Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Sikinti
Aşk, bozuk bir pusuladır; seni yanlış bedene götürür.
Reklam
Bir Müslüman diğer dünyanın bir çöl gibi olacağını düşünemez... Arap çöllerinde o kadar çok sıkıntı çekmiştir ki! Diğer dünya bir vahadır; uçsuz bucaksız bir vaha. Yüz elli kilometre yol aldıktan sonra azıcık bir suyu ve birkaç ağacı olan küçük bir vaha değil, hayır; uçsuz bucaksız bir vaha, hiçbir yerde çöl yok.
aşk bile…
Dışarı, dedim, ey küçük harfli hayal Son hevesini de yitirmeden, dışarı. Eskidir evlerde söylenen bütün sözler Hükmü kendisidir odalarda çarpan kalbin Azalır her gün biraz daha camların ötesi Eskidir dört mevsim aynı gök altında Dışarı, dedim, ey sıkıntı, eşyalardan dışarı Daralır yürüdükçe eşiklerde biten yol Yağmur eskidir bir avuç bahçelerde Eprimiş bir zamandır yaz ne yapsak Toprağa benzer deniz, göreni yeni değilse Eskidir akşamların kederi Kirpiklerin nemi, kulak çınlamaları Rüyalar eskidir aynı uykularda Çocuklar eski, büyüklerden yapılmış. Ödemek için ömrüne borcunu Dışarı, ey başkalarının hayatı Eskidir aşk bile aynı gövde önünde...
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi Yayınevi / 12. Baskı
Beni oldum olası, senin çalışman sayesinde hiçbir yoksunluk çekmeden huzur, sıcaklık ve bolluk içinde yaşamakla suçlardın (üstelik yalnızken ya da başkalarının önünde yapardın bunu; başkalarının önünde yapmanın aşağılayıcı yönüne duyarlık göstermezdin, çocuklarının meseleleri her zaman herkese açıktı). Beynimde adeta oyuklar açmış olması gereken
Birçok normal ebeveyn sürekli ağlayan bir bebekle karşılaştıklarında geçici bir düş kırıklığı yaşamıştır ancak hissedebilecekleri her tür öfke, genellikle bebeğin sıkıntı yaşadığı endişesiyle ortadan kalkar. Kendi çocukluklarındaki yoksunluk nedeniyle, alışkanlığa bağlı faydasız hisseden ebeveynler, bebeğin ağlamasına kendi yetersizliklerinin bir başka kanıtı gözüyle bakabilir ve bunun sonucunda şiddetle karşılık verebilir. Bazı ebeveynler kendi çocukluklarında göremedikleri sevgiyi çocuklarından bekler, çocuk sürekli sevgi dolu ve duyarlı davranmayarak onların bu ihtiyacını karşılayamadığında gücenirler. Diğerleri anında itaat ister ve çocuk emirlerine uymadığında kendi haysiyetlerinin tehdit altında olduğunu hissederler. Küçük çocuklara yapılan saldırıların çoğunun faili sarhoş babalar ve üvey babalardır. Bazıları kendileri daha çocuk sayılabilecek ebeveynleri veya üvey ebeveynleri tarafından bu tür muamelelere maruz kalır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Yüklerimiz burada, yol önümüzde; iyilik ve mutluluk özlemi bize bir çok sıkıntı ve hata arasında rehberlik edip bizi barışa, yeni gerçek kutsal şehre kavuşturacak.
Sayfa 28
Günü gelince her tohum filiz vermeye başlar. Eğer filiz veren bitki bir turp ya da bir gülse sıkıntı yok karışmasak daha güzel olur hatta.. Ama yetişmekte olan kötü bir bitkiyse derhal kökünden sökmeliyiz. Aynı şeyler hayatınıza giren insanlar içinde farklı değildir.
Anne- Babaların Çocuklarına Görünmez Tehlikelerden Korumaya Çalışmaları
Sevgili gençler, sevgili genç yetişkinler doğum günler; yeter geliriniz olmadığı için anne -babamızla birlikte oturmak zorunda kalabilirsiniz ancak sıkıntı üzerine sıkıntı eklememekte yarar vardır. Ayrı ev tutamayabilirsiniz fakat hiç olmazsa dilinizde tutabilirsiniz, lütfen oto yoka sinirlenmeyin, Küçük şeyleri mesele etmeyin annenizin yaptığı yemeği ,onun kıyafetini ,televizyon programını eleştirmeyin kaldı ki bir şeyin en doğrusu yoktur doğru görecelidir bugün için geçerli olan doğrular modalar ve tercihler yarın değişebilir işte bu yüzden ayrı ev tutamıyorsak hiç değilse dilimiz tutmalıyız . Eve ekmek getiremiyor olabilirsiniz ama ekmeği mutfaktan yemek masasına getirebilirsiniz çamaşırdan bulaşığa annenize yardımcı olabilirsiniz buradan sadece eve ekmek getiremeyenler annelerine yardım etmeliler sonucunda çıkarmamak gerekir Bir evin annesine veya evin kadınına yardım etme ifadesi oldukça yaygındır bu ifade kadınların toplum içinde ezildiklerinin pek çok göstergesinden biridir.
