Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıl 1912-1913! Analar başlarını soktukları kovuklarda, bebeklerin sesi duyulmasın diye, üzerlerine abanıyorlar, beraberce boğuluyorlardı. Batı Trakya'da Türkler şaşkın, perişan ve yalnız!
16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bugünkü trakya bölgemiz, kuzey yunanistan, güney bulgaristan, doğu sırbistan, türk devlet idaresi olan osmanlı'ya katılacaktır. işte böylece "avrupa'daki türkiye" diye tarihi bir mesele ortaya çıkmıştır ve halen de söz konusudur. "avrupa'daki türkiye"ye dair düşünce, tavır ve tutumlar zıt nitelikler göstermektedir. konuya hayırhah bir şekilde bakanlar olduğu gibi, nötr bakmaya çalışanlar ve halen 13-14. yüzyıldaki kilise ve idare çevrelerinin bakışını paylaşanlarda vardır. "avrupa'daki türkiye" mevzu, öyle kolay halledilebilecek bir sorun değildir. bu hususta; içine kapanık, kendine dönük bir kötümserliğe gerek olmadığı gibi, safdil bir iyimserliğe de gerek yoktur. vakıalara ve gerçeği olduğu gibi kabul etmeliyiz. zira coğrafya, itaat edilmesi gereken amir ve temel kategoridir
Sayfa 25 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Reklam
Okuyan insandan zarar gelmez :)
Her yörenin insanının iyisi de olurdu, kötüsü de. Ama Trakya'nın insanları cana yakındı. Kaba saba değillerdi hiç. Aksine, yumuşak, ince, anlayışlı, okumaya yazmayı seven in­sanlardı.
Sayfa 13 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
İmparatorlukların sanatı sömürge ve milliyet işlemektir. Osmanlı İmparatorluğu, Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi.
Çok zıttık, çok farklıydık. O "h" harfiydi, ben Trakya O sessizlikti, ben Beşiktaş tribünü O İstanbul'un boş caddeleriydi, ben yağmurlu bir cuma günü iş çıkış saati O kararlı bir diyet programıydı, ben salı günü... Bir araya gelemeyen, bir araya gelmesi teklif dahi edilemeyen kavramlardık.
Sayfa 99 - Ceres YayınlarıKitabı okudu
Ve başı dumanlı dağlar gibi Alnımızı yıldızlara değdirip Söz yanık dudağımızdayken Fidanca baktık hayata İşte, dedik dünden yarına Bu canım memleket bizim Bu yangın yeri Bu harman Bu sevda bizim Binbir derdi cefasıyla Cümle ıstırabın dermanı Elimizde büyüyen devrimiyle Trakya'ya göz kırpan Ararat Karadeniz'i burnundan öpen Toroslar Ve Amed'e selam çakan zeybeğiyle Bu canım memleket için Baş bağladığımız kavgada Şahidimsin Yek kere durmadı yüreğimiz Çarpıyor ve çarpışıyoruz işte...
Reklam
“Trakya şivesinin insan ilişkilerini kolaylaştırıcı bir etkisi olduğuna inanırım.”
Destek yayınlarıKitabı okudu
Son anayasamızın geçirdiği tadilat malum, maddeleri birbirini pek tutmayan bir seçeneğin kamuoyuna sunulmasıyla gerçekleşti. Doğu vilayetleri anayasayı yüksek oranda tasdik ettiler, Batı bölgesinde ise bu oran azaldı. Ege ve Trakya bölgesindeki iller ret oyu verdi. Yeni seçeneklerin kabulü, yeni tartışmalar getirecek gibi görünüyor.
Siz! Kırım'da, Kerkük'te, Azerbaycan'da Batı Trakya'da, Doğu Türkistan'da Hakkı hâkim kılma cihadındasınız Makbulsünüz iki cihanda... Allah Settar, Allah bir Gönlümüz sizinledir.
Osmanlı imparatorluğu, Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetçilerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi.
Sayfa 46 - Bizim İmparatorluk
Reklam
Hepimiz adına kurban gitti Sabahattin Ali Issız bir meşelikte Trakya'da Gömütsüz yatıyor orada
Sayfa 55 - Literatür Yayınları
Birde kızı Theodora’yı almış Orhan Bey good job :D
Bilindiği gibi Osmanlıların, öteki Müslüman Türk beylikle­rine olan üstünlüğü, yani kendilerine imparatorluk yolunu açan olay, Beyliğin Trakya'ya geçmesi, Rumeli'nin zenginliklerine ulaşmasıdır. Osmanlı'nın Trakya'ya geçmesi ise doğrudan doğruya Bizans desteğiyle gerçekleşmiştir; bu anlamda Osmanlı Beyliği'ne impa­ratorluk yolunu açan devlet Bizans'tır.
Biz Trakya ve Anadolu'dan Hristiyan halkı tasfiye etmekle, memleket ekonomisini köklerinden sökmüştük...
Sayfa 450 - Bateş YayınlarıKitabı okudu
Sultan Orhan 1362 yılında öldüğü zaman Türkler Batı Trakya'da iyice yerleşmişlerdi. Hükümdarlığı sırasında Osmanlıların Asya'daki toprakları genişlemişti. Fakat bu genişleme savaştan çok çeşitli Türk boylarının bu güçlü devlete gönüllü olarak katılması ile meydana gelmişti
Lozan'a laf edenler iki kez okusun burayı:)
Bu esnada Damat Ferit Paşa, Sevr Anlaşması'nı imzaladı. Yok oluşun belgesine "barış anlaşması” adını vermişlerdi. Paris'te imzalanan anlaşmaya göre ortada ne ordu kalıyordu ne devlet. Doğuda Ermenistan ve Kürdistan kuruluyordu. Trakya ve Ege Yunanlılara veriliyordu. İtalyanlar ve Fransızlara da, geri kalan bölümler pay ediliyordu. Arabistan toprakları, zaten tamamen kaybedilmişti. Kapitülasyonlar devam edecek, Boğazlar uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecekti.
Sayfa 351Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.