dine siyaset karıştıranları görünce ben:
Tanrı'nın evine huşuyla, Yaratıcımıza dua etmek için gidiyoruz, nereye oy vereceğimizi dinlemeye değil.
Sayfa 33 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
'' Bu memlekette her şey ciddiyetini ve samimiyetini o kadar kaybetti ki artık hiçbir şey üzerinde düşünmek ve söz söylemek istemiyorum. ''
Sayfa 59Kitabı okudu
"Yarın hükümet ve eğitim sistemimizi düzeltemezsek bizden öncekiler boş yere ölmüş olacak."
Sayfa 57Kitabı okudu
1000Kitap'ı kurtarma projesi adı altında...
şu son günlerde saçma sapan iletiler fazlasıyla paylaşılıyor. yok ben intihar edeceğim de, yok sevgililer günüymüş de, yok görücü usulü mü, yok seçim varmış da, yok biz siyaset yapmaya geldik de... yeter arkadaşım sıktı artık böyle saçma ve gereksiz konular. böyle bir siteye gelme amacım diğer sosyal platformlarda olmayan bir nezih ortam vardı. aynı zamanda burası bir kitap paylaşım sitesi ancak son zamanlarda popüler kültürün bir parçası olmaya başladı.
bu yüzden bu tür kullanıcılara tavsiyem; amacınız dikkat çekmek ise; bu tür iletileri paylaşmak ya da ciddiyseniz o sorduğunuz sorularda (ki sanmıyorum ciddi olduğunuzu) dolayısıyla bu tür iletilerinizi twitter ve sorularınızı da ekşi sözlük gibi mecralarda araştırmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. ben çok yoruldum, diğer site kullanıcıları da ve moderatörler de...
(bu konuda uyarı üslubumun biraz ağır olduğunun farkındayım ne yazık ki genel olarak mizacım böyle, ancak böyle olmasının daha etkili olduğunu düşünüyorum. fazlasıyla tepki toplayacağımı biliyorum ama hiç umurumda değil.)
Her dudakta aynı rezil şikayet: Yaşanmaz bu memlekette! Neden?
Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu?
Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikayetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını “yaşanmaz”laştıranlardır.
Sayfa 97 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Savaşa Hayır!
Dünyada savaşlara ve silahlanmaya harcanan paralar, ihtiyaç sahiplerine dağıtılsaydı; dünyada ne aç ne de yoksul insan kalmazdı.
–“Küçük değil misin Baran, faşizm nedir biliyor musun sen?”
–“Bilmeyecek ne var abi, işte desen ki bir kediye niye böyle miyavlıyorsun, burada sadece kuş gibi ötülür, miyavlarsan suçtur. Kedi de korkudan kuş gibi ötmeye çalışıyorsa işte faşizmdir o abi.”
Sayfa 59 - İletişim
Saçma sapan anketler yapmak, burç yorumlamak, ‘bugün benim doğum günüm kutlayın!’ minvalinde şeyler paylaşmak, doğacak bişeyinin bişeyine isim önerisi almak, yediğinin içtiğinin resmini (tepsi tepsi tatlısına kadar), dini ve milli gün kutlamak, günaydın, iyi günler, iyi öğleden önceleri, iyi öğlenler, iyi öğleden sonraları, iyi akşamüstleri, iyi akşamlar, iyi akşamdan sonraları, ii geceden önceleri, ii geceler, iyi geceden sonraları yazmak, cicili bicili resmini, kedisinin köpeğinin, kuşunun, balığının resmini paylaşmak, biz söz altına alakasız doğa, çiçek, böcek, dini resim eklemek, siyaset yapmak, küfür etmek, aşka sevgiliye isyan etmek, ilgili sitenden müzik videosu linki paylaşmak, ibadet reklamı yapmak, dua yazmak (unuttuğum başka saçmalık varsa lütfen ekleyin ‘gerçek kitap dosyaları’) moda oldu malum. İzninizle bende bir dua yazacağım: Allah’ım sen bana akışta ve keşfette sadece alıntı ve inceleme göreceğim günleri nasip et. Amin.
Bizim mahallenin insanlarıda arabalarıda bellidir. Hepsi yorgundur,emektardır,fakirlik kokarlar, boyaları dökülmüştür, saçları sakalları dağınıktır, iki elle tutarlar direksiyonu, direksiyon ekmek kapısıdır.
Ülkeyi yönetenlerin bir eli yağda bir eli baldaydı ve bunun bu şekilde ilelebet sorunsuzca süreceği fikri hakimdi.
İş Bankası Kültür Yayınları, e kitap
Anadolu'nun ortasında bize bir avuç yer kaldığını gören Atatürk :
"Beyler, bu kabul edilemez. Biz esir olarak yaşayamayız."
Sayfa 51Kitabı okudu
