Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kamarada, denize bakan pencerenin önünde bir genç kız oturuyordu. Benim üniversite talebelerinden biriydi. Yalnız onun profilini görüyor, denizi seyrettiğinin farkına varıyordum. Tütün paketini, üzerine vurarak açtım, bir sigara sarmaya başladım. Bu sınıf halkın tavrını ne kadar iyi taklit ettiğimi düşünerek koltuklarım kabarırken, karşıdaki genç kızın dönüp bana baktığının farkına vardım. Sigara sarmakta devam ederek ve nihayet kibriti çakıp sigarayı yakarken, yüreğim ağzıma geldi. Çünkü bu defa tanınmıştım. Çok şükür, bugün artık ellerim sosyete hanımlarının ince, manikürlü elleri değil, çalışan alelâde bir kadının elleridir. Yapılacak tek şey, onun yüzünde beliren korku ve aynı zamanda sevinci görmemiş gibi davranmaktı. Halinden, yerinden fırlayıp bana gelmek istediğini hissettim. Ama ben bu ara bir taraftan sigarayı tellendiriyor, bir taraftan da onu görmezlikten geliyordum. Yavaş yavaş yüzündeki heyecan uçtu, gözleri yaşardı, aynı zamanda, şüphe ve acıyla doldu. Sigara biter bitmez, fıstık külâhını açarak içindekileri yiyip kabuklarını yere tükürmeye başladım. Bu, ona benim Halide Edib olmadığım kanaatini vermiş olacak ki, yüzünü tekrar denize çevirdi. Gerçi beni hiçbir zaman ele vermeyeceğini biliyordum ama, bana yardım eden vatandaşlar ölümle tehdit edildiği için beni tanımamasını kendi menfaati bakımından uygun buldum.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,979 okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,377 okunma
More'nin Ütopyasının bazı özellikleri
Adada elli dört kent bulunuyor, bunların hepsi çok geniş ve muhteşem. Dilleri, adetleri, kurumları ve yasaları birbirinin aynısı. Her bir çiftlik evinde kadını erkeği en az kırk kişi yaşar, ayrıca boğaz tokluğuna çalışan iki de köle. Evin hanımı ve beyi bütün ev halkından sorumludur, bunlar gayet ağırbaşlı ve olgun insanlardır. özel mülkiyet
İnsanın zora karşı duruşudur hayat.
Kalp mi? Akıl mı? Hevesler kalbi, sebatlar aklı besler... Aklın yolu birdir sözünün izahıdır sebatkâr olanın ömrünün tek bir hikayeden ibaret olması da...Akılla gidilen yolda varılacak hedef, ulaşılacak sonuç bellidir. Fakat heveskâr böyle değildir. Heves kalptir, kalbin ritmi her zaman aynı olmaz, en basit izahla kalbin ritimsel değişkenliği insana yön verir; heyecan, korku, sevinç, hüzün ve daha pek çok his bu ritimlerde değişkenlik yapabilme gücüne sahiptir. insan bu ritim değişimlerini fark edebildiğinde insan olduğunu anlar. Korktuğu ortamdan uzaklaşırken mutlu olduğu ana, mekana özlem duyar, heyecanı yaşatacak maceralar arar, uzaklaşmalar, özlemler, arayışlar yeni başlangıçlar yeni hikayeler ortaya koyar. Kalp vuracak, vurmalı her bir an, öykü yazan daktilonun tuşları misâli... Kalp de bir daktilodur aslında... İnsanın yaşam öyküsünü yazan, yazdıran bir daktilo; üzerinde gezindiği kağıdın adına "ömür" der insanlar hepsi o kadar. Daktilo kağıda, kalp ömre döker içten geçeni, olup biteni ya da olması muhtemeli... Zamansa insanı bu ikisinden (heves/sebat) birinde kalmaya zorlar... İnsanın bu zora karşı duruşudur hayat. Ne kadar heveskâr olsa da yarıda kalmaz hiç bir başlangıç, biter her şey... Heveskarın istediği gibi başlasa da sebatkâr bir yolda son bulur bütün hikayeler...
