Herkese merhaba! Uzun soluklu ve beş cilltlik okuma maceramın bu akşam sonuna gelmiş bulunmaktayım.
Notre Dame’in Kamburu’nu okuyup Victor Hugo’nun din üzerinden toplumu incelediği ve eleştirdiği kitabına aşık olmuş ve heyecanla Sefiller’e geçiş yapmıştım. İyi ki yapmışım. Çok etkilendim ve protest roman yaklaşımını daha yakından tanıma fırsatım oldu. Diğer protest romanları da not ettim.
İnsanları düşünmeye iterek sosyal bilincin artmasında katkıda bulunan bu önemli eserin bir çok konuya ve özellikle topluma ışık tuttuğunu görüyoruz.
Ana öykü konumuz somun ekmek çaldığı gerekçesiyle 19 yıl kürek mahkumluğu yapıp serbest kalan Jean Valjean’a odaklanır. Toplum tarafından dışlanır, ahirete gitmeden bu dünyanın cehennemiyle tanışır. Öykü de birçok karakter var,her ciltte bir karaktere odaklanan Hugo, arada ana konulardan ayrılıp Paris sokakları,devrimleri,dinler gibi birçok konuda yazar ve tartışır.
Sefiller, edebiyat dünyasında büyük bir sarsıntı yaratmıştır. Çoğu eleştirmen tarafından devrimci ve duygusal olarak nitelendirilmiştir Hugo.
Her yerde hızla yayılarak doğrudan değişime uğratmasa da toplumsal adaletsizliği en etkili biçimde tasvir etmiştir. Bu nedenle çok okunmuş ve çok etki uyandırmıştır insanlarda.
Birbirleriyle bağlantılı karakterler, Paris ve Paris’in yeraltı dünyasının labirenti, yoksulluk, öksüzlük, yetimlik, açlık ve adaletsizlik...
Toplumun ayaklanması ve hiç bitmeyen yoksulluğun içinde yaşananlar bu kadar sarsıcı anlatılmamıştı...
Mutlaka okunmalı,okutulmalı. Her kitaplıkta olması gereken dev bir klasik.
Hoşçakalın,sevgiyle ve kitaplarla kalın...