İmdi, didiklemenin, görmenin de kızıl altı ötesine gidilebilinince Zedelemek korkusu korku kavramına bile ters düşmüyor mu? Yorgunluğun, bıkmanın da kendine özgü, tadı, kokusu vardır. Yaşayamamak da yaşamaktır. Alışmaya alışacağız çaresiz. Geçiyorum, soruyorum; sabrını, özverini birkaç dengesiz için harcamadığını yinelemen, daha doğrusu böyle bir özre tutunman gerekli miydi?