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HACC İslam'ın Devrimci İbadeti
Hacc tecrübesi bana neler öğretti. Kişi hacca giderken kendi kendine "hacc ne demektir diye sormalı ve haccın Allah'a doğru yükselmesi olduğunu bilmelidir." Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterisidir. Gösteride Allah, sahnenin yöneticisidir. Adem, İbrahim, Hacer ve şeytan başlıca karakterleridir. Sahneler Mescid'ûl
Hac
HacAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20111,344 okunma
Bizde Gizlenmiş bir Allah sesi var; ona kalp diyoruz.
Kalp Bizde Gizlenmiş bir Allah sesi var; ona kalp diyoruz. Onun yapısı ar­zu ve haset olan etle, zulüm ve kuvvet olan kemikden başkadır. Onla­ra büsbütün yabancı olan kalp, çok kere aşk ve hayranlıkdır. Her adımda acılara ulaştırdığı için hayata dost olur. Bunca acının da yetmediğini, elemin elem doğurmasından sarhoş olduğunu söyler. Bazan da o
Ruhun Gemisi
Kaptanın Seyir Defteri -02- 01/02/2024 Öncelikle belirteyim teşbihte hata olmaz derler, bu bir ateş. Zihnime bulaşan bir hastalığın ateşi. Nasıl ve ne zaman yakalandım bu hastalığa hatırlamaya çalışıyorum. Bir sıralama takip etmeden aktarmaya çalışacağım. Öncelikle bir meslek olarak bakmadım yazma eylemine. Belkide bu nazarla bakmadığım için
Ölüm hikâyesini bitirdikten sonra Cezzar Dede şunları söyledi: – Oyunumuza nasıl başladığımızı hatırlıyorum: Önce birer korku hikâyesi anlatmıştık. Ancak, korku ruhumuzda pek yer etmediği için daha sonra birer dinî konu seçtik. Şimdi ise aşk hikâyelerimizi anlatıp bitirmiş bulunuyoruz. Anlamadığım şu: Biz buraya nasıl geldik? Bunun üzerine Ölüm,
Sayfa 202
Reklam
RAGIP - 3
Düzlemesine giden sokağın sonunda yolun ikiye ayrıldığı yerde Koca çınarların arasında hapsolmuş aile apartmanında yaşı 20ye yakın genç bir kız var Bu genç kızın sabahtan başlayıp akşamın bir körüne kadar süren sade gülüşü İki dudağının ardına saklanan sır, salya ile tatlı tatlı dökülüyordu Ragıp'ın kül tablasına O esnada o gülüşü seyrederken
75 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Geçmişinde kötü şeyler yaşamış otuz yaşında bir kadınla, gençliğinin baharında yirmili yaşlarında bir adamın aşk öyküsünü okuyoruz. Çetrefilli, kuşkulu, tutkulu, karmakarışık duygularla hummalı bir aşkın romanı. Bu romanda isimler yok, duygular var. Dul bir kadının kuşku dolu yaklaşımları, kendini hep geri planda tutması, üzerinde hissettiği toplum baskısı, terk edilme korkusu ve bunların beraberinde ruhsal dengelerin bozulması var. Başlarda kendisine aşık olan bu genç adamdan, dul olması ve toplumdan dışlanacağı korkusuyla hep geri duran kadın, duygularına engel olamayarak tüm sınırladı ortadan kaldırıyor. Ve artık gözü hiç bir şeyi göremeyecek kadar kararıyor. Karşısında kendisinden çok genç ve yakışıklı bir erkek olduğunu aklından hiç çıkaramayan kadın, hep bir kuşku ve korku içinde bu ilişkiyi yürütmeye çalışıyor fakat kendi ruh sağlığında çok büyük yıkımlara sebep oluyor. Genç adam başlarda sadakat ve aşk yeminleri etse de zaman geçtikçe bu sözlerin yerini başka şeyler alıyor ve olay tam tersine dönüyor. Sizce bu çiftin sonu ne olur ? Adamın vadettiği bu aşk vuslatla biter mi ? Ruhsal çöküntüler yerini mutluluğa ve huzura bırakır mı ? Yada tam tersi, güçlü duygular cehennem olup ikisini de yakar mı ? Gerisi size kalmış. Okuyup görünüz efendim Selim İleri’nin sonsözü ile bitiyor kitap. Ve selim bey bu kitap hakkında “Bugün hâlâ siyah gözler’den habersiz nice edebiyat sever var…” Edebiyatımızın unutulmuş ve kenarda köşede kalmış eserlerinden biri. Kesinlikle tavsiyedir.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,291 okunma
276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.