Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
01:11’
Elim uzandı yanıma, yatağın diğer ucuna. Hani, her uyandığımda gözlerimi sana açacaktım? Sözün vardı bana; kabuslarımdan araladığım gözlerimi, saçlarımı okşayıp sarılarak tekrar kapattıracaktın. Sözüm vardı sana; her uykun bölündüğünde sana daha da sıkı sarılacak, kokunu çekecektim içime. Şimdi, ne sen varsın, ne de örtüler içindeki silüetin. Yokluğuna sarıldığım güzel sevgili, diyeceğim sana.. çünkü unutulmak için çok güzelsin. Bazen düşünüyorum da, senden sonra kimse beni düzgün sevmemiş mesela. Kimse, geceleri beni uyutmaya çalışmamış, uyumamı beklememiş. Gece oldu. Yine, kendimi bu kağıt parçasına birkaç cümle karalarken buluyorum. Farklı şeyler yazsam da sonları hep benzer oluyor. Yine ve yeniden, kendimi ev’ime dönmeye çalışırken buluyorum. Artık orada başkaları yaşıyordur ama en azından, ışıkları açık gördüğümde ‘biz’ aklıma geliyor ve ben yine seni düşünüyorum, her seferinde. Bir zamanlar, aile gibi hissettirmiştin. Sıcak bir yuva. Güne uyanmak ve uyurken mutlu olmak için küçük de olsa bir bahane oluşturmuştun bana. Artık bu mektuba bir nokta koymalıyım sanırım. Buruş buruş, karalamalar, kötü yazım ve senin tabirinle ‘incilerimin’ ıslattığı bir kağıdı okumak isteyeceğini sanmıyorum. En parlak yıldız, bu gece senin üstünü örtsün; ne de olsa, benim en parlak yıldızıma tekrar ulaşma imkanım olduğunu sanmıyorum… Güzel’in yıldızına..’
384 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Ben ki o kadar düşünürüm. Düşüncem, yorgunluğu yüzünden bir türlü yatağına giremeyip odasında sabaha kadar dolaşan adama benzer. Neden şimdi hiçbir şey düşünemiyorum?" Var böyle bir hâl . Tanpınar okumak bence zordur. Hadi okuyayım dediğim biri değil. Onu çok seven bir arkadaşım var, hatrına okuya okuya beş kitabını okudum. İç dünyası
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202316,4bin okunma
Reklam
96 syf.
9/10 puan verdi
Yanılgı Saatleri
Yanılgı Saatleri
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Yaklaşık 6 ay sonra tekrar bir Nurullah Genç kitabı ile buradayım bu Nurullah Genç Hocanın okuduğum sekizinci kitabı oldu. Bu kitap şuan hali hazırda olan ve Timaş yayınlarından basılıp ve satılan
Yanılgı Saatleri
Yanılgı Saatleri
kitabının 1998 yılında basılan eski baskısıdır. Bu kitap ve mevcut yeni baskı arasında farklar var mesela en temel fark bu kitap da
Yanılgı Saatleri
Yanılgı Saatleri
ve
Nuyageva
Nuyageva
kitabı birlikte basılmış ve
Nuyageva
Nuyageva
da yazan şiirleri de çok ama çok beğendim. İnşallah
Yanılgı Saatleri
Yanılgı Saatleri
ve
Nuyageva
Nuyageva
kitaplarının güncel baskılarını da okumayı düşünüyorum, inşallah alıp okuyacağım... Özellikle
Nuyageva
Nuyageva
şiirlerini okurken şiirin birinde Nurullah Genç hoca
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
'un
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
kitabından alıntı yapmış, o kitabın olaylarını işlemiş bu çok hoşuma gitti zaten Nurullah Genç Hocanın bu kitabı çok sevdiğini biliyorum çünkü bizzat konferansını dinlerken de Cengiz Aytmatov'un bu kitabından bahsetmişti, bu kitaptan alıntılar yapmıştı. Gün olur asra bedel kitabını bende çok sevdiğim için bu şiiri okurken mest oldum... Bazı şiirlerin tam içine giremesem de genel olarak çok güzel bir kitaptı zaten şu da var bazı şiirler de
Yağmur
Yağmur
gibi çeşitli Nurullah Genç kitaplarında okuduğum şiirlerdi ben genel olarak beğendim inşallah nasip olur da güncel baskı
Yanılgı Saatleri
Yanılgı Saatleri
ve
Nuyageva
Nuyageva
kitaplarını da okurum...
