Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hey gidi yalan dünya, sana neden bu kadar bağlanıyor, çadırımızın kazıklarını derinlere çakıyoruz ki? Neden düşünemiyoruz en derin çadır kazıklarının da bir gün yerlerinden söküleceklerini ve sahibinin alınıp götürüleceğini?
Sayfa 24
175 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yangın Düşmüş Kor Kor...
Hugo en iyi roman ödülü, Prometheus şeref kürsüsü ödülü, Amerikan Ulusal kitap ödülü, Pulitzer onur ödülü. Bir de kitaptan uyarlanan film... Kitabı popüler yapan üç ana etken var. Bunlardan birincisi, kitabın tam bir bilimkurgu çılgınlığı döneminde yazılması. O dönemde insanlar telefon, bilgisayar, internet yokluğunda bilimkurguya müthiş ilgi
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,2bin okunma
Reklam
NEDEN Mİ KAYBEDİYORUZ?
Kaybediyoruz çünkü iyi niyetliyiz ve herkesi de öyle zannediyoruz. Biri yüzümüze güldüğünde hemen ona inanıyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevdiğimiz kadar sevileceğimizi düşünüyoruz ve karşımızdaki insanların sevgilerini hiç sorgulamıyoruz. Ne deseler hemen inanıyoruz... Kaybediyoruz çünkü yarım satırlık insanlar için yarım asırlık hayaller kuruyoruz. Hayallerimiz yıkıldığında da altında kalıp eziliyoruz. Kaybediyoruz çünkü aklımızı dinlememiz gereken yerlerde kalbimizi dinliyoruz. Gitmemizi gerektiren onlarca sebep varken, yine kalmayı tercih ediyoruz. Kaybediyoruz çünkü hiç kimseye yok diyemiyoruz. Herkesin yardımına koşuyoruz ama kendi dert ve problemlerimiz varken kimseden yardım isteyemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü mutlu etmeyi mutlu olmaktan daha çok seviyoruz, Sevdiğimiz insanları mutlu etmeye çalışmaktan, kendi mutluluğumuzu hiç düşünemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevgimizin ayarı yok. Sevdiğimiz insanlara o kadar çok değer veriyoruz ki kendilerini vazgeçilmez zannedip bize ona göre davranmaya başlıyorlar, “Kaybediyoruz çünkü iyi olmaktan vazgeçemiyoruz.”
256 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
“BİZ” Tanrı'dan, “BEN” ise şeytandan geliyordu*
Bu ay
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
''Alıntılarla Yaşıyorum'' okuma grubumuzda distopya ayımızdı. Kitaplarımız
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya
ve
1984
1984
'tü fakat ben, nitelikli tartışmamıza Kara Dörtleme'nin hepsini okuyup katılmak istediğim için Biz kitabını da okudum. Tabii, siz de her zaman
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20209,2bin okunma
132 syf.
9/10 puan verdi
"Statükoya karşı dikilmek cesaret ister, statükoyu destekleyen güçlerin dehşet verici azametini göze almak gerekir, fakat cesaret bir zamanlar hüner gösterileriyle ya da sözünü esirgemez korkusuzluklarıyla bilinen entelektüellerin, uzmanlar, akademik gurular ve medya ünlüleri olarak üstlendikleri yeni rolleri ve makamları uğruna kaybettikleri
Akışkan Modern Dünyada Kültür
Akışkan Modern Dünyada KültürZygmunt Bauman · Atıf Yayınları · 201520 okunma
147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Bu kitap; sınırlarını aşan, kalıplaşmış kuralların dışına çıkan, artık cehalet yolundan kurtulmak isteyen ve kendini yenileme peşinde bulan bir martının öyküsü. "Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi..." Artık başıboş bir hayat yaşamak zorunda değiliz, artık yaşamamızın bir amacı bir emeli
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967,1bin okunma
Reklam
217 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kırsal Yörenin Felsefesi
Felsefe bir lükstür, sözü bu kitapla benim için kesin olarak somut bir hale geldi. Felsefe, yaşamın ta kendisiyle, düşündüklerimiz, hissettiklerimizle ilgili bir olgu. Ve insanın öyle dertleri oluyor ki ya da kendini öylesine yaşayabildiği o kısıtlı an'a hapsediyor ki biz felsefe yapamıyoeuz. Biz düşünemiyoruz. Biz hissedemiyoruz. Bu kitapta,
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınları · 20091,238 okunma
İlk okuduğumda bu yazı beni çok etkiledi, sizlerle paylaşmak istedim. Birkaç gün tesiri altında kaldım. O günden beri uygun sohbet ortamlarında, acı bir hakikati ifade eden bu hatırayı insanlarla paylaşma ihtiyacı hissediyorum. Ta ki ömrümüze nispetle çok uzun süren gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olsun!.. Ta ki, Rabbimizin bizlere ikram
Neden kendi hayatımızda istediğimiz gibi düşünemiyoruz yanlış bulduğumuz onca düşünce var ama biz hiçbirini arkamızı dönüp gidemiyoruz. En çok da kendi kendimizin savaşı bitmiyor bizi de bu yoruyor.
