Cemal Süreya'nın dediği gibi,
"Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim."
30 eylül 2020 5. Ayımız senle, Kavgayla, kahkahayla herşeye inat beraber geçen 150. Gün bugün. İyiki tanıdım seni, iyiki varsın sevgilim, seni çok seviyorum❤
71 gün geçti görüşmemizin üzerinden, her anı senle geçen sensiz 71 gün,
Sebahattin Abi
"Fırtınalarda yolunu kaybetmiş kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken kaderine
Apansız sana rastladım o limanda
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun..." senin adın kavuşmak olsun sevgilim❤
Sabahattin Ali;
"Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş." Aradığımı buldum seninle sevgilim❤
youtu.be/_TLR_gCnpEM
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
1) GOGOL' UN RAHATSIZLIĞI VE BUNUN ÖLÜ CANLAR KİTABIYLA BAĞLANTISI
Gogol'un "Manik depresif psikoz" diğer adıyla "Bipolar bozukluk" adındaki bir hastalığı vardı. Bu hastalığın gerek akademik gerek sosyal hayatı ne kadar ciddi bir biçimde etkilediğini hepimiz biliriz. Gogol da bu hastalıktan çok çekti; Manik
Hiç hayat kadınlarıyla empati yaptınız mı? Onların “çalışma” koşullarından haberiniz var mı, haberimiz var mı? Onlara iş verir miyiz, onlarla evlenir miyiz? Herkesin cevabı koca bir “hayır” olur. Fakat onların orada olmalarının sebebi biziz. Bedenini satan kadınların, tacize tecavüze uğramış çocukların acılarında bizim sorumsuzluğumuz,
241122
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz" Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O
Bizim edebiyatımızda modernist romanın ilk örneği diyebileceğimiz eser Aylak Adam… Yusuf Atılgan Aylak Adam romanında kullandığı anlatım teknikleri bakımından romana üst düzey bir kimlik kazandırır. Aylak Adam kış, ilkbahar, yaz ve güz olmak üzere 4 bölümden meydana gelir. Atılgan’ın eserlerinde yalnızlık, yabancılaşma, kötümserlik, intihar,
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Bu kitaba (ve filme) inceleme yazabileceğimi hiç düşünmemiştim. Zaten edebiyat ile profesyonel olarak ilgilenmiyorum, terimleri falan da bilmem açıkçası pek. Hangi teknik ile yazılmış gibi yorumlar da getiremem zaten. Hatta kitaptaki birçok şeyi yanlış değerlendirmiş bile olabilirim diye düşündüm kitabın ardından filmin de sonuna gelince. Yalnızca
~STALİN ÇİFTLİĞİ~
Sevgili 1K üyeleri, incelememe başlamadan şunu belirtmek isterim ki böylesi önemli bir kitabı değerlendirmek herkes için zor olsa gerek. Sözüm ona kitabın nesnel degerlendirilmesini çok güç bulmaktayım. Çünkü George Orwell' da kitabını yaşadığı talihsiz olaylar sonrası yazması ve onun bir nevî Rusya (Stalin) yüzünden "genel
“Beyaz Geceler” Dostoyevski’nin, 1948 yılında, henüz 27 yaşında iken, bir gazetede yayınlanmak üzere tasarlayarak kaleme aldığı, saf, sade, sıcacık ve fazlasıyla melodramatik bir uzun öyküsüdür.
Öykünün konusu, Dostoyevski’nin hayalperest diye tanımladığı ve kendisine bir isim vermeyi dahi fazla bulduğu 26 yaşındaki sefil bir adam ile 17
Felsefeye ilgisi olan olmayan herkesin tanıdığı birisidir Sokrates.
Kendi yazmış olduğu bir eseri yok Sokrates'in maalesef ama öğrencilerinden platon, hocasının mahkeme salonunda idam cezasına çarptırıldığı savunmasını ve idam gününe kadar geçirmiş olduğu son günlerini, dostlarıyla olan diyaloglarını kaleme almıştır. Yargılanma sebebi
Asırlardan beri süre gelen “devlet” hakkında yazılan bütün eserlerin yazımlarının aslında birer cevap olduğunun gerçeği su götürmezdir. Aristoteles’ten günümüze kadar yazılan bütün bu eserler aslında “Devlet” isimli bu esere cevaptır.
Platon MÖ 428 - 348 tarihleri arasında yaşamış ileri görüşlü Yunan düşünce adamı, ekstremisttir. Platon