Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Tam, "Dur, daha yeni tanıdım seni!" derken kitabın bitmesiyle ellerimden kayıp giden bir arkadaş oldu Martin Eden benim için.
İncelememe başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum: Bu eseri spoiler vermeden inceleyecek kadar yeterli görmüyorum kendimi. Ona göre okuyun ki incinmesin hayat mücadelesinde yorgun düşmüş yüreklerimiz.
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum..
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek
(Bakara suresi 30 ):Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
Bu
Giyimim kuşamım beni kötü bir insan yapmaz.
Yazdıklarım beni aşık ya da yalnız bir insan yapmaz.
Okuduklarım; direkt beni tanımlamaz.
Takibe aldıysam beğeni attıysam okuduğumu beğenmişimdir seni değil. Teşekkür etmene hiç gerek yok.
Kimse kimseyi zorla takip etmek zorunda değildir. Bu beni egoist,havalı, burnu havada yapmaz.Takibi geri çekersin olur biter.
Bir insan mesajınıza dönüş sağlamıyorsa devamlı seri bir şekilde mesaj atmak hoş değildir. Bir kere atarsın cevap almıyorsan atmazsın.
“Bir şey sormak istiyorum” diyerek girizgâh yapmamalısın.Merhaba yazarsın sormak istediğini akabinde belirtirsin.Cevaplamak isterse cevaplar karşınızdaki insan.Bunlar iletişimin kurallarıdır.
Beni anladığınızı düşünüyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim 🙏
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda okumadan önce ölünmesi gereken Yabancı kitabını yorumladım: ytbe.one/jtUaG022XWM
Bitmeyen toksik aşklar, tecavüz güzellemeleri, mutasyon geçirmiş bir erkeğin adeta bir (erkek)²’ye dönüşmesi... İşte bunların hepsi Yabancı kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına
"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
Kitabı eline alır, incelersin. Sayfaları şöyle bir açar koklar, kitabın kokusunu içine çekersin. Ben çok severim mesela kitap kokusunu. Yeni basılmış ya da sararmış bir kitapsa muhteşem bir kokusu olur. Açar bir göz atarsın içine. Olur ya ilk cümle olarak böyle bir cümle çarpar gözüne. Hadi
Benim için şimdiye kadar yaptığım en özel inceleme olacak bu, umarım yazmak istediklerimin çeyreğini olsun ifade edebilirim.
Leyla ile Mecnun hayatımda en önemsediğim şeylerden biri. Bir diziye bu kadar anlam yüklemek ne kadar mantıklı tartışılabilir. Ama sitede son zamanlarda denk geliyorum benden yaşça büyük kişilerin yorumlarına;
Kasvetli bir Ankara sabahına uyanıyorum. Hava, gerçekten soğuğu sevebilen benim gibi insanlar için huzur verici görünüyor. Bu güzel pazar gününe onlarca aktivite sığdırabilirdim, bir sürü plan yapabilirdim ama haftalardır tek düşündüğüm şey ‘’pazar günü Hakan Günday okuyacağım’’ düşüncesi koca bir günümü ayırmak için aslında güzel bir sebep.
YouTube kitap kanalımda Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabını yarım bırakmamak için neler yapabileceğinizi anlattım: ytbe.one/Q9SFqgGWSX4
Demek bir hevesle o herkesin konuştuğu Oğuz Atay'a Tutunamayanlar kitabıyla başladın ve seni hiç sarmadı? Hatta Tutunamayanlar kitabı sana çok ağır geldiği ve akıcı gelmediği için bir köşeye
En çok bu gece özleyeceğim seni. Bunu hangi gece okursan oku. Çünkü mutlaka geldin aklıma. Çünkü muhakkak günün bir yerinde uzaklara daldım. Çünkü mutlaka günün bir yerinde bir damla süzüldü gözlerimin birinden. Çok abartıyorsun, diyebilirsin. Çok saçmalıyorsun, diyebilirsin. Alışığım bunlara. Çünkü ben de diyorum bunları kendime. Ama ertesi gün yine bir hayal geliyor aklıma, yaşamak istediğim bir şey işte. Hayalime seni katamayışım ise şairin "felaketim olur ağlardım" dediği nokta. Sonra ne hayal kalıyor ne ben. Çok gülüyorum inan ki. Çok da yemek yiyorum kilo aldım zaten çok. Başım ciddi ciddi belada bu kilolardan. Hem bu insanlar niye bu kadar takıyor ki kiloya. Hem seni düşünüyorum sonra, hem daha sonra ve daha sonra. Bir değişik bünye varmış bende de sevip sevilince kesiliyor iştahım. Bir değişiğim işte. Belki de bu yüzden sevmedin sen de..
“Kimi gün dünya haritasını gözümün önüne getiriyorum,sonra da üzerine seni uzatıp düşünüyorum :Bu dünyada benim ayakta kalabileceğim alanlar senin haritada vücudunun örtemediği yerler…”