Hayat çoğu zaman kostümlerimizi giyip kuklalaştığımız bir tiyatro. Kuklayız çünkü her saatimizi toplumsal güdünün istediklerine göre planlıyoruz. Farklı şeyler üzerine düşünmek şöyle dursun yaptığımız şey üzerine bile neden diye düşünemiyoruz. Güdülenmenin getirdiği düşünememe kolaylığının hazzı hapsediyor bizleri. Tiyatrodayız çünkü kendimizi tanımadan, olmak istediğimiz bir tasavvurun içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin belirli sıfatları kostümleştirtiği bu tiyatronun kıyafetleri yırtık ve pırtık oysa; güçlü görünmek, güzel görünmek, karizma görünmek, biliyor görünmek. Hep görünmenin telaşesi, hiçbir zaman olmanın gayreti yok.
Hasan Gök
Hasan Gök
Reklam
Hastalıklar artıyor, sevdiklerimiz hastalanıyor, bedenimiz çürüyor. Peki ama ne­den bir türlü alışkanlıklarımızı değiştirmeyi düşünemiyoruz? Sakın bütün bu hastalıklara gıda zannederek her gün yiyip iç­tiğimiz 'şey'ler neden oluyor olmasın?
Sayfa 192Kitabı okudu
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
342 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sonunda çözümün tek tek bireylerde değil de toplumda olduğuna ikna olmuş biri ve onun çok emek verdiği kitabı. Tabii kesinlikle siz hiçbir şey yapmayın, toplumsal olarak çözülmesi lazım problemlerimizin, gibi bir iddiası yok. Aksine, bireysel olarak neler yapabileceğimize, özellikle çocuk yetiştirirken nelere dikkat edebileceğimize ilişkin yerinde önerileri var yazarın. Ancak asıl sorunun toplumsal olduğuna, bu sebeple toplumsal olarak karşı çıkmamız ve yaşadığımız dünyayı dönüştürmemiz gerektiğine ilişkin vurgusu bence oldukça değerli. Neden dikkatimiz dağılıyor, odaklanamıyoruz, derinden düşünemiyoruz gibi sorulara çeşitli bilim insanları ve araştırmacılar ya da deneyimleyenlerle bir araya gelerek yanıtlar bulmaya çalışıyor yazar. Bu yolla, hem sosyal medyanın dizaynının hem de yediklerimizden soluduğumuz havaya, hareketsiz yaşantımızdan yeterince uyuyamamamıza kadar bir dizi etmenin bizi nasıl dikkati dağınık bireyler haline getirdiğini ortaya koyuyor. Çocuklar ise daha yetişkin bile olmadan bu sorunların kucağına düşüyor. Bazı kısımlar bana gereksiz uzun geldi ama genel olarak gerçekten beğendiğim bir kitap oldu. "Dikkatli" okumalar.
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari · Metis Yayınları · 01,499 okunma
Adam, oğlunu arabayla okula götürüyor bir gün. Yolda bir kaza oluyor ve talihsiz baba kazada can veriyor. Çocuksa ağır yaralanıyor. Ambulans geliyor hemen, çocuğu hastaneye kaldırıyorlar. Ameliyat masasında çocuğu gören cerrahın yüzü bembeyaz oluveriyor birden. "Ben bu çocuğu ameliyat edemem çünkü o benim oğlum" diyor. Garip değil mi? Seminerlerimde de hikâyeyi buraya kadar anlatırım ve katılımcılara "Sizce cerrah neden böyle söyledi?" diye sorarım. Elbette herkesten farklı cevaplar gelir. Kimi oğlanın evlatlık olduğunu söyler, kimi ikiz olduğunu düşünür. Başka hikâyeler üretenler de yok değil tabii. Merak ettim şimdi... Acaba sen ne düşündün? Hikâyede aradığımız cevabın ne olduğunu ben söyleyeyim o halde. Çocuğu ameliyat edemem diyen cerrah doğru söylüyor aslında. Çünkü o ameliyat masasında yatan çocuğun annesi... Sence neden çoğumuz bunu düşünemiyoruz dersin? Çünkü bilinçaltımıza cerrahların erkek olduğu kodu yerleşmiş. Ameliyatı yapacak olan cerrahın, aslında çocuğun annesi olabileceği ihtimali hiç gelmiyor aklımıza ya da belki türlü çeşitli ihtimallerden sonra düşünebiliyoruz bunu ancak.
Sayfa 100Kitabı okudu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.