Aşık olduğumuzda olduğumuz insandan bir başkasına mı dönüşürüz? Yoksa gerçekliğimiz mi yüzeye çıkar?
Peki ya sevdiğimizi olduğu gibi mi sevmişizdir, olacağını düşündüğümüz haliyle mi?
Aşk başlı başına bir yığın soru işaretleriyle, ünlemlerle, üç noktalarla geliyor sanki hayatlarımıza. ‘Asla’lar gündelik eylemlere dönüşebiliyor, bitti sandığımız her yol yeni bir yan yola açılıveriyor.
Kış bitip bahar gelecek sanıyoruz, avunuyoruz kimi zaman, sonra bir yağmur bastırıyor.. Bundan sebep tek bir duyguya, tanıma, renge, ısıya sığmıyor aşk.
.
İklimler’i birkaç sene önce elime almıştım, sonra ne oldu hatırlamıyorum. Dün ise kitaplığımdan bana göz kırptı sanki. Elime aldım, bir erkeğin aşkını dinlemeye başladım. Ardından o erkeğe aşık kadını..
Ayrı pencerelerden aynı manzaraya bakarcasına..
Hem kadın hem erkek ruhunu öyle yumuşak ifadeler ile yansıtmış ki Maurois..
Çok sevdiğim, kolay kolay hafızamdan silemeyeceğim bir eser oldu İklimler.
.
Tahsin Yücel çevirisiyle~