Öğrenciyken edebiyat derslerinde eserlerini (açıkçası )görev bilinci içinde yani yapmak zorunda olduğumuz için incelediğimiz bu büyük yazarın kitabını şimdi farklı bir ruhla okumaya çalıştım. Sonelerdeki her bir cümle, bu sefer zevkle ve hissederek okuduğum için beni derinden etkiledi.Tabii ki çevirmeni de ayrı bir takdir etmek lazım. Orijinal dilden dilimize çevirirken hiçbir duyguyu atlamamış, eğreti duran hiçbir cümle yok.
Yazara bu cümleleri ve bu etkileyici cümleleri yazdıran, yazmasına sebep olan kadını kıskanmadan edemedim.. Şu cümlelerin yazıldığı kadını kim kıskanmaz ki ?
"Aşığım gözlerine, onlar da bana acıdıklarından,
Biliyorlar kalbinin beni hor görüp zulmettiğini bana,
Karalar bağlamış, mateme bürünmüşler benim için,
Şefkatle bakıyorlar çektiğim acıya.
Gerçekten, gökyüzündeki sabah güneşi bile, Yakışmaz söken şafağın solgun yanaklarına, Yakıştığı gibi yaslı gözlerin senin suratına,
Geceleri rehberlik eden o parlak yıldız,
O dingin batıyı aydınlatmaz gözlerinin yarısınca:
Ah! Bırak öyle yapsın yüreğin,
Yüceltsin seni bana tuttuğu yasla,
Her yanın gibi karalar bağlasın acıma duygun da.
Güzelin aslı kara olur derim işte o zaman,
Çirkindir öyleyse rengi rengini tutmayan.