Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dönüş o dönüştür Çocuğuyuz yaralardan berelere dönüşün Ötelerden çıkışın berileri yıkışın Bağrımız pişân sinelerimiz hıçkırıklı Neler neler kurutup bıraktığımız beden kıvrımlarında Sevinçten taştıkça yapmışız çocukluk heyecanıyla Sevinmese miydik? Taşmasa mıydık?
Biz seni, aşkın sıcacık kollarında yaptık. Ama buralar o kadar soğudu ki… Acı o kadar büyüktü ki… Aşkımızın sıcağı söndü de ayazı üstümüze çöktü sanki. Buz tuttuk… Acıyla kavrulurken, yanarken, oluk oluk kanarken donduk ve koptuk.
Reklam
Her şeyden, bu sessizliğe ve baygınlığa rağmen, oluk oluk hayat fışkırıyordu.
Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî der ki: Bana anlatıldığına göre soylu birisi, bir kabirin yanından geçerken siyah elbiseli güzel bir kızla karşılaştı. Bakınca ona aşık oldu, bir kağıda şu şiiri yazıp kıza attı. Ben Güneş’i bir tane sanar Bedir’in güzel görünümle nitelendirildiğini bilirdim Ta ki seni siyah yas elbiseleri içinde Yanaklarının üzerindeki
Sayfa 478 - ŞULE YAYINLARIKitabı okudu
Geçmişin karanlığına dalmaktan, gölgemizle yüzleşmekten başka çaremiz yok. Yaralarımız da köklerimiz de o karanlığın içinde. Elimizi en derine daldırıp balçığa bulayacağız. Yaralarımızı deşeceğiz kanata kanata, içlerinden oluk oluk irin akacak. Biraz kirlenecek üstümüz başımız belki ama iyileşeceğiz. Köklerimizi bir yakaladık mı bırakmayacağız. En bereketli topraklara yeniden gömeceğiz kendimizi. Gün gelecek, tohumlar saçacağız. Daha da geç olmadan, zaman sel olup, bizi elimizde bir tasla susuz bırakmadan. Kafkaokur Küçük Prens Özel Sayısı, Küçük Prens'in Son Ziyareti, Nazlı Demet Uyanık
"Eğer şiirdeki sözcükler, okur ile şair arasında duyguların aktığı bir oluk haline gelemiyorsa, şiir işlevini yerine getiremiyor demektir."
Reklam
Bilir misiniz suskun çocuklar gururludur, göz yaşlarını uzun süre içlerinde tutarlar, ama kederleri büyükse birden öyle koyverirler ki, gözyaşları artık dökülmekle kalmaz oluk oluk akmaya başlar...
gecenin yüreğinde ay kesi bir yara yıldızlar saçların için gök yüzünde ihtilale kalmakta ki adındır en güzel tarif için aşka mürekkepler oluk oluk seni haykırmakta kalemin ucu eğik kağıt iki yüzlü yazsam ayet sanır halk bu şiirin ödeneği yürekten harcanmakta ...
Odamda
Ben miyim bu şeylerin sahibi? Kafamda bir çocuk var, meraksız. İç âlemim oyuncaktan farksız; Odam, içime bir ayna gibi. Bir ışık oyunu var tavanda. Gölgeler seslerle birleşiyor Ve bir karga beynimi deşiyor Azaplar kemirdiğim bu anda. Kardeşini öldürüyor Kabil, İçimde bir yalnızlık duygusu; Ölüm kadar uzun yaz uykusu, Sıkıntı ile
Sayfa 9
Hayatın dilini anlamamız ne kadar zaman alacak? Ölümün güçlüklerine boyun eğen bir ülkede oluk oluk akan bu kanın durması için daha ne kadar keder gerekli bize?
Sayfa 47 - timaş
Reklam
MERSİN 2
Bu şiir Nazım'ın Samansarısı'na giderek daha çok benziyor, benzesin Çoğalsın sözcükler, oluk oluk aksın ve öyle bir yere gelsin ki tek bir şiir üzerinde çalışsın insanlık Umutlardan, acılardan, mutluluklardan söz eden bir şiir
Sayfa 468Kitabı okudu
Gerçek ilişki, insanın ruhunun yüceliğine yakışan bir birleşme, gönülden gönüle oluk gibi akan bir sevgi olmalıdır. İnsanın içini ve yüreğini titreten.
’Birisi, kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama başlıyor yeniden. Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. O yüzden değil mi, içimizde tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? “anlatsam mı, anlatmasam mı?” kararsızlığımız.. “bu sevgi beni acıtır mı?” kuşkularımız..‘’ Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek. Gabriel Garcia Marquez.
''Yüzüne bakılır, genç,dinç bir adamım,üstelik parmaklarımın arasından oluk gibi kısmet akıyor da,tıpkı kuyuya düşmüş bir balık gibi,hala burada çırpınıp duruyorum.Tepemin üstünde aynı gökyüzü,ister yağmur yağsın ister güneş açsın.hep aynı gökyüzü: evimde hep aynı kadın, birbiri ardınca gelen,hepsi de ağlayan,zırlayan,yemek isteyen aynı çocuk sürüsü....
renkli tuğlaların sakladığı oluk ( öykü,1)
" ...tuğlaları süsledi dört odacığının yer yanını. Tek renkten sıkılırım diye aldı elinde sulu boyasını renk renk boyadı, şekiller çizdi. Artık tuğlalar en ufak bir sözde yıkılacak parçalar değildi, içinin hemdemi olmuşlardı." mimozaverosa.blogspot.com/2023/04/renkli-...
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.