Bu kitabi vatanimdan kilo metrelerce uzakta olan bir ulkenin kutuphanesinden alip okuyacagim hic aklima gelmezdi. Her bir satirini Nazim’in ulkesine olan hasretini yuregimde hissederek okudum. Nazim Hikmet bir siirinde derki;
“ Ben ordan gecerken biri, amca dese gir iceri,
girip yerden selamlasam hane icindekileri”.
Bu iki satir buram buram memleket kokar, vatana , Turk kulturunun sicakligina, misafir perverligine hasret kokar. Insan gurbette sokaklardaki hurdaci sesini bile ozler. Hatta bir filmde “bir surgun ulkesinin hapishanelerini bile ozler” diyordu.
Nazim’in ki de o misal. Bizim icinde yasarken cok da fark etmeyecegimiz, onemsiz bulacagimiz kucuk hikayeleri, kucuk anilari, komik insan diyologlarini siir tadinda hasretle anlatmis bu kitapta, surgun olarak gonderildigi uzak diyarlardan.
Eski savas yillarindan da bilgi alabileceginiz, aralarina Nazim’in siirlerinden de serpisrilmis , hic skilmadan okuyacaginiz harika bir eser.
“Memleket mi, yildizlar mi,
Gencligim mi daha uzak?
Kayinlarin arasinda bir pencere sari sicak”.
Keyifli okumalar.