Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Genç bir Yönetici, yeni Jaguarı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni
Poyraz Musa da tepeden tırnağa apaktı.Karşı dağların ardı aydınlanınca deniz menevişledi. Denizin üstünde çok mor, çok turuncu, çok yeşil, çok sarı, çok kırmızı ışıklar kaynaşmaya başladı. Poyraz Musa, başını kaldırıp karşıya bakınca az ilerdeki adayı gördü, hızını kesti, kayığı durdurdu, ayağa kalktı, kollarını açtı, derin bir soluk aldı, kayık sağa sola hafiften sallanıyordu. Bir tansıkla karşı karşıyaydı. Ada pespembe bir ışığa batmıştı. Pembe ışık denize yansımış inceden dalgalanıyordu. Poyraz Musa, günün ucu gözükünceye kadar olduğu yerde, kayıkla birlikte sallanarak orada öyle, kendinden geçmiş durdu kaldı. Önce denizin aklığı kaydı gitti, bir anda gözden silindi. Ardından denize yansımış şeftali çiçeklerinin pembesi birden uçtu gitti adanın üstüne kondu. Yıldızlar parladı söndü. Bir balık, nerdeyse bir çocuk boyu, denizden fırladı, havada çakarak, çelik mavisi, çelik yeşili, çelik moru, çelik kırmızısı ışıklarını fışkırtarak, geri düştü. Balıklar, büyüklü küçüklü arka arkaya denizden fırlıyor, ışıklarını havada bırakarak denize geri düşüyorlardı. Denizin üstü bir çocuk boyu pul pul oldu.Poyraz Musa gülümseyerek yerine oturdu, küreklere yapıştı, kayığın burnunu gündoğuya doğrulttu, kıyı kıyı gitmeye başladı.
Reklam
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dr Arata Osada tarafından yazılan, 6 Ağustos 1945 sabahı, Hiroşima'ya atılan atom bombasının çocuklar üzerindeki etkilerinin incelendiği bir kitaptır. Atom bombasının atıldığı gün Hiroşima’da bulunan çocuklardan o güne dair anılarını istemiştir. Yaklaşık, 2000 civarı gelen mektuptan bir kısmının derlendiği kitapta, akıllara durgunluk verecek
Atom Bombası Çocukları
Atom Bombası ÇocuklarıArata Osada · Onur Yayınları · 201036 okunma
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Reklam
ABANOZ SOKAK "Abanoz Sokak, Beyoğlu’nda randevu evlerinin bulunduğu meşhur bir sokaktı. O vakitler Bedrettin Dalan daha Tarlabaşı’nı yıkmamıştı. Polisten baskı görüyorduk ama bugünkü gibi canımızı yakan, bizleri sokağa döken boyutlarda değildi." / Abanoz’daki Emine On yedisinde düştü Afro’nun eline Şimdi yaşı yirmi bir Eridi gitti dört
Gigi ve Momo'nun bir masalı
"Bana bir masal anlatır mısın?" diye Momo yavaşça bir dilekte bulundu. "Peki" dedi Gigi. "Kimi anlatsın masal?" "Momo ile Girolama'yı en iyisi..." diye karşılık verdi Momo. Gigi biraz düşündükten sonra sordu: "Adı ne olsun?" "Belki Sihirli Aynanın Masalı?" Gigi başı ile olur dedi:
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Mata Hari
Rahibe Leonide’nin işaretiyle Rahip Arbaux hücreye girdi, Yüzbaşı Bouchardon ile Avukat Mösyö Clunet de ona eşlik ettiler. Tutsak bütün bir hafta boyunca yazdığı uzun vasiyet mektubuyla birlikte içinde kupürler bulunan iki açık kahverengi zarfı avukatına teslim etti. Siyah ipek çoraplarını giyip –içinde bulunduğu koşullar düşünüldüğünde
Sayfa 18 - GİRİŞ - “Mata Hari öldü."Kitabı okuyacak
Reklam
365 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir! Miranda Cheever, 10 yaşındayken gösterişli ve yakışıklı Vikont Turner'a aşık olur. Ona aşık olmasının nedeni herkes Miranda'nın çirkin bir kız olduğunu düşünürken Turner'ın ona bir gün büyüyüp kendini bulacağını ve akıllı olduğu gibi güzel de olacağını söyler. Yıllar geçse de ona olan aşkı asla azalmadı. Turner başka biriyle
Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü
Şahane Bir Kadının Gizli GünlüğüJulia Quinn · Epsilon Yayınları · 2014937 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tavşanlara Ben Bakacağım... Tavşanlara Sen Bakacaksın... Ve ihtiyacımız olan her şey kendi toprağımızda olacak... Evet öyle olacak... LENNİE BAŞINI ÇEVİRDİ Hayıt Lennie bunu yapma. Nehrin karşı kıyısına bak, anlattığım yeri orada göreceksin............................. Gayet sade yazım tarzıyla hiç zorlanmadan bir solukta okuyabilir siniz bu
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,2bin okunma
‘’Hidayet son yıllarında vaktinin çoğunu Kafka'nın ve başka Avrupalı yazarların yapıtlarını çevirmeye ayırdı. Yıllar hızla geçiyor, önemli bir şey üretemeyen Hidayet gitgide daha da huzursuzlaşıyordu. 1950'nin sonunda İran'dan ayrılıp Paris'e gitti. Orada dört ay kaldı. Gittikçe derinleşen bir bunalıma düştü. Ve son intihar girişiminde başarıya ulaştı: "Başbakan olan eniştesinin, Müslüman bir yobaz tarafından 7 Mart 195l'de katledilişi, kendi canına da kıyması için, bardağı taşıran son damla oldu. Paris'te günlerce havagazlı bir apartman aradı. Championnet caddesinde buldu aradığını; 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerinin kalıntıları, yanı başında, yerdeydi."
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
529 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.