Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
martin dergilerden parasını almaya çalışıyor :D
Bay Ford, iyi niyetinin göstergesi olarak iki cebini de tersyüz etti. Birinden yere bir kart düştü. Eğilip aldı ve tek­rar cebine koymak üzereyken Martin haykırdı: "Neymiş bakayım o? Vapur bileti. Ver, ver. On sent eder. Bunu da kabul ediyorum. Şimdi bilet dahil elimde dört dolar doksan beş sent var. Bana hala beş sent borcunuz
Reklam
Şöyle bir alıcı gözle etrafa bakanlar bir şeyi derhal görecektir. Açık veya gizli, dolaylı veya doğrudan bir biçimde, cinselliğe bulaş­mamış, bulaştırılmamış hemen hiçbir şey yok. Ne reklam dünyası bunun dışında, ne de sanat. Tam tersine, edebiyat da, sinema da cin­sellikle her geçen gün biraz daha sarmaş dolaş bir hale geliyor. Ne­redeyse ‘bir bardak su, ama cinselliksiz lütfen’ diyecek haldeyiz.
Ahşap ev; camlarından kızıl biberler sarkan! Arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün, arkan! Kefensiz bir cenaze, çırılçıplak, ortada... Garanti yok sen gibi fâniye sigortada! Eskiden ne güzeldin; evdin, köşktün, yalıydın! Madden kaç para eder, sen bir remz olmalıydın! Bir köşende annânem, dalgın, Kur'an okurdu; Ve karşısında annem, sessiz gergef dokurdu. Semaverde huzuru besteleyen bir şarkı; Asma saatte tik tık zamanın hazin çarkı... Çam kokulu tahtalar, gıcır gıcır silinmiş; Sular cömert, "temizlik imandandır" bilinmiş... Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler. Ölçülü uzaklıkta, yakın beraberlikler... Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu; Komşuluk, mâna ve ruh, ne varsa heder oldu. Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden; Göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden... Seninle sarmaş dolaş, kökten bozuldu denge; Vuran kimse kalmadı bu dâvayı mihenge... Şimdi git, mahkemede hesap ver, iki büklüm; Cezan, susuz, ekmeksiz, olduğun yerde ölüm!.. Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim! Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim!
Sayfa 333 - Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
Yalnızlıktan deliririm sandım önce, öyle olmadı. Bir iyi geldi, bir iyi geldi, o kadar olur. Kendime geldim. Sarmaş dolaş olduk kendimle.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Örneğin benim, duygusal olmadığım halde, neyi hayal ettiğimi bilir misiniz? Tüm yüreği ve bedeni kavrayan dolu dolu bir aşk, gece gündüz hep sarmaş dolaş, neşeli ve coşkun, beş yıl boyunca böyle ve sonra ölüm. Yazık ki bu yok!
Herodot'a ilk tarihçi denmesinin nedeni kendisinden önce gelenler gibi savaşları, olayları anlatmaktan öte, nedenleri üzerinde durmasıydı. Oysa savaşlarda sarmaş dolaş olunca tarihçilerimiz asırlar boyunca, savaşların nedeniyle pek ilgilenmez oldu. Bir doktor düşünün, durmadan hastalıkları, hastalıkların belirtilerini anlatıyor, nedenlerini araştırmıyor. Tarihçiler de, nedeni araştıracaklarına nasılı dillerine doladılar. Savaşların nedenlerinin, barışın olabilirliğinin, gündeme gelmesi, 17. yüzyılda krallıkların yerine cumhuriyetlerin kurulmasıyla barışın geleceğine inanan Kant, Montesquieu ve Thomas Paine'i; 19. yüzyılda, yönetim biçimi ne olursa olsun, uluslararası ticaretin savaşları gereksiz kılacağına inanan John Stuart Mill'i ve nihayet Birinci Dünya Savaşı'nın kıyımlarına isyan edenleri bekledi.
İletişim Yayınları
hangi gizle sarmaş dolaş Anlamak zor susuşları
Böyle anlarda, normalde uzak durmaya çalıştığımız mutsuzluk bizden intikam alır. Mutlulukla hep sarmaş dolaş haldeyizdir ama bu böyle anlarda hiçbir işe yaramaz. Uzun bir aradan sonra karşımıza çıkıveren mutsuzluğu görmezden gelmeye çalışırız.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Ama sağlam insan, nasıl cenneti de verseler Dinlemezse aşağılık cümbüşlerin çağrısını, Çürük insan, meleklerle sarmaş dolaş da olsa Bıkar göklerdeki yatağından, Can atar iğrenç pisliklere...
"...kadın olsun erkek olsun kimseye dokunmam, onların da bana dokunmasına izin vermem." "Ooo... Kadın erkek herkesin sarmaş dolaş, şapur şupur olduğu bu ülkede işin zor senin arkadaşım."
Sahip olduğu her şeyi büyük bir açlık, derin bir haz ve garip bir ürpertiyle aklından geçirdi bir bir. Elinin altındaki eşyaları tutkuyla okşadı. Yağmurun alacakaranlıkla sarmaş dolaş indiği kenti seyretti gururla. Kendini bir daha sevdi. Elbette herkes kendi penceresinden bakardı dünyaya.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.