Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Namaz hareketleri
Rüku, omurganın, üreme organları, böbrekler ve idrar yolları gibi karın içi organların sağlığını korur. Mide, karın, sırt ve boyun kaslarını güçlendirir. Secde, bedenin üst bölgelerine kan akışını arttırır, beyinde sıvı ve kan dolaşımını düzenler. Beyni temizler, hafızayı kuvvetlendirir, anlayış ve düşünce kabiliyetini arttırır, akciğer, kalp ve sinir sistemini arındırır. Secdeye gitmek ve secdede kalmakla tüm eklem ve kasların sağlığı ve esnekliği korunmuş olur. Selam verirken omuzlara bakmak, göz kaslarında tembelliğe, gözlerde kan dolaşımı bozukluğuna, boyun omurlarında kireçlenmeye engel olur. Abdest ve namazın maddi faydaları saymakla bitmez. Burada örnek olarak sadece birkaçı anlatılmış, manevi hikmetleri ne ise değinilmemiştir. Sağlığı korumak için, abdest almak, beş vakit namaz kılmak, helal yemek ve yemeği azaltmak yeterlidir. ***
Sayfa 124Kitabı okudu
Eskiden insanlar çocukları için miras bırakırlardı. Bazen iyi, bazen kötü olurdu bu. Duruma göre değişirdi. Ne kadar çok kitap yazılmış, ne kadar çok masal anlatılmış, ne kadar da çok piyes oynanmıştır bu konuda! Niçin? Çünkü bu miraslar çok defa haksız kazançlardan, başkalarının sırtından sağlanan mal-mülk olurdu. Onun için mirasla birlikte birçok günah, haksızlık, kötülük meydana gelirdi. Ama, Allah'a şükürler olsun ki, şimdi miras meselesi diye bir şey yok. Benim bırakacağım mirasın ise kimseye bir zararı olmayacak. Benim mirasım, benim ruhumdan, benliğimden, yazılarımdan ibaret olacak. Savaş yıllarında görüp yaşadığım olayları anlatan yazılardan ibaret. Çocuklarıma bırakacağım başka zenginliğim yok. Burada, bu Sarı-Özek bozkırında karar verdim buna. Hayat beni, yok olayım, yitip gideyim diye, yavaş yavaş buralara kadar itti. Ben de bütün yaşadıklarımı, gözlemlerimi, ak kâğıda kara yazılarla dökeceğim ve miras olarak bunları bırakacağım çocuklarıma. Yarınlara, bütün arzularıma, belki onlarla ve onlarda ulaşırım. Benim yapamadıklarımı belki bir gün onlar gerçekleştirirler. Onların çağında hayat bizimkinden bile daha güç olacak. Onun için daha küçük yaşta bazı şeyleri öğrensin, akıllarını başlarına toplasınlar.
Sayfa 185 - Ötüken YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Aşk ne güzel anlatılmış...
" Görmüyor musun ki gözlerim,neşe ve sevinçle parıl parıl parlamaktadır. Ama bunun sebebini başka bir şeye bağlama. Gözümdeki ışığın ateşinin bu kadar parlak olması ancak senin parlak yüzünün ışığından aksetmis bir parlaklıktır.Hiç aynayı eline alıp da kendi güzelliğini seyrettin mi ve özellikle gözlerinin güzelliğine ve hoşluğuna dikkat ettin mi? Senin sarhoş eden gözlerin gibi gözleri dünyadaki hiçbir göz görmemiştir."
Hapis cezasının bitmesine pekaz kala Yaşar Yaşamaz, kendini dine vermişti. Kendini dine vermişti demekle onun dine bağlılığı anlatılmış olmaz. Kendini büsbütün dine adamış, din yoluna kendini ni kapıp koyvermişti.
Hepsi de, hayvanat bahçesinde, hiç görülmemiş acayip bir hayvanı seyreder gibi, ilgiyle bana bakıyorlar. Şimdi ben ne yapayım? Her nasıl olmuşsa bikez bunlara benim müthiş bir zeka olduğum anlatılmış. Reklamla şişirilmiş bozuk mal gibi, fiyasko vereceğim diye ödüm kopuyor.
Alışkanlıklarımızın pekçoğu saçmalıktır. Kimbilir, o yaşa kadar babamın "hınzır" dediği domuz için ne kötü şeyler dinlemişim, neler anlatılmış ki, bende öyle bir iğrenme olmuş...
Sayfa 218 - NESİN YAYINEVİ 17. BASKI
Reklam
Kendi yaşamımıza kendimizin sahip olduğumuz; bu yaşamın bize, salt tadını çıkaralım diye verildiği gibi budalaca bir inanç içinde yaşıyoruz. Saçma bütün bunlar. Biz bu ölümlü dünyaya gönderildiysek bu, birisinin istemiyle ve belirli bir amaçla olmuştur. Öyleyse, efendisine karşı gelen bir işçi gibi sıkıldığımız da ortadadır. Efendi'nin istenci bu buyruklarda anlatılmış bulunmaktadır. Ancak bu buyruklar yerine getirildikten sonradır ki, yeryüzü Göklerin Ülkesi'ne dönüşecek, insanlar da erişebilecekleri en yüksek mutluluk aşamasına ulaşacaklardır. ..."Göklerin Ülkesi'ni ve onun gerçeğini arayın. Ondan sonra size her şey ayrıca verilecektir."
