NOT: BAZEN ARKA ARKAYA ÇOK FAZLA İNCELEME PAYLAŞTIĞIM İÇİN SORULUYOR. BUNLAR BANA AİT VE BİR SÖZLÜK SİTESİNDEKİ ÜYELİĞİM SÜRESİNCE PAYLAŞTIĞIM İNCELEMELER. BURAYA ZAMAN BULDUKÇA TAŞIYORUM.
________________________________________________
Her şeyi, her şeyi bırakıp selde kaybolmaya cüret etti. Ve sanki deniz gibiydi, yükselen ve kabaran, büyük bir dalgayla kabaran kara dalgalardan başka bir şey değildi, öyle ki tüm karanlığı yavaş yavaş harekete geçti ve o karanlık, dilsiz kütlesini yuvarlayan Okyanus'du.
...
📘
Kendi yalnızlığını kabul et ve hayatın boyunca ona bağlı kal. Ve sonra geldiklerinde boşluğun doldurulduğu zamanları kabul edin. Ama gelmek zorundalar. Onları zorlayamazsın.
...
📘
Lady Chatterley'in Aşığı kitabının bir sinema uyarlamasını izledim. Hikaye güzeldi ama daha önce izlediğim ve muhtemelen bu hikayeden esinlenmiş olan Alman yapımı 'Das Ende der Schonzeit' kadar sevmedim.
O film benden tam puan almış ve bayağı etkilemişti beni.
Yine de izlenmeye değer... Ama demedi demeyin, müstehcenlik aşırı fazla...
İyi seyirler...
.
Bazen okuduğumuz bir cümle, bir dize, ya da bir söz öbeği öyle güzeldir ki; paylaşmak için düşünürüz.
Sanki kıyamayız, öyle masum ve içlidir ki bekleriz, saklamak isteriz.
Arada benimde yaptığım çok oluyor. Bekletirim, o cümleyi bir resimle bir şarkıyla ya da başka bir yazarın sözüyle telmih (anıştırma) yapmak için zamanı beklerim.
Öğle mesaisinde bir çay keyfi için yolum uğrak yerimiz cafeye düştü. Haliyle müzik çalıyordu. Dalmışım, ses aşinaydı, sanırım bu cümle bu müziği bekliyordu diye düşündüm.
Buyurun :
"Kendi yalnızlığını kabul et ve hayatın boyunca ona bağlı kal. Ve sonra boşluğun doldurulduğu, geldikleri zamanları kabul edin. Ama gelmek zorundalar. Onları zorlayamazsın !"
...
📘