Ey İslâm yavruları! Bombaların nağmeleri, topların gürültüleri, uçakların uğultuları, tank sesleri, eğitiminizin nağmeleri olsun. Dünyanın rahat ve huzuru içinde yaşayan, lüks hayat süren ve mideleri şişkin kimselerin nağmeleri ve yatakları sizin büyüyüp gelişeceğiniz yerler olmamalıdır. Ve ey sen Müslüman hanım! Sana anlatmak istediklerim çok,
Sayfa 21
Reklam
1922'den bu yana yazılmış ve yeniden yazılmış etik üzerine derslerle bağlantı içinde ortaya konan Felsefenin Yöntemi Üzerine Deneme 1932 baharı boyunca yayına hazırlandı. Aşağı yukarı aynı sıralarda, Collingwood'un sağlığı sıkıntı vermeye başlamıştı. Bunun ömrünün geri kalanında kahramanca savaşacağı hastalığın başlangıcı olduğunu o zaman anlamamıştı. Sonraki yıllarda bir noktada olan oldu ve beyindeki kılcal damarlar çatlamaya başladı; sonuç, beynin bundan etkilenen küçük küçük bölgelerinin işlevini yitirmesiydi. 1938'de onu ileride yatalak eden inmelerin ilki indiğinde, bu süreç hızlanmıştı; öyle ki 1943'te elli iki yaşındayken zatürreden ölümü, bir bakıma, acı bir son olmadı.
doğu batı yayınları, altıncı basım, çeviren: kurtuluş dinçer, şubat 2015, kızılay
"Ne istiyorsunuz, Dr. Hale?" "Küçük bir sorunum. Bu sorunu çözmeme yardım etmeni istiyorum." "Nasıl bir sorun?" "Bana sıkıntı çıkarıp duran biri var. İcabına bakmak istiyorum ama tek başıma yapamam." "Peki benim ne yapmamı istiyorsunuz?" "Ah, bence gayet iyi biliyorsun, Patrica."
Deniz araştırmacıları çevre kirliliğini ölçmek için, 10 yıldan uzun süren bir çalışmaya imza atıp, ölü kuşları inceleler. Kendiliğinden ölü kuşların midesinden 31 plastik parçacığı çıkıyor. Bugünün dünyasında her kilometrekarede yaklaşık 18 bin sentetik madde bulunduğu tahmin ediliyor. Bunların önemli bir bölümü sadece mikroskopla görülebilecek kadar küçük, bazıları ise plastik poşetlerden oluşan hacimli ürünler. Alman Çevre Koruma Teşkilatı'nın (NABU) atık uzmanı Benjamin Bongardt, vahameti şu cümlelerle anlatmaya çalışıyor: "Sıkıntı o kadar büyük ki, artık ölçülmesi mümkün değil. Bugün denizlerde ne kadar sentetik madde yüzdüğünü bilmiyoruz. Sentetik maddeler denizlerdeki en sorunlu atıklar. Bu eğilim giderek artıyor. Pek çok sentetik madde ancak 450 yıl sonra çözülebiliyor
1161. Sa'd İbni Ebû Vakkâs radıyallâhu anh şöyle dedi: Bir gün Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile beraber Medine’ye gitmek üzere Mekke’den yola çıkmıştık. Azverâ denen yere yaklaştığımızda Resûl-i Ekrem bineğinden indi. Sonra ellerini kaldırarak bir süre dua etti. Sonra secdeye kapandı, uzunca bir süre secdede kaldı. Tekrar ayağa
Orhan veli
Ekonomik sıkıntı çeken şaire bir arkadaşı pardösü hediye etmiştir, belli ki eşten, dosttan bulunan. Utana sıkıla, biraz da zorunluluktan bu hediyeyi kabul eden Orhan, ne yazık ki o iri cüssesiyle pardösüye sığmamıştır; arkadaşlarının gözünde fakir ve mağdur görünmek istemediği için de pardösüyü kolunda taşımakta, bu tür salvoları zekice savurmaktadır. Şairleri yağmur değil, hüzün ıslatıyor bazı şehirlerde.
Sayfa 143Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.