Sayfa 445 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Dikkat!!!
Günümüzde bilgiye ulaşmanın en kolay ve anlaşılır yoludur okumak. Zamanın koşturmacasında kitap okumaya ayrılan süre maalesef oldukça az bir süredir ve hızlı ve anlayarak okumak bir beceri değil zorunlu bir ihtiyaçtır. Bu yazıya başlamadan önce Türk Edebiyatının önemli yazarlarından olan Reşat Nuri Güntekin'in kitap okuma ile ilgili bir kısa
Gece çökerken bir şehrin hayatı ne kadar farklıdır. Gecenin çökmesini seyreden bir adamın ruhu ne kadar farklıdır. Belirsiz, alegorik, gerçekdışı olarak algılanabilen bir varlığım yürürken. Anlatılmış bir hikâye gibiyim, üstelik ete kemiğe bürünecek kadar iyi anlatılmış, ama bir kitabın bir bölümünün başlangıcından ibaret şu dünya-romana tam oturmamış bir hikâye: “O saatlerde bir adam, ağır ağır sokaktan aşağı yürürdü...” Benim hayatla işim ne?
“Anlatılmış bir hikaye gibiyim, üstelik ete kemiğe bürünecek kadar iyi anlatılmış, ama bir kitabın bir bölümünün başlangıcından ibaret şu dünya-romana tam oturmamış bir hikaye: O saatlerde bir adam, ağır ağır sokaktan aşağı yürüdü... Benim hayatla işim ne ? “
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
İntihar ve Yûnus (a.s)
Muhtemelen lisedeydim. Bir yaz günü köyde teyzemin evinde misafirdim. Teyzemin çocukları nereden bulmuşlarsa bir akrep yakalayıp getirmişlerdi. Eniştem külle yere bir daire çizdi ve üzerine de gaz yağı döktü. Sonra daireyi tutuşturup akrebi de dairenin ortasına koydular. Hayvan sıcaktan kurtulmak için sağa gitti, sola gitti. Ne kadar uğraşırsa
Sayfa 135 - Süeda YayınlarıKitabı okudu
Söz konusu dönemlerin yaşamöykülerinde örneğin kahramanın kaç kardeşi olduğunu ya da çocukluktan çıkışın, buluğ çağının, kendisini kanıtlama savaşının, sevgi peşinde koşmaların kahramanın ruhunda ne gibi yaralar açtığını uzun uzadıya anlatılmış görmek bizi şaşırtıyor. Biz bugünün insanları kahramanın ne sayrıllığı, ne aile öyküsü, ne içgüdüsel yaşamı, ne sindirim durumu, ne de uykuları ilgilendirmektedir, entelektüel yaşamının geçmişi, severek yaptığı inceleme ve araştırmaların, severek okuduğu kitapların eğitimini nasıl etkilediği ve buna benzer daha başka ayrıntılar bile bizim için fazla önem taşımıyor.
Sayfa 12
"Eskiden insanlar çocukları için miras bırakırlardı. Bazen iyi, bazen kötü olurdu bu. Duruma göre değişirdi. Ne kadar çok kitap yazılmış, ne kadar çok masal anlatılmış, ne kadar da çok piyes oynanmıştır bu konuda! Niçin? Çünkü bu miraslar çok defa haksız kazançlardan, başkalarının sırtından sağlanan mal-mülk olurdu. Onun için mirasla birlikte birçok günah, haksızlık, kötülük meydana gelirdi. Ama, Allah'a şükürler olsun ki, şimdi miras meselesi diye bir şey yok. Benim bırakacağım mirasın ise kimseye bir zararı olmayacak. Benim mirasım, benim ruhumdan, benliğimden, yazılarımdan ibaret olacak."
Sayfa 185 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Ne güzel anlatılmış aşk...
Birlikte olmaktan hoşlandığımız kişi kimse, aşık olacağımız kişi de odur. Bu kişi o âna kadar başkalarından fazla, hatta onlar kadar beğenmiş olmamız bile gerekmez. Önemli olan, o insana düşkünlüğümüzün başka herkesi dışlamasıdır.
Sayfa 234Kitabı okudu
ne güzel anlatılmış :)
Bazen düşünürüm de, kader bana tuhaf huylu bir arabacı gibi gözükür; sanki sizi hangi şehre götüreceğini seyahatin başından belirlemiştir de, şehre vardıktan sonra bazı dönemeçlerde dönüp adresi size sorar.
Sayfa 88
348 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.