Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Nedir bu murakabe? Neymiş bedenden çıkıp gitme? Neymiş oruç? Neymiş nefesin tutulması? Ben’den kaçıştır bu, benliğin eza ve cefasından kısa süre için yakayı kurtarmaktır, acıya ve yaşamın anlamsızlığına karşı kısa süreli bir duyarsızlıktır."
'Gözünü harama bakmaktan, nefsini isteklerinden koruyup, kalbini devamlı murakabe, bedenini sünnete uygun amellerle mâmur edenin ferasetinde hiç hata olmaz.' Şah Şücâ-i Kirmânî [rahmetullahi aleyh]
Reklam
Müthiş an;
Ramazanın on yedinci pazartesi günü, Allah'ın Resûlü Hira dağındaki mağarada.. Bir gece evvel rüyalarında muazzam bir şekil, bir heybet, bir sûret, bir edâ, bir ışık, bir renk görmüşlerdir. Bu <<Na-mus-ül - Ekber>> sıfatlı Cebrail'dir. Büyük ve sultan meleklerden bir tanesi.. Pazartesi günü mağarada murakabe ve ibadetin en derin anında, Allah'ın sevgilisine dünya ve madde perdesinde görünüverdi. İnsanoğluna mahsus olmayan ufukların ötesindeki bu manzara karşısında ne hâle gelmiştir? Birdenbire gökler bir perde gibi açılır ve arkasından sonsuzluk âleminin kadrosundan bir şahsiyet, bütün madde tezahürlerini yakıp kül edici, cisim üstü bir cisimlenişle görünüverirse insan ne hâle gelir? Melek o ânâ kadar öteler âlemini tanımayan fakat bütün alemlerin tacı ve efendisi olarak yaratılmış bulunan peygambere hitap etti. - İkrâ (oku).. Âlemlerin Fahri dehşetler ve haşyetler içinde cevap verdi: - Ben okuyucu değilim. Ne okuyayım? Sultan Melek ilerledi. Allah"ın Resûlünü kucakladı, kuvvetle sıktı ve sonra bırakarak tekrar etti. - Oku! Ve kendisinden yine aynı cevabı aldı. Bu hâl üç kere tekrarlandıktan sonra Melek, Allah'tan aldığı ve Resûlüne teslim etmeye geldiği ilk ayeti, başından sonuna kadar okudu. - Oku! Rabbinin ismiyle başlayarak oku! O Rabbinin ismiyle ki, insanı uyuşmuş kandan yarattı. Kalem vasıtasıyle insanlara ilim veren, bilmediği şeyleri öğreten ve yaratmak yalnız kendisine mahsus olan Kerem Sahibi Rabbinin ismiyle oku!
Abdülmecid taht'a çıkmış ve Tanzimat ilân olunmuştu. Bu hareket, sığ ve basit Avrupa hayranları elinde tamamiyle satıh üstü bir idrak olarak, dünyalar arası hiçbir muhasebe ve murakabe fikrine malik bulunmaksızın, kaba bir taklit planında ve körü körüne cemiyeti Batı dünyasına itme davasıydı.
Sayfa 310Kitabı okudu
Sükût da bir ses değil mi? Yokluğun murâkabe ve tefekkürün gizli ve muzaffer sesi.
Sayfa 144
·
Puan vermedi
Benlik ve Derinlik: Kalplerin Işığı
Benlik ve Derinlik: Kalplerin Işığı 𖥸 𖥸 𖥸 Müslüman birey ve toplumunun iki cihanda huzur ve mutluluğu yakalamak için Kur'an ve Sünnet rehberliğinde kendilerine hâs kültürel ortamlarında dünya hayatı sürdürmüşlerdir. Kültürel bir etki ve birikimle Tasavvuf teşekkülü; birey ve toplum algı, hedef ve eğitim sürecinin bir yansıması
Kalplerin Işığı
Kalplerin Işığıİmdâdullah Tehânevî · İnsan Yayınları · 20171 okunma
Reklam
Kişi sürekli murakabe halinde bulunmalı, Allah Teâlâ'nın gözetimi altında bulunduğunu bir an bile aklından çıkarmamalıdır...
MURAKABE...
Çağımız Müslüman' ının en büyük problemi gideceği yer ayrıldığı yerden hayırlı ise oradan sağ ayakla; bulunduğu yer gideceği yerden hayırlı ise sol ayakla çıkması gerektiğini bilmemesidir. Bütün problemlerimizin kökü, menşei, membaı işte budur ...
Sükût da bir ses değil mi? Yokluğun murâkabe ve tefekkürün gizli ve muzaffer sesi.
İnsanların çoğu insaf nazarıyla bakıp kendi nefislerini muhasebe ve murakabe etseler, gece gündüz nefsin arzu ve isteklerine bağlı hizmetçi köle gibi olduklarını görürler.
Sayfa 27
Reklam
her daim olması gereken..
Tâatte murakabe, ihlâs ve gönül huzuru ile yapmak, bunu gözetmek ve daha fazla, faziletli olandan kat’iyyen geri durmamaktır.
Sayfa 711 - Bedir YayınlarıKitabı okudu
"Kim içini murakabe ve ihlasla düzeltirse, Allah da onun dışını mücahede ile süsler"
Yakin, tefekkür, huşu, murakabe ↑Aktif kalbin yapacağı işlerdir... Yakin= sıfır tereddütle iman sahibi olmak Hz. Ali (ra) derki; Beni bir merdivenle göklere çıkarsanız dolaşsam gelsem, imanım artmaz. Hedefimiz «paçayı kurtaracak kadar iman» olursa; şeytan o paçayı kurtaracak kadar bi tık aşağı düşürünce imanı alıp götürüyor… 27.02📑
Bir def'a kendisine bir mesele soruldu; sükût etti. "Niçin sustun?" sualine cevap olarak: "Faziletin sükûtta mı, cevapta mı, nerede olduğunu anlayıncaya kadar sükûtu tercih ettim" dedi. Fakihlere en ziyâde musallat olan ve zaptedilmekte en çok isyan eden "DİL" olduğu hâlde, bak ki dilini nasıl murâkabe altına almıştır. Bundan anlaşılıyor ki, İmam Şafi'i'nin konuşması da, sükûtu da ancak sevap kazanmak için idi.
Kılavuz şart..
Tek başına ibadet, müridi günah ve hevesattan kurtaramaz. İbadet, "kalbi" uyandırır, ama nefsin kötülüklerden arınması için himmet, mücahede ve murakabe gerekir.
Sayfa 120 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.