Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"şehirler arası yolculukta tahmin edilmesi mutlak olmayan bi konumda camdan dışarıyı seyir halindeyken ıssız evlerin renklerine dalarsın hani, meskun, bir yaşam belirtisi vardır. kimler yaşıyor ne hayatlar var bilmeden, gerçi bilmemiz de gerekmiyor. bir boşluk hissi içinde tuhaf duygular yaşatır bu. yalnızlık da biraz buna benziyor, neresinden keyif alıyoruz bilmiyorum..belki de garip bir alışkanlık benimkisi. çözülemeyecek ne var ki hayatta ölüm gerçeği dışında. nikotin eksikliği gibi tanımı bende.."
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
. Dilimize dolanan ama idrakini bir türlü kavrayamadığımız şu sözler yok mu ‘dünya fâni’, ‘dünya yalan’. Bunu biliyoruz. Ölüm var! (Muhakkak) Oyalanıyoruz hâlâ yalanların, aldatmaların, haramların, do-yumsuzlukların çevresinde. Bir heves uğruna heba olan ömür gerçeği... Ne çok şey biliyoruzdur aslında. Nesil bilginin yağmur olup yağdığı aşikâr bir dönem. Üstü sulak arazi gibi görünüp içten kuruyan çölleşen toprak gibi. Islanmayı bile bilmiyoruz. Rahmeti dışında değil, içinde yağmura açmalısın ki yüreğinin uyduğunu dil kelam etsin. Yoksa dilin yalanından yürek kararmasın. Ne çok sevmeler sevilmeler... Yüreğine değmeden uçuşan aşk sözcükleri... Kelamların da hakkını verebilmek gerek. Yüreğine Allah dokunsun ki, O’nun rahmeti tecelli olsun ki, sözün öze karışsın. Gözler manada eksik kalınca, söylenenler kuru harf yığınları aslında... Örneklerin en güzeli Efendimiz (s.a.v.).
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
(Bir gün) ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir (gerçeği de ortaya getirir): "(Ey insan!) işte bu, senin kendisinden kaçtığın şeydir." (denilir.)
İyiyle kötünün kıyamet gününe kadar sürecek olan ölüm kalım savaşı, insanlığın yediği en büyük kazıktı. Toplum düzeninin en kestirmeden sağlanması ve otoritenin daima ayakta kalması için atılması gerekmiş olan bir kazık. Çünkü her insanın, aynı anda, hem iyi hem de kötü olduğu gerçeği kabul edilirse, hayranlık duyulup peşinden ölüme gidilen kim varsa, yani gelmiş geçmiş bütün liderlerin kimliğinde lekelenmeler başlayacaktı.
Reklam
Doğa yalan söylemezdi. Gün ile gece, doğum ile ölüm, deprem ile fırtına gerçekti. İstanbul, gerçeği doğadan öğren­di, ama yalanı kendisi yarattı. Göz boyamayı, yüz değiştir­meyi ve hafızayla oynamayı yarattı. Herkesi kendisine bağla­dı ve sabah uyandığında eski sevgilisini koynunda bulacağı­na inanan sarhoşlar yarattı. Zenginlerin hak ederek para ka­zandığına inanan yoksullar yarattı. Bol bol umut saçtı. Kal­bi kırıklar elbet gün yüzü görecekti. İşsizler de bir gün eve ekmek ve etle dönecekti. Yalnızlığı gizlemek için ışıklı vit­rinler yarattı. Tanrı'nın yokluğuyla yetinmek yerine kendisi Tanrı olmak isteyen akıl yarattı. Ten kokusunu çoğaltan İs­tanbul, sürekli vaatte bulunan ama uzakta duran sevgili gibiydi. En iyi yalanlar ondaydı. Ona inanmaya can atan kadın ve erkekler yarattı.
“Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir.” Kimindi söz anımsamıyorum. Birden dilimin ucuna geldi ölüm haberini okuyunca gazetede. Ölüm... İnsanın üstesinden gelemediği, zamanını seçemediği yaşamın en acılı, son büyük gerçeği.
insan doğar. on-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgâh olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. bu aslında bir histir, bilgi değil. ve ilk tepkisini verir. avazı çıktığı kadar bağırarak. bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışna benzer. önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. o da gidip "biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz?" der. böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir. kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresindeki boşluğu insanlarla doldurur. buna, büyüme denir. yetişkin olma. tam olarak, yetişkin uysallığı. yapay bir haldir. tasarlanmıştır. işlevselliği üzerinde hesaplar yapılıp öyle biçimlendirilmiştir.
Sayfa 120 - Doğan KitapKitabı okudu
İnsan doğar. On-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil, Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da gidip "Biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz?" der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir. Kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresindeki boşluğu insanlarla doldurur. Buna, büyüme denir. Yetişkin olma. Tam olarak, yetişkin uysallığı.
Reklam
Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim, ama çok hasret, çok acı, çok azap çekmiştim. İstanbul'da neyi özlemiştim yahut İstanbul'da acı hatıralardan başka beni bir bekleyen mi vardı; elbette hayır. Ama orası İstanbul idi.
Sayfa 198
Eşyanın Ruhu
O günlerde yaşadığım şeyin "eşyanın ruhu" demek olduğunu ve Doğulu uluslarda bunun için "eşyaya bakma"nın gerçeği görmekle eşdeğer tutulduğunu sonradan öğrenecektim. Buna göre varlığa bürünmüş Her şeyin bir ruhu, bir hayatı vardı. Tıpkı insanlar veya hayvanlar gibi bitkiler de cansız varlıklar da birer hayat sürüyor, yerküre topyekün nefes alıyor, yaşıyor ve yaşatıyordu.
Sayfa 33
Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim, ama çok hasret, çok acı, çok azap çekmiştim.
Sayfa 198Kitabı okudu
..ölüm genç ve yaşlı diye bir ayrım yapmaz. Ölüm için yaz ve kış, ilkbahar ve sonbahar ayrımı yoktur. Ölümün gecesi ve gündüzü de yoktur. Eğer insan bu gerçeği tam mânâsıyla bilebilseydi ve düşünebilseydi, o zaman ölümü gözünde büyütür ve onun için gerekli olan hazırlıklarını yapardı.
Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim ama çok hasret, çok acı, çok azab çekmiştim.
Sayfa 191Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.