Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki polisler beni yakalayıp içeri tıkmışlardı. Benim hapishanemle gerçek bir hapishane arasında tek bir fark vardı: Hapishanedeki parmaklıklar sisten yapılmıştı ve hücredeki arkadaşlarımın hepsi kaçmıştı.
Sayfa 53
Reklam
“Belki aşıp belki de aşamayacağı evreyi bir kenara bırakıyorum, duruma göre şu ya bu tavrını, hatta ilerleme kaydettikçe ne şekilde yürüyeceğini bile belirleyebilen bir evredir bu yani gerçek hayattan tamamen kopup kopamamasına, başka bir deyişle zenginleşip zenginleşememesine göre demek istiyorum; çünkü dönüp dolaşıp varılacak nokta budur. Gerçi satır aralarımdan, hayalcinin büyük eserine yoğunlaşması gerektiğinin anlaşılacağını umuyorum, herhalde bunun kendini dünyadan ne kadar tecrit edebildiğine, kendini ne yoğunlukta kendine adayabildiğine bağlı olduğu da anlaşılacaktır: Varlıklardan ve hayallerden çekip çıkardığı duyguların işlerliğini, hastalıklı bir şekilde uyandırmak olacaktır eseri.”
Kitaplar yaşlılığımda ve yalnızlığında avuturlar beni. Sıkıntılı bir avareliğin baskısından kurtarır, hoşlanmadığım kişilerin havasından dilediğim zaman ayırı verirler beni. Fazla ağır basmadıkları, gücümü aşmadıkları zaman acılarımı törpülerler. Rahatımı kaçıran bir saplantıyı başımdan atmak için kitaplara başvurmaktan iyisi yoktur; hemen beni kendilerine çeker, içimdekinden uzaklaştırırlar. Öyleyken, onları yalnız daha gerçek, daha canlı, daha doğal rahatlıklar bulamadığım zaman aramama hiç de kızmaz, her zaman aynı yüzle karşılarlar beni.
Ben duygunun ve kalbin politikacısıyım. Gerçek dünyada değil, kendi yarattığım dünyada yaşıyorum. Benim ideallerim hiç değişmeyen ideallerdir.
Öğretmeyi seviyorum. Çocukları seviyorum. Onların geliştiğini görmeyi seviyorum. Onların öğrendiğini görmeyi seviyorum. Bazen hatalar yapıyorