Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Trabzon'a bağlı şirin, yemyeşil köy Conoor.
Hindistan'a yaptığım bir seyahat sırasında, güney eyaleti Tamil Nadu'da Conoor civarında çay dikim alanlarının bulunduğu bölgeyi ziyaret ettim. Erkeklerin, hayatlarında oldukça özgün görevleri bulunuyor. Çalışmıyor, yalnızca tesisleri ve tapınak faaliyetlerini denetliyor, dini bayramlarda dans ediyorlar. Yüzlerini özel beyaz ve kızıl tozlarla boyuyor, dalgalı saçlarını uzatıyor ve kulaklarına halkalar takıyorlar. Öte yandan kadınlar bütün gün çay veya patates tarlalarında çalıştıktan sonra evde yemek yapıyor, kocalarını ve çocuklarını yıkayıp besliyorlar.
Sayfa 215
Emperyalist devletlerin kışkırtması sonucu Ermeniler, devlet kurmaya kalkıp, Anadolu'yu yakıp, yıktılar. Osmanlı ordusunun lojistik sistemini zaafa uğrattılar. Osmanlı yönetimi, fiili isyan karşısında başka çaresi kalmayınca 27 Mayıs 1915'te Talât Paşa'nın tutturduğu ve Murat Bardakçı tarafından yayınlanan kayıtlara göre 924.158
Sayfa 264 - ERMENİ TEHCİRİKitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devleti bir gazî devleti olarak doğmuş ve bu geleneği sürdürmüştür. Fâtih Sultan Mehmed, 1461'de Trabzon dağlarına yaya tırmanırken şöyle demiştir: “Bu zahmetler Allah içindir. Elimizde İslâm kılıcı vardır.”
Âşık Paşazâde tarihinde Fatih'le ilgili dikkate şayan bir parça vardır. Uzun Hasan'ın anasını da alarak Trabzon fethine giderken Bulgar dağını aşan Fatih, yüksek tepelere yaya, atı yedeğinde tırmanır. Onu böyle kan ter içinde dağı tırmanırken gören yaşlı Sarı Hatun: -Hey oğul, der. Sen koca bir padişahsın. Neye sarayında oturmaz da buralara kadar gelir, bunca zahmete katlanırsın? Fatih bu soruya gülerek şöyle cevap verir: -Nine, o zaman bize Gazi demezler. İslamiyet eğer dünya tarihini değiştirmiş ise, bu sadece ahireti düşünmekle değil, insanı aktif olmaya sevkeden prensipleri ile olmuştur.
Sayfa 169 - HakKitabı okudu
Trabzon'u görür görmez sevmiştim.
Sayfa 85 - İnkılap Kitabevi
Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : Dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye Pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye Utanıyorum.
Reklam
Hayat, anlatılan fıkralardan çok daha komiktir Trabzon'da...
Her Urfalı biraz Trabzonlu, her Trabzonlu biraz Urfalı. Fark "Kara"Deniz
Karadenizli bir profesör arkadaşıma (Altan Çilingiroglu) bu olayı anlattım ve onun çok uzun bir zaman Istanbul'da, İngiltere'de, İzmir'de yaşadığını göz önünde tutarak benim bu yöndeki görüşümü paylaşacağını sandım. "Tabii Ahmetçiğim haklısın, olur mu öyle saçmalık, bu bazı Trabzonlu fanatiklerin yaptığı bir şey" demesini bekledim, tam tersine Trabzon'da tanıştığım o Trabzonlu harekettaşım, dernektaşım gibi yüzüme tuhaf tuhaf baktı. "E ne var bunda," dedi, "Trabzon'a gelen herkes gayet tabii ki Trabzonspor'u tutacak." Böylece her Urfalının biraz Trabzonlu, her Trabzonlunun biraz Urfalı, muhtemelen her Türk'ün de ya Urfalı veya Trabzonlu olduğunu anladım.
Sayfa 150 - Eksi KitaplarKitabı okudu
Trabzon her yerde Trabzon
Bir gün Trabzon yakınlarında arkadaşlarıyla birlikte Türklere tutsak düşmüştü.
Sayfa 198 - e-kitap yayıneviKitabı okudu
Memleketimi seviyorum: Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi. Memleketim: Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir. Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye utanıyorum.
Sayfa 50 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Trabzon'a giderken ben...
Önüme çıkan ilk taksiye bindim. "Nereye?" diye sordu şoför. * -"Açıklık bir yere, güneşli bir yere, buralardan uzaklara, git gidebildiğin kadar!" dedim ve arkama yaslandım.
Sayfa 198
Temel Çavuş, yine kemençesini eline aldı, yayı nasırlı elle­rinin bütün gücüyle tellere sürmeye başladı. Artık, kimseye ku­lak verdiği yoktu. Yalnız kendi içine kapanmış, Trabzon yayla­larının canlı, güneşli yeşillikleri içine düşmüştü:
Sayfa 45 - heyamola yayınlarıKitabı okudu
Laz uşağı :)
Trabzon'a vardığımda, İtalya Oteli'ne yerleştim. Her yemeği harman yerine çeviren sinekler bir yana, rahat bir oteldi. Ben de, diğer yolcular gibi, birkaç kuruşa sinekleri kovacak bir çocuk tuttum. Yalnız işin en zor yanı, sinekleri kovacağı yerde, onları dolmalarla kebapların içinde ezmeğe kalkışmasından vazgeçirmekti. Bir süre sözümü dinliyor ama bir sineği gözüne kestirdi mi, kendini tutamıyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.