Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat o kadar hızlı akıp gidiyor ki insan hiçbir şeyin farkına varamıyor. Ama ne zaman ki yaşlanıyor, etrafına verdiği zararları yavaş yavaş hatırlamaya başlıyor. Sonra da diyor ki 'Şimdiki aklım olsa hayatta yapmam!' diyor da, ne fayda? Mesela ben biliyorum ki bin defa da doğsam bin defa pişman olurum doğduğuma. Belki de can yakmak için gelmişimdir bu dünyaya bir de pişman olmak için? Gerisi de biraz tango, biraz palavra…
“Basbayağı kendimi mahvettim! Kimseyle karşılaştırılacak durumda değilim, ahlak dersi falan da istemiyorum! Böyle bir durumda ahlak dersinden daha abes bir şey olamaz! Ah, o kendinden memnun insanlar! Bu saksağanlar kibirli bir kendini beğenmişlikle şatafatlı cevherler yumurtlamaya hazırdır! Düştüğüm şu hâlin iğrençliğini ne kadar iyi anladığımı bilseler bana ders vermeye dilleri varmazdı. Zaten bilmediğim yeni bir şey söyleyebilirler mi bana? İşte asıl mesele! Asıl mesele şu: Tekerleğin tek bir dönüşüyle her şey bir anda değişir ve dostça şakalaşarak beni kutlamaya ilk gelenler de (buna eminim) o ahlakçılar olur. O zaman şimdiki gibi benden yüz çevirmezler. Hepsinin yüzüne tüküreyim! Neyim ben şimdi? Zero. Peki yarın ne olabilirim? Yarın küllerimden doğup yeni bir hayata başlayabilirim! Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim!”
Sayfa 167 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
zihnin boşlukları ve yarıklarından akıp gideceği için, kendine yer bulamayacak zamanı birine vermenin bir anlamı yoktur. Şimdiki zaman çok kısadır, hatta öyle kısadır ki, hiç yokmuş gibi görünür, zira her daim hareket halindedir, akar ve hızla geçip gider, varlığı daha insana varmadan biter, evren ve yıldızlar gecikmeye izin vermez, onların kesintisiz hareketliliği tek bir dolanımla sınırlı kalmaz
264 syf.
7/10 puan verdi
Duyarlı (reaktif, rasyonel) nefretin sıklığı göründüğünden daha da fazladır, çünkü çoğu zaman kişi bütünlüğüne ve özgürlüğüne yönelik tehditlere, açık ve net olmayan ama üstü kapalı, hatta sevgi ve koruma kisvesine bürünmüş tehditlere karşı nefretle tepki verir. Ancak yine de karakter nefreti o kadar büyük bir olgu olmaya devam etmektedir ki, iki
Kendini Savunan İnsan
Kendini Savunan İnsanErich Fromm · Say Yayınları · 2017638 okunma
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Var olurum, hissederim ve ânın keyfince -ve kendime rağmen- düşünürüm. Zaman beni oluşturur; beyhude yere ona karşı çıkarım - ve olurum. Temenni edilmemiş olan şimdiki zamanım cereyan eder, bende cereyan eder; hükmedemediğimden, yorumlarım onu; düşüncelerimin kölesiyimdir, onlarla oynarım, tıpkı bir mukadderat soytarısı gibi...
Reklam
Biliyor musun? Okyanuslarda İnsanı yüzdüren ağaçlara "Gemi" ismini veren benim. Zaman ne olursa olsun; geçmiş gelecek veya şimdiki an, benim rotam sensin Sevdam.
Kendi kendime diyordum ki, gerçekten her zaman başlamaktan başka bir şey yapıyor de­ğiliz ve yaşantımızda, birincisi daima "eylemdeki" olan bir dizi "şimdiki an" dan başka bir bağlantı yok. Hayatımızın her anında doğuyor ve ölüyoruz.
J. J. Rousseau
"Şimdiki zaman ile mekânda olanları değiştirmek, geleceği değiştirmektir. "
Kız kardeşleriyle birlikte yaşadıkları günler, nostalji perdesinin ardından bakıldığında olduğundan farklı görünür. Şimdiki zaman geçmişi işte böyle değiştirir. Birbirleriyle çağdaş olan kişiler aslında farklı farklı zamanlarda yaşar. Geçmiş durmaksızın değişir, ama bunu çok az kişi fark eder.
Sayfa 108 - Çalıntı Günlükler
Reklam
Deneyim
Bütün bunların şimdiki anla ilgisi ise şöyledir: Şu an için duygu durumumuz nasılsa geçmişten onları anımsatacak şeyleri düşünürüz. Örneğin şu an mutluysak geçmişten de mutlu olduğumuz anıları hatırlama eğilimi taşırız, şu an kötü hissediyorsak o zaman kötü anılarımız aklımıza gelir. Bu da geleceği kurgulamamızı etkiler Yani geçmişten hangi veritabanını kullanıyorsak gelecek planlarımız da onunla paralel ilerler...
MUS’AB BİN UMEYR RADIYALLÂHÜ ANH
Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden, ilk Müslüman olanlardan ve İslâm’a çok büyük hizmetlerde bulunan Kur’ân-ı Kerîm muallimi bir zâttır. Mus’ab bin Umeyr (r.a.), zengin, hâli vakti yerinde olan bir aileye mensuptu. Anne ve babası, onu çok severlerdi. Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, insanları İslâm’a davet ettiğini duyunca,
Geçmiş zaman denilen şey olup bitmiş değildir. Faulkner 'ın kelimeleri ile söylersek" Geçmiş ölü değildir, geçmemiştir bile." Bu sözlerin anlamı daha açık şöyle dile getirilebilir belki: belli bir anı yaşayan insan geçmişi canlı olarak bünyesinde bulundurur, geçmiş bulunan her şey an be an şimdiki zamanı anlamlandıran bir vakalar zenginliğidir. Öte yandan gelecek de kendisine karşı duyarsız olduğumuz bir şey değildir. Henüz gelmediğine göre bilgimizin olmadığı bir kavram değildir gelecek, bizim şimdiki zamanda elimizde tuttuğumuz bir takım tavırların serpilişi olduğunu bildiğimiz bir zaman parçasıdır.
. Üç bin yıl daha, hatta on katı daha yaşayacak olsanız bile şunu unutmayın: Şu anda yaşadığınızdan başka bir hayatı kaybedemezsiniz, kaybetmekte olduğunuzdan başka bir hayatı yaşayamazsınız. En uzunu en kısasına eşittir. Şimdiki zaman herkes için aynıdır; kaybı herkes için aynıdır; ve kaybedilen tek şeyin kısa bir an olduğu açık olmalıdır. Çünkü ne geçmişi, ne de geleceği kaybedemezsiniz; sahip olmadığın bir şeyi nasıl kaybedersin? . . .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.