Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlamasını boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanız gerekmektedir – aksi takdirde YENİ ANAYASA’nızdaki bu büyük kusur, erkeğin şu ya da bu şekilde, bir tiran gibi davranması gerektiğini
_Vatanınız, anneniz gibidir. Her kim vatanınızı aşağılıyorsa, hem size, hem annenize hem de atalarınıza düşmandır ve o her kim olursa olsun çekinmeden suratına bir yumruk indirin ve o kansızlarla mücadele edin. _Oyun başlasın! _Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya. _Gelecek ya bizim olacak ya da ortada gelecek diye bir şey
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
Reklam
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
3.TUR SEVGİNİN DEVAMI...
Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara rağmen seçilebilir. Burada insanın iyi, çekici yada zengin bir konum elde ederek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarını, cahilligine, kötü huylarını ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biringibi gorunebiliyir ama en değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar yüreklerin en çok susadigi sevgi budur , diyor. Farkında olsanız da olmasanız da bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giyisi, ev , aile , zenginlik, başarı ya da senden daha önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olacaksınız? Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor." Şu soruma cevap verin" diyor." Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldirmadigiini ve hickimsenin sizi sevmediğini dusunseydiniz; yiyecek, elbise ev ,aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmezmiydiniz? Kendi kendimize yaşamanın ne yararı var diye sormaz mıydınız,?" Devam ediyor .
Sayfa 50 - YedievrenKitabı okuyor
Reklam
Bryant'a göre Enver entellektüeldi, birkaç dili iyi bilmekte, hattâ ingilizce'yi de rahatça konuşabilmekteydi ve sohbetleri bazen İngilizce olmakta idi. İngilizce'yi İstanbul'da hizmetkâr olarak kullandığı Türkiye âşığı bir İngiliz casusundan öğrenmiş, casusun Türkiye'ye hissettiği sevgiyi denemek için birkaç ay sonra cepheye gönderilmesini emretmiş ama adam ateş hattında ölmüştü!Entellektüel meraklarının arasında karakalemle portre çizmek de vardı, hattâ değişik boylardaki kâğıtlara Bryant'ın altı adet portresini yapmıştı.Louise Bryant'ın yazdıklarp arasında en önemli ve en ziyade dikkat çeken fasıl,Enver'in Talât Paşa'nın Berlin'de katledildiğini öğrendiği andaki ruhî vaziyeti idi:Enver haberi öğrendiği anda hiçbir duygusal tepki göstermemiş ve "Zamanı gelmiş" demişti, o kadar...Zaten kendisi de Bryant'a anlattığına göre yanında hançer ve namlusuna mermi sürülmüş tabanca ile bir gözü açık şekilde uyumakta, "Ölümle defalarca o kadar burun buruna geldim ki, şimdi yaşadığım bu günler bana bir çeşit hediye imiş gibi geliyor" demekteydi.
Sayfa 236Kitabı okudu
Birini sevdiğiniz de bu sevgiyi göstere bilmenin ya da gerçek olduğunu kanıtlaya bilmenin tek yolu emek vermek, çaba göstermek -yani birisi (ya da kendimiz) uğruna bir adım fazla atmak YaDa bir mil fazla yürümektir. Sevgi emek ve çaba ister. 
Sayfa 83 - Akaşa YayınlarıKitabı okudu
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.