı benimsemiştir. Rousseau'ya göre demokrasi biçimindeki hükümette yönetici, halkın tamamı ya da büyük bir kısmıdır. Aristokrasi biçimiyse küçük bir azınlığın yönetimidir. Monarşik hükümette ise yönetme yetkisi tek bir kişidedir. Rousseau'ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olamaz. Ayrıca devletin temelinde dinin de olması gerektiğini savunur. Rousseau; devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir.