Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Reklam
"Savaş biterse her şey düzelir," diye düşünüyorlar. O kadar da kolay değil. Ve bu sadece sıradan insanın aIgısı değil; Bertrand Russell gibi çok büyük filozoflar bile savaş biterse her şeyin düzeleceğini düşünüyor. Bu negatiftir çünkü sorun savaş değil, insanoğludur. Ve savaş dışarıda değildir, içeridedir. Eğer içerideki savaşı
Sayfa 30 - Ganj yayıneviKitabı okudu
Gregor Mendel veya Georges Lemaître'in aynı zamanda din adamı olduğunu bilmiyor olamazdı. En azından kendi disiplininin önemli birçok isminin söz gelimi modern jeolojinin kurucu babalarından William Buckland'in, Darwin'in mentörlerinden olan jeolog John Stevens Henslow'un, Danimarkalı jeolog Nicolas Steno'nun, depremin şiddetini ölçen Mercalli şiddet ölçeğine ismini veren İtalyan bilim insanı Giuseppe Mercalli'nin- din adamı olduğundan haberdar olmalıydı.
Bu kitap belli bir olgunluk düzeyine erişmeden kişiye sevgiye ulaşamayacağını göstermeyi amaçlamaktadır. . Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevemez hiçbir şey yapamayan hiçbir şey anlatamaz Hiçbir şey anlamayan değersizdir Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever farkına varır görür bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa sevgi de o kadar büyük olur tüm
O anlar hiç bitmesin istedim. Yağmurun şiddetini artırdığı küçük zaman dilimlerinde, daha fazla ıslanmaktan sakınmak için omuzlarımızın gayriihtiyari birbirine yapıştığı o tılsımlı anın içinde sonsuza dek kalabilseydik keşke. Bedenlerimizi yakınlaştıran aşk yağmuru, ruhlarımızı da sonsuza dek iç içe soksaydı, varlığımızın sınırları birbirine karışsaydı, bir ve aynı olsaydık, hangimizin varlığı nerede başlıyor, nerede bitiyor anlaşılmaz hale gelseydi. Yüz yüze baktığımızda kimin kim olduğunu ayırt edemez olurduk böylece; iki ayrı kişilik, sadece bir göz yanılsamasından ibaret kalırdı. Kader çizgimiz bir yerden sonra aynılaşırdı.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
Bir çok keşifler gibi, öylesine basit bir şeydir ki direnme, onu herhangi biri keşfedebilirdi. Ne var ki, onu görmek için büyük bir kâşifin gelmesi beklenmiştir. Direnme mekanizmasını bir örnekle daha iyi açıklayabilirim. Bir iş seyahatine çıkması gereken fakat, görünüşe göre, bundan korkan bir dostunuz olsun. Dostunuzun karısı, siz, ve bütün
Sayfa 102Kitabı okudu
Ateist Celal Şengör'ün Gerçek Yüzü...
1999'da üniversiteye başladım. Biraz üniversitede siyaset bilimi okumamın etkisiyle, biraz da Şengör'ün yazılarında tekrara düşmesi nedeniyle uzun süre Şengör'ü takip etmedim. Ancak 2006'da yaşadığım bir olay, bana Şengör'ü yeniden hatırlattı. Cambridge Üniversitesine bağlı St.Edmund's College'da dinleyici olarak
Sayfa 12 - Doğu Kitabevi
Hürriyet Gecesi'nden
Ey genç muharrir! Gel, sen bir kahraman ol!Nefsini düşünme. Boş gururu, menfaatperverliği bırak. Milletini uyandır, Senin milletin daha kendi ismini bilmiyor, kendi lisanını bilmiyor. Zaman yürümüş, o uyumuş, geride kalmış! Dost sandığı, bağrına bastığı gizli düşmanları bütün servetini, bütün saadetini yağma etmiş! Senin milletin kendi vatanında bir köle, bir esir, bir bekçi, bir fakir... Ona ilim, servet, saadet, duygu, ideal ver!... Ben seni gördüm, sokak fenerine nasıl vurduğunu gördüm. Bu şiddetini, bu galeyanını ölmez, ezelî bir mevcut olan milletine ver! Halbuki heyhat, sen böyle şeyler düşünmümüyorsun bile...
Sayfa 23 - İnkılâp ve Aka Yayınları,1981Kitabı okuyor
O anlar hiç bitmesin istedim. Yağmurun şiddetini arttırdığı küçük zaman dilimlerinde, daha fazla ıslanmaktan sakınmak için omuzlarımızın gayriihtiyari birbirine yapıştığı o tılsımlı anın içinde sonsuza dek kalabilseydik keşke. Bedenlerimizi yakınlaştıran aşk yağmuru, ruhlarımızı da sonsuza dek iç içe soksaydı, varlığımızın sınırları birbirine karışsaydı, bir ve aynı olsaydık, hangimizin varlığı nerede başlıyor, nerede bitiyor anlaşılmaz hale gelseydi. Yüz yüze baktığımızda kimin kim olduğunu ayırt edemez olurduk böylece; iki ayrı kişilik, sadece bir göz yanılsamasından ibaret kalırdı. Kader çizgimiz bir yerden sonra aynılaşırdı. Tasalar ve sevinçler aynı, hüzünler ve kederler aynıydı.
Sayfa 318 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Özlemine ne kadar büyük bir beceriyle gem vursa da, içindeki arzu dinmek bilmiyor, her zamanki şiddetini muhafaza ediyordu.
Sayfa 303
O anlar hiç bitmesin istedim. Yağmurun şiddetini artırdığı küçük zaman dilimlerinde,daha fazla ıslanmaktan sakınmak için omuzlarımızın gayriihtiyari birbirine yapıştığı o tılsımlı anın içinde sonsuza dek kalabilseydik keşke. Bedenlerimizi yakınlaştıran aşk yağmuru, ruhlarımızı da sonsuza dek iç içe soksaydı, varlığımızın sınırları birbirine karışsaydı, bir ve aynı olsaydık, hangimizin varlığı nerede başlıyor, nerede bitiyor anlaşılmaz hale gelseydi.
Sayfa 318Kitabı okudu
Ey genç yazar! Gel, sen bir kahraman ol! Kendini düşünme. Boş gururu, çıkarcılığı bırak. Milletini uyandır. Senin milletin daha kendi ismini bilmiyor, kendi dilini bilmiyor. Zaman yürümüş, o uyumuş, geride kalmış! Dost sandığı, bağrına bastığı gizli düşmanları bütün servetini, bütün mutluluğunu çalmış! Senin milletin kendi vatanında bir köle, bir esir, bir bekçi, bir fakir... Ona ilim, servet, mutluluk duygusu, ideal ver!.. Ben seni gördüm, sokak fenerine nasıl vurduğunu gördüm. Bu şiddetini, bu coşkunu milletine ver! Halbuki heyhat, sen böyle şeyler düşünmüyorsun bile...
Ne var ki, dünyanın en iyi hava tahminleri bile iki, üç günden öteye gitmiyor, bu süreyi aştığında spekülasyona dönüşüyor, hele altı, yedi güne çıktı mı tamamen değerini kaybediyordu. Bunun sebebi Kelebek Etkisi idi. Meteorolojideki küçük olaylar açısından bakıldığında (global ölçekte bakarsanız küçük olaylar denince fırtınalar ve tipiler kastedilir) her tahmin hızla değer kaybeder. Hatalar ve belirsizlikler çoğalmakta, zincirleme olaylar halinde gittikçe azarak anafor ve boralardan sadece uydulardan görülebilecek şekilde bütün bir kıtaya yayılan burgaçlara kadar şiddetini arttırmaktadır.
O anlar hiç bitmesin istedim. Yağmurun şiddetini artırdığı küçük zaman dilimlerinde,daha fazla ıslanmaktan sakınmak için omuzlarımızın gayriihtiyari birbirine yapıştığı o tılsımlı anın içinde sonsuza dek kalabilseydik keşke. Bedenlerimizi yakınlaştıran aşk yağmuru,ruhlarımızı da sonsuza dek içine soksaydı,varlığımızın sınırları birbirine karışsaydı,bir ve aynı olsaydık,hangimizin varlığı nerede başlıyor,nerede bitiyor anlaşılmaz hale gelseydi. Yüz yüze baktığımızda kimin kim olduğunu ayırt edemez olurduk böylece;iki ayrı kişilik,sadece bir göz yanılsamasından ibaret kalırdı. Kader çizgimiz bir yerden sonra aynılaşırdı. Tasalar ve sevinçler aynı,hüzünler ve kederler aynıydı.
Sayfa 318 - Doğan KitapKitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.