Yanılgı Saatleri
Yanılgı SaatleriNurullah Genç · Birey Yayınları · 199750 okunma
Olası bir insan topluluğu
Yaşam yalnız dinle oluşmuyor. Ekonomik alanları var, siyasi alanları var, kültür sanat alanları var. Mesela entelektüel bazı insanlar vardır, dinsizdirler. Hatta dinsiz olduklarını söylerler, olabilir. Kimileri de dinsizdir, fakat topluma faydalı olarak geçmiştir, hayatları. Şimdi onları itelim mi kenara? Hakkı dine mi verelim ve Allah’la kul arasındadır o hesap... biz hoşgörüden yanayız, ben o hoşgörüden yanayım. Yarın ben çok mutaassıp, çok dindar bir parti başkanını saygılayacağım. Liberal görüşlü olduğundan saygılayacağım, başkanımızdır.
beni hafifçe sevseniz olur mu? hiç dokunmadan mesela çok yaklaşmadan. gözlerinizi gözlerime dikmeseniz olur mu? korkutmasanız, telaşlandırmasanız olur mu beni? yanına kıvrılıverseniz yalnızlığımın aynı geceye baksak, aynı pencereden. fakat hiç konuşmasak olur mu? konuşursak kırılabilirim çünkü kendimi yok yere üzmekte hayret verici bir şekilde iyiyimdir ben.
232 syf.
·
Puan vermedi
Yazarı tanımasam şu kitabın 30. sayfasında falan bu yazar ''Nobel alabilir.'' derdim. Bir dönem internet üzerinden yayımlanan bir spor dergisinde editörlük yapıyordum. Yazarlardan biri ile kahve içerken bana azmak istediği bir yazı hakkında fikrimi sordu. Futbolu neden, nasıl sevmeye başladığını anlatan bir yazı yazmak vardı
Seneler
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,591 okunma
Reklam
462 syf.
6/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
İlk kitap çok hoşuma gitmişti, ikinci kitap için çok çok heyecanlı değildim ama başlayayım dedim. Bence yine herkesin ikilemde kalabileceği bir kitap olmuş. Ben Tella karakterini finalde her şey belli olsa da sevememiştim. Bu kitapta da Tella'nın gözünden okuyoruz. Bazı çizgileri aşmış bir karakter, asi ve cesaretli ama sonunu düşünmediği için bana bu tavırları şımarık bir kız çocuğunu andırıyor. Aslında seriye başlama sebebim Jacks karakterini de Vale diye çevirdikleri için ilk başta bir bocaladım, keşke çeviride buna dikkat edilseymiş. Bu kitap ise tam gelişme kitabı gibi bazı şeyler ortaya çıkıyor büyük gizemler vs ama ilk kitabı okuduğum gibi bunu heyecanla okuyamadım. Betimlemeler ve diyaloglar yine tadında gibiydi ama çoğu yer bana boş geçmiş gibi geldi. Bir yere girecekken mesela iki sayfa boyunca orayı ve girişi betimlenmiş okurken biraz sıkıldım. Seriye devam etmek isteyenler hiç düşünmeden alır zaten ama ilk kitapta Tella'ya ısınamadıysanız bu kitaptan çok bir şey beklemeyin.
Legend
LegendStephanie Garber · Dex Yayınları · 2019697 okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
Say Yayınları'nın baskısı özelinde konuşmak gerekirse kitabın anlaşılabilmesi(!) konusunda kafayı yemişler. Kitaptan önce uzunca bir giriş vardı. Ütopya fikrinin geçmişinden, dönemin olaylarından falan bahsediyordu. Bu tarz girişleri seviyorum, kesinlikle faydalı oluyorlar. Yalnız bu sefer, belki de kitabın içeriği gereği aşina olmadığım
Utopia
UtopiaThomas More · Say Yayınları · 201620,4bin okunma
Ne kadar da doğru:))
"Tek sen misin sanıyorsun? Kimi kedisiyle konuşur, kimi çiçeğiyle. Ben mesela kendimle konuşurum." "Sana kızdım diyelim. Yolda yürürken kafamın içinde konuştuğumuzu düşünmeye başlarım. Sen bir laf edersin, ben sana cevap veririm. Sonra sen cevabıma cevap verirsin, ben verdiğin cevaba cevap veririm. Böyle böyle kavgaya tutuşuruz. Sonrasında duruma göre öfkelenirim, hatta küserim, bir zaman sonra barışırım. Ne bileyim işte, duygudan duyguya girerim, ruhun bile duymaz. Üstelik bunu yapan tek kişi de değilim. Herkes aslında orada olmayan birileriyle konuşur. Ölülerle, dirilerle, geçmişle, gelecekle, kendisinde gizli başka bir kendiyle...."
Beyhude'nin Güncesi 2
Selamlar Beyhudem selamlar. Benim yine aklım karışık. Gelgitlerle dolu düşüncelerle boğuşmaktayım. Senin bıraktığın gibiyim ya da ben gittiğim gibiyim.(ikimizin pencereside aynı ,iki seçenekte aynı manzaraya bakıyor aslında) Değişen pek bir şey olmadı. Stabil bir hayat sürmekteyim. Bu stabillik beni fazlasıyla öfkelendiriyor. Ama öfkemi hep
Reklam
Mesela ben çok gülerdim, çok konuşur saatlerce aynı konudan bahsedebilirdim. Ama bir şeyler oldu sonra gerçi bir şeyler hep oluyordu ama ben geç fark ettim işte, bazı konuları aşamadım, bazı şarkıları susturamadım, bazı cümleleri unutamadım ve kalbimi yaşanmışlıklardan arındıramadım. Birileri uzun uzun bir şeyler anlatıp durdu ama cevap veremedim hiçbirine. Çok sevdim herkesi ama kimsenin sevdiği olamadım çok şey sayıkladım kimse anlamaya çalışmadı. Sonra sustum, hep öyle olur ya zaten...
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman" Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
"Bilâ tefrik-i cins ü mezhep" bu ne demektir biliyor musunuz! "Hiç bir cins, hiç bir mezhep yok, yalnız Osmanlılık var!" demektir. Tanzimat cinsin, mezhebin arasında müsavat ilân ederek, onların ya hiç olmamasını, yahut bir olmasını istemiştir. Bu büyük emeli yalnız kâğıtlara yazmış, kanunlara geçirmiş, yani hayalde bırakmış, fiile çıkaramamış. Meselâ o yekpare, yekvücut Osmanlılık için tek bir lisan, tek bir milliyet, tek bir din, tek bir terbiye, tek bir tarih, tek bir maarif ibda edememiş. Lâkin bu nasıl mümkün olurdu? Pekâlâ mümkün olurdu! Eğer mümkün olmasaydı Osmanlılık yalanını ihtira etmekten ne fayda çıkacaktı? Hakikaten ben de düşündüm. Unsurların hepsini kaynaştırıp tek bir lisan ile konuşturmadan, tek bir terbiye ile, tek bir maarifle yetiştirmeden "yekpare, yekvücut" bir müessese temin olunamazdı? Evet mutlaka Tanzimatçılar bu hayali hakikat yapacaklarına kaildiler. İlk defa kendilerinin mensup oldukları Türk milletini Türklere unutturdular. "Türk" kelimesini tarihlerinden, edebiyatlarından, "Türkiye" kelimesini coğrafyadan kaldırdılar. İşte muvaffak oldular. Demek bir millet kendi müessesatını, anavatanını, lisanını, hatta milliyetinin ismini bile unutabilirmiş.
Sayfa 213 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Fetih & Efsun
Bunun böyle olmadığını sen de biliyorsun," dediğinde yutkundum. "Zeki bir kadınsın." Anlamıyorsun değil anlamazlıktan geliyorsun. Yapma. "Zeki bir kadınım," dedim onun gibi. "Hiç tanımadığım bir adamın soyadını taşımam mesela." Sadece onu izliyordum. Onun konuşacağını anladığım yerde ben devam ettim. "Sen de zeki bir adamsın, neden daha sayılı gündür tanıdığın kadınla evlenesin ki?" Bahsettiğim sessizlik onun sinirle ve yüksek sesle kurduğu cümleyle bozuldu. Pamuk ipliğine sahip bir sessizliğin içindeydik zaten. "Çünkü benim medeni halim o kadının canından daha önemli değil!" Bu cũmle suratma bir tokat gibi çarptı.
Sayfa 224 - İndigoKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.