Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir hedefe ulaşmak hayatınızı sadece şimdilik değiştirir. İlerleme konusunda genel kanıya aykırı olan budur. Sonuçları değiştirmemiz gerektiğini düşünürsünüz ama sorun sonuçlar değildir.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Bir hedefe ulaşmak sadece anlık bir değişikliktir kanısı yanlıştır tamamen.
Bir hedefe ulaşmak hayatınızı sadece şimdilik değiştirir. ilerleme konusunda genel kanıya aykırı olan budur. Sonuçları değiştirmemiz gerektiğini düşünürüz ama sorun sonuçlar değildir. Asıl değiştirmemiz gereken, o sonuçlara yol açan sistemlerdir. Sorunları sonuç düzeyinde çözdüğünüz zaman sadece geçici olarak çözersiniz. Temelli bir iyileşme için sorunları sistem düzeyinde çözmelisiniz. Girdileri düzeltirseniz çıktılar kendi kendilerini düzeltir.
Sayfa 29 - Pegasus yayınlarıKitabı okuyor
'Şimdilik araftayım gelişin cennetim olacak' demişti Kafka :')
Tüm insanlar Cennet’i erkenden, henüz dünyadayken bulmak ister. Sorun şudur ki, ego kendini mükemmel hissetmek ister, ama bu şiddetli cennet arzusu safdillikle birleştiğinde, bizi doyuramamanın ötesinde, yok edicinin yiyeceği haline de getirir.
Sebep-Eylem/ Eylem- Sonuç!
Başlangıçta, epey önceleri ama, onu şu sorun düşündürüyordu: Hemen bütün suçlar nasıl oluyor da böylesine kolaycacık ortaya çıkıyor ve hemen bütün suçluların izleri böylesine çabucak bulunabiliyor? Düşündükçe ilginç birtakım sonuçlara vardı: Ona göre bunun başlıca nedeni, suçun gizlenmesindeki maddi olanaksızlıktan çok, suçlunun kendinde
“Örneğin, birçok insan az önce sana sorduğum gibi ‘Kendini nasıl hissediyorsun?’ diye sorulduğunda, senin verdiğin yanıt gibi 'Şimdilik sorun yok ya da şimdilik iyiyim’ diyerek cevap verirler. Bu sözler sayesinde insanlar, birazdan sorunlar yaşayacaklarına ve mutsuz olacaklarına kendilerini fark etmeden inandırmış olurlar. Bunun niyetine girerler. Bir de trafikte fazla beklediğinde insanlar mutsuz olmaya başlarlar ve bu mutsuzluk bazen bütün gün sürer. Buna hiç dikkat ettin mi canım?"
Reklam
İslam Kılıç zoruyla yayılmadı
Unlu tarih bilimci Thomas Carlyle, Heroes and Hero Worship adlı kitabında, Islam'ın yayılması noktasındaki bu yanlış anlamaya değinmiştir: "Gerçekten de kılıç ama kılıcını nereden alacaksın! Her yeni fikir, başlangıçta tam olarak azınlıktadır. Bir adamın ka- fasında yalnız başına, şimdilik orada yaşıyor. Bütün dünyada sadece tek bir adam buna inanıyor, tüm insanların karşısında bir adam var. Eline bir kılıç alıp bunu yaymaya çalışması ona pek az fayda sağlar. Önce kılıcını bulmalısın! Her şeyi hesaba katınca, bir şey kendini yayabileceği kadar yayar."
Yarın ne olacağını bilmediğimize göre bu akşamdan endişelenmemize gerek yok. Çözümü sorun ortaya çıktığında ararız, şimdilik hiçbir sorun yok.
Sayfa 165Kitabı okudu
Marksçıların biricik dayanağı sürenin çok uzun olduğunu, ne zaman geleceği bilinmeyen bir günde, sonucun her şeyi doğru çıkaracağını ummak gerektiğini söylemektir. Başka bir deyimle şimdilik arafta bulunmaktayız, cehenneme gitmeyeceğimiz konusunda söz verilmektedir bize. O zaman karşımıza çıkan sorun başka bir düzeyin sorunudur. Elverişli bir ekonomik evrim süresince bir iki kuşağın savaşı sınırsız toplumu gerçekleştirmeye yetecekse, savaşçı için özveri tasarlanabilir bir şey olur. Geleceğin somut bir yüzü vardır onun için, örneğin torununun yüzü. Ama, birkaç kuşağın kurban edilmesi yetmemişse, şimdi bin kez daha yıkıcı olan bir sonsuz, bir evrensel savaşlar evresine gireceksek, ölmeyi ve öldürmeyi benimseyebilmemiz için inancın kesinlikleri gerekir. Ancak bu yeni inanç da eskileri gibidir, arı bir mantık olarak kurulmamıştır. Öyle ya, tarihin sonunu nasıl tasarlamalı? Marx Hegel’in terimlerini yenilemedi. Oldukça karanlık bir dille, komünizmin insan geleceğinin zorunlu bir biçiminden başka bir şey olmadığını ama bütün gelecek de olmadığını söyledi. Ama komünizm ya çelişkiler ve acılar tarihinin sonu değildir (o zaman bunca çabanın, bunca özverinin nasıl doğrulanacağı anlaşılmaz) ya da bu tarihin sonudur (o zaman da tarihin bundan sonraki yanı ancak kusursuz topluma yürüyüş olarak tasarlanabilir). Böylece, hiçbir neden yokken, bilimci olmak isteyen bir betimlemeye gizemci bir kavram sızar. Ekonominin en sonunda ortadan kalkması, Marx ile Engels’in bu gözde konusu, her türlü acının sonu anlamını taşır. Ekonomi tarihin acı ve mutsuzluğu ile birlikte gider, onunla birlikte ortadan kalkar. Cennete geldik demektir.
Kaygı bugünün faresinin yarının peynirini yemesidir.
Vaktinden önce mutsuz olma! Başında dolandığını sanıp korktuğun felaketler belki hiç gelmeyecek başına; hiç olmazsa şimdiye değin gelmedi kesinlikle. o halde kimi korkularımız bize gerektiğinden çok acı veriyor, kimisi de hiç gerekmediği halde. Acımızı ya büyütüyoruz ya vaktinden önce acı çekiyoruz ya da acıyı kendimiz yaratıyoruz. Bunlardan birincisi, sorun ikircikli olduğu ve dava sonuca ermediği için şimdilik ertelenmeli.
Reklam
Vaktinden önce mutsuz olma! Başında dolandığını sanıp korktuğun felaketler belki hiç gelmeyecek başına; hiç olmazsa şimdiye değin gelmedi kesinlikle. o halde kimi korkularımız bize gerektiğinden çok acı veriyor, kimisi de hiç gerekmediği halde. Acımızı ya büyütüyoruz ya vaktinden önce acı çekiyoruz ya da acıyı kendimiz yaratıyoruz. Bunlardan birincisi, sorun ikircikli olduğu ve dava sonuca ermediği için şimdilik ertelenmeli. Benim önemsiz dediğime, sen çok ciddi diye karşı çıkıyorsun. Biliyorum ki, kimi insan kamçılar altında güler yüzlü durur, kimisi de ilk yumrukta inler. Bu olaylar kendi güçlerinden mi, yoksa bizim güçsüzlüğümüzden mi kaynaklanıyor, ileride göreceğiz.
Sayfa 64
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Eylül'ün lafını tamamlanmasıyla güneşin doğuşu bir oldu . Dışarı beraber çıkamadık . Onu bir daha asla bulamadım . Sorun değil . Aklımın odalarında ... Bir yerlerde ... Şimdilik sadece saklanıyor. Diğerlerini bulacağım zaman onu da bulacağım . Hiçbiri kayıp değil. Sadece biraz zaman..
Türk-Ermeni ilişkilerinde en önemli engel olarak görülen tarih tartışmaları, bugünden yarına iki ülkenin üzerinde uzlaşı sağlayarak altından kalkabilecekleri bir sorun olmaktan şimdilik uzak. Çünkü karşılıklı algılamalar ve söylemler kilitlenmiş durumda. Üstelik tarih, sadece devletler arası değil halklar arası bir sorun. O nedenle, Türkiye ile Ermenistan'ın tarihi çözmesi, Türklerin ve Ermenilerin de çözdüğü anlamına gelmez. Sonuçta tarihe ilişkin olarak devletler arasında varılacak olan uzlaşı siyasal bir uzlaşıdır; halklar arasındaki uzlaşı ise siyasal kararlarla değil, zaman içinde üretilecek moral ve etik yaklaşımlarla mümkün. Karşılıklı algı değişikliği, ancak sağlanacak ilişki ve diyalog ortamlarında gerçekleşebilir ve bir tür normalleşme süreci yaşanabilir, içselleştirilmiş algılamalar yumuşayabilir. Dolayısıyla tarihin çözülmesi kavramı aslında gerçek bir kavram ve problem değil. Tarihin çözülecek bir yanı yok, sadece anlaşılacak bir yanı var. Anlama ise zamana yayılmış bir çaba gerektirir, günübirlik devlet kararlarıyla sağlanamaz.
236 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.