Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Tezer Özlü'den iç burkan birkaç görüntü, bu resmi taşradan merkeze taşıyan, bu tozlanmış ruhun çırpınışına harf harf bir başka gerçeklik yaratan yeni bir bunaltı haritası olacaktır: "Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken... gözüme pija- malı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaş- mışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara kadar yayılıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek... isterim hep." Bu ruh atlasında, bu fiziki coğrafyada insan, önce şaşmaz bir şekilde, kendi hayatının dışındaki her şeye derin bir hay- ranlık duygusu besleyecektir. Başka hayatlar; yıldızlar, ırmak- lar, yollar kılığında günde bin kez kirpiklerinden gövdesine akıp duracaktır. "Kitapların, türkülerin, filmlerin başka dünyala- ra yağdırdığı yağmurlar bir iyilik, bir arınma gibi oralarda yaşayan herkesi köpük köpük çoğaltacaktır. Başka insanların baktığı pence- reler güleç, başka güneşlerin vurduğu sular derin ve mavi olacaktır. Evlere dönüş, hak edilmiş bir şenlik olacaktır başka dünyalarda. Bir ip gibi insanların boğazına oturan sokaklar, ufukların ardında insan içine karışmış bir gökyüzüne dönecektir. Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlayacaktır insanı." (Bir Gün Ölümden Önce)
Reklam
İnsanın ruhunu çekip çıkarıyordu ama ruhun kendisine ne olduğunu, neyle karşılaştığını anlamasi mümkün olmuyor, geriye sadece bu dünyada geçmiş yanık bir resmi kalıyordu.
Sayfa 354Kitabı okudu
Cem, ruhunu ve duygularını, şehvetinin arkasına saklamış insanlardandı, neredeyse bütün ruhu, bütün duygusal varlığı, belki de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olan kutsal amacına ve kutsal acısına adanmış gibiydi; o şehvetin arkasına saklanmış olan huzursuzlukları, acıları, beklentileri kimseyle paylaşmaya hazır olmadığından onları kıskançlıkla başkalarından saklardı. Tamamlanmamış bir resmi insanlara göstermekten kaçınan, bunu, o eserin tamamlanmasını imkânsızlaştıracak bir uğursuzluk olarak gören bir ressam gibi henüz tamamlanmamış, amaçlarına ulaşmamış, huzur bulmamış ruhunu kadınlara açmaz, oradaki yaraların, parçalanmış özlemlerin bir gün tamamlanıp huzura ermesini beklerdi farkında olmadan.Kadınların çok istediği bir şeyi onlara veremediğini bildiğinden verebildiği tek şeyi, şehvetini bütün cömertliğiyle verir, onları dar alanlara sıkışmış yoğun ve şaşırtıcı ilgisi ve se-vecenliğiyle mutlu etmeye çalışırdı. Bir kadınla, bedenin ve ruhun birlikteliğinden oluşan tam bir ilişki kuramadığından, hayatındaki bu eksikliği birçok kadınla birlikte olarak kapatmaya uğraşırdı
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Bir Ruhun Ölümü:Dorian Gray'in Portresi
"Her birimiz Cennet'i de Cehennem'i de içimizde taşıyoruz..." "Kimsenin kendisini tanımıyacağı bir yerde olmak istiyordu. Kendi kendisinden kaçmak istiyordu." "İnsanoğlu kendini aşırı ciddiye alıyor." Öncelikle bu eser hakkında detaylı ya da yüzeysel bir inceleme yapmak zor çünkü kitap, birçok konuyu çok
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373bin okunma
Osmanlı, İslamlığı ciddiye aldı. İslamlık put kırıcılığını ciddiye aldı. Osmanlı bunu İslamlığın ciddiye alınışından da öteye götürdü. Kuralları ciddiye aldı, insanı ciddiye almadı. (…) Bütün değişimleri devlet eliyle gerçekleştirmek istedi. (...) Tiyatroyu soytarılık, resmi küfür sayıyordu. Bütün sosyal kurumlar, askerlik örgütü için birer
Reklam
Caravaggio Dostoyevski'nin resimdeki dili
Siz, İnançlara Saygılı Uyurgezerler Leonardo, Michelangelo, Van Gogh, Picasso... Hepsini geç. Hakkında en çok kitap yazılan ressam Caravaggio. En az resim yapan da o. Çoğu müzelerde. Michelangelo Merisi di Caravaggio. Soyadını, doğduğu kasabadan almış. Resimleri altmış kadar. Diğer uçta, elli binden çok işiyle seri üretimde birinci,
Sayfa 34 - EverestKitabı okuyor
96 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
. . KÖR BAYKUŞ , Sadık Hidayet . .
“Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,2bin okunma
İnsanının bilgi seviyesini azlığı nedeniyle olan yorumlama eksikliği ve hataları sonucu, insan resmi çizme ve heykel yapma sanatlarının yasaklanmış olması ve halen bu düşüncede olan kişilerin varlığı oldukça üzüntü vericidir. Müzik ve nağmeli sesleri alıp insan ruhuna duygusal etki oluşturmak üzere hizmet etmek için yaratılmış olan müzik merkezindeki sinir hücrelerinin bu görevlerini ve insan ruhuna olacak etkilerini esirgememek, aynı zamanda yaratılışa uygun davranmak demektir. Çünkü müzik merkezinin insan beyninde olmasındaki amaç ve hikmet, kişinin duygusal yönünün gelişmesinde bir araç olarak kullanılması ve kişinin duygu yapısının, dolayısıyla olumluluğunun gelişmesine katkı sağlanmasıdır. Tersine, insanı bu duygudan mahrum bırakmak ise Şeytan taraftarlığına hizmet etmek demektir. Çünkü Şeytan'ın insanı Allah'a yakınlaştırmamak için kullandığı yöntemlerden biri de kişinin duygusuzluğu, katı oluşu ve merhametsizliğidir. Müzik ile ilgili sinir hücreleri gibi ayrıca resim ve heykel gibi güzel sanatlarla ilgili sinir hücreleri, uyarıldıklarında hemen duygusal beyni de uyarır ve kişinin huzur ve rahatlık duygusu hissetmesini sağlarlar. Dolayısıyla "Müzik ruhun gıdasıdır" deyimi bizce eksiktir ve bu deyimin "Müzik gibi güzel sanatların her türlüsü ruhun gıdasıdır" şeklinde olması daha doğru olacaktır.
Sayfa 41
Stalinizm bizzat bürokratik sınıf içindeki terörün hükümranlığıdır. Bu sınıfın iktidar temelini oluşturan terörizm bu sınıfı da kırıp geçirmek zorundaydı zira üyelerine verebileceği hiçbir hukuksal güvence, mülkiyet sahibi sınıf olarak kabul edilmiş hiçbir statü yoktu. Gerçek mülkiyeti gizliydi ve sadece yanlış bilincin sayesinde mülkiyet sahibi
Reklam
25 Mart 1974
Bireye ne oluyordu? Yahya Kemal kendisinc soru sorulmasından hoşlanmazdı. O, geleneği temsil ediyordu. Onunla tartışılamazdı. Kendisinc bir toplantıda genç bir adam soru sorunca yanındaki. ınc dönerek, 'Kim bu adam?” demişti. Osmanlı gosterişi sevmiyordu. Kuçuk saraylarda, ahşap evlerde oturuyordu. Tiyatroyu soytarılık, resmi küfür sayıyordu,
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Gerçekte beni en çok etkileyen, o kapağı kıymetli bir şe yi tutar gibi kucaklayan o kızın görüntüsüydü. Eğer albüm kapağında Beatles'ın o resmi olmasaydı o denli güçlü bir şe- kilde etkilenmezdim. Orada müzik vardı. Ama orada gerçekte olan müziği sarmalayarak onu aşan, çok daha büyük bir şey vardı. Ve o manzara bir anda yüreğime canlı bir fotoğraf gi- bi basılmış oldu. Zamanın sadece o anına, o yere özgü, başka yerde bulunamayacak eşsiz ruhun manzarasıydı bu.
Varoluşun bu yüce zirvesi ancak bir azınlık için erişilebilirdir. Sadece Tanrı ve küçük bir ölümlü grup kesin, sarih ve değişmez Bilginin tek nesnesi olan ebedi Varlığa saf düşünmeyle yaklaşabilir. İnsanların çoğunluğu asla filozof olamaz. Yine de bu öğretiye göre tüm yaşamın tacı filozofa aittir. Bu, yoksul ruhlu olanlara uygun bir din değildir.
“Kol gücü gerektiren işlere girişen insanlar asla resmi görevlere yükselmezler. Bu da gayet haklı bir nedene dayanmaktadır. Çoğunluğu bütün gün oturmak zorunda kaldığından, hatta bazıları sürekli bir ateşe maruz kaldıklarından, vücutları hep susuzluk çeker ve ruhun da bunu hissetmemesi mümkün değildir.”
479 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.