Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Sen de birçok insan gibi ölüm hakkında bazı gerçekleri bilmiyorsun. Pisi pisine olan ölümler insanların alın yazısı değil. Yıllar önce bu konuyla ilgili bir makale okumuştum. Kuranı Kerim insan ömrünün ne kadar olabileceğine, insanın ne kadar yaşayabileceğine dair hiçbir bilgi vermemiş. Hadislerde de insan bu kadar yaşar veyahut yaşamaz diye bir hatırlatma da yok. Allah tarafından insana bahşedilen ömre ecel-i müsemma denir. İnsanoğlu bedenine gerektiği gibi bakarsa ömrümün sonuna kadar yaşar. Ama bedenini hoyrat kullanıp vaktinden önce ölürse ona da ecel-i muallak denir. Yani senin anlayacağın Suada, bu savaşta ölmek pisi pisine ölümden başka bir şey değil.”
Sayfa 133Kitabı okudu
"sen hiçbir şey bilmiyorsun," dedi. "eğer hayat hakkında en ufak bir şey bilseydin böyle neşeli olmazdın."
Reklam
Sonra hızla ayağa kalkıp kapıya yöneldi. "Ever," dedi, "aşkımı öldürdün. Eskiden içimi kıpır kıpır ederdin, bana hayaller kurdururdun; şimdi içimde seninle ilgili en küçük bir merak bile kalmadı. Üzerimde zerre kadar etkin yok. liydin, zekiydin, büyük ozanların hayal dünyalarını algıda sadece Seni sevmiştim çünkü muhteşemdin, olağanüstü yetenek yabiliyor, sanatın aracılığıyla o hayallerin hayat bulmasınır kadar ha sağlayabiliyordun. Her şeyi mahvettin. Aptal ve yüzeysel sin. Aman Tanrım! Seni sevmek ne büyük aptallıkmış! Ne ahmakmışım! Artık gözümde bir hiçsin. Seni bir daha asla görmeyeceğim. Seni bir daha asla düşünmeyeceğim. Bundan böyle adını bile anmayacağım. Eskiden benim gözüm de neydin bilemezsin. Eskiden... Ah, düşünmeye tahammül edemiyorum. Keşke seni hiç görmeseydim. Hayatımın aşkını mahvettin. Aşkın sanatını mahvettiğini söylüyorsan, aşka dair hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Sen sanatın olmadan bir hiçsin. Seni ünlü edebilirdim, muhteşem olabilirdin, pırıl pırıl parlayabilirdin. Tüm dünya sana hayran olacaktı ve benim soyadımı taşıyacaktın. Şimdi nesin? Güzel yüzlü üçüncü sınıf bir oyuncu.
Sayfa 102Kitabı okudu
Hepimiz bir gün, bir şekilde öleceğiz elbette," dedim. "İşte orada dur!" diye gürledi. "Sen de birçok insan gibi ölüm hakkında bazı gerçekleri bilmiyorsun. Pisi pisine olan ölümler insanların alınyazısı değil. Yıllar önce bu konuyla ilgili bir makale okumuştum. Kur'an-ı Kerim insan ömrü· nün ne kadar olabileceğine, insanın ne kadar yaşayabileceğine dair hiçbir bilgi vermemiş. Hadislerde de insan bu kadar yaşar veyahut yaşamaz diye bir hatırlatma da yok. Allah tarafından insana bahşedilen ömre ecel-i müsemma denir. İnsanoğlu bedenine gerektiği gibi bakarsa ömrünün sonuna kadar yaşar. Ama bedenini hoyrat kullanıp vaktinden önce ölürse ona da ecel-i muallak denir. Yani senin anlayacağın Suada, bu savaşta ölmek pisi pisine ölümden başka bir şey değil."
Ömrümün kaç baharını benden aldığı­nı biliyor musun? Hiçbir şey bilmiyorsun sen, adil bir insan değilsin.Çünkü ancak darbe yiyen bilir onun ne oldu­ğunu, darbeyi vuran değil, sadece acı çeken bilir acının ne olduğunu.
Fallingthedarkness: Sen bir pesimistsin, her şeyin hep kötü tarafını görüyorsun. Fallingthedarkness: Bardağa dolu tarafından bakmayı bırak, sen direkt o bardağın kırık parçalarına ve ellerini kesebileceği ihtimaline odallanıyorsun. Nazlı: İnsanlara neden kötü hissettiğim anları söylemiyorum, biliyor musun? Tam da bu yüzden! Herkesin çok bilmiş tavırlarla bol keseden ahkâm kesmesi ve nokta atışı yapar gibi kendi zırvalık teşhisini koymaya çalışmasından... Sen benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun! Fallingthedarkness: Çok öfkelisin. Sürekli öfkelisin. Nazlı: Uyumak istiyorum. Fallingthedarkness: Kaçıyorsun.
Reklam
..Darius soğuk, sert bir şekilde güldü. "Mirasıma ve bu gece şahit olduğunu düşündüğün şeye dair hiçbir şey bilmiyorsun." "Öyleyse beni aydınlat." "Senin beni aydınlattığın gibi mi? Sana söyledim, bu bir oyun değil. Hâlâ yapabiliyorken Jabari'ye dönmelisin. Sefaha- tine, güzel şeylerine geri dön." Sözleri canını yakınca Larkyra irkildi. "Gerçekten benim için sadece bunların mı önemli olduğunu düşünüyorsun?" "Öyle değil mi?" "Aslında" dedi Larkyra, göğsüne bir acı saplanmıştı. Sajin, diye düşündü. Sakin. "Sen çoktan kararını vermişsen sözlerimin ne kıymeti var?"...
Sen de bilmiyorsun işte kim olduğunu. Hiçbirimiz bilmiyoruz. Kimiz biz? Neden buradayız? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Hiçbirimiz hiçbir şey bilmiyoruz.
Sayfa 17 - Can YayınlarıKitabı okudu
demek ki, bunun pek o kadar hoş bir şey olmayacağını tahmin etsen de, düşmeye karar vermelisin; düşüşün ne zaman son bulacağı bilinmez, üstelik sen düşmek için ne yapman gerektiğini bilmiyorsun, ancak düşmeyi düşünmediğin zaman düşmeye başlıyorsun, ama nasıl bunu düşünmeden edebilirsin ki, tam da bunu düşünüyorken? bu kimsenin hiçbir zaman ciddi olarak düşünmediği bir şeydir, oysa önemlidir.
Sen de bilmiyorsun işte kim olduğu-nu. Hiçbirimiz bilmiyoruz. Kimiz biz? Neden buradayız? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Hiçbirimiz hiçbir şey bilmiyoruz.
Sayfa 17
Reklam
Bir erkek sana gözlerinde ışıklarla baksa, o ışık hep orada kalacak sanıyorsun, değil mi? Hayata dair hiçbir şey bilmiyorsun sen daha!
Sayfa 154 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Yaa," diyor, "sen de bilmiyorsun işte kim olduğunu. Hiçbirimiz bilmiyoruz. Kimiz biz? Neden buradayız? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Hiçbirimiz hiçbir şey bilmiyoruz." Sonra yerden toplayıp içtiği izmaritten bir nefes çekiyor. "Kimsek kimiz. Kime ne birader," diyerek tok tok gülüyor.
"Kheiron'un onu mahvettiğini söyledin. Sen bir Tanrıçasın ama soğuksun, hiçbir şey bilmiyorsun. Onu mahveden sensin. Nasıl hatırlanacağına bir bak. Hektor'u öldürürken, Troilos'u öldürürken. Kederinin içinde acımasızca yaptığı şeylerle hatırlanacak." "Belki bu tür şeyler Tanrılar arasında erdem olarak kabul ediliyordur. Ama bir hayatı almanın nesiyle övünülür? Öyle kolay ölüyoruz ki. Onu da başka bir Pyrrhus mu yapacaksın? Bırak onun hikayeleri daha fazla olsun?" "Daha fazla ne?" Bir kez olsun korkmuyorum. Bana daha ne yapabilir ki? "Hektor'un cesedini geri vermesi, bu hatırlanmalı." "Başka?" "Lir çalma yeteneği. Güzel sesi. Kızlar... Başka bir kralın ellerinde acı çekmesinler diye kendine aldı onları." "Başka hatıran yok mu?" "Ben hatıralardan ibaretim." "Anlat o zaman."
Sayfa 358Kitabı okudu
Willy: Aklın alıyor mu? Ona adını ben verdim. Ona Howard adını ben verdim. Charley: Willy, ne zaman bu tip şeylerin o insanlar için hiçbir şey ifade etmediğini anlayacaksın? Ona ismini sen verdin ama bunu satamazsın. Bu dünyada sahip olduğun tek şey satabildiğin şeydir. Komik olan şey, sen bir satıcısın ve bunu bilmiyorsun.
"Ben günah sıralamıyordum, aptal şey. Bir olguyu, doğanın kanununu ifade ediyordum." "İnsan doğasına hiç saygı göstermiyor gibisin." "İnsan doğası değil, Maryciğim, doğa. Sincaplar kullanabileceklerinin on kah ceviz depoluyorlar. Yer sincapları, mideleri çatlama noktasına geldiğinde bile yanaklarını çuval misali
Sayfa 146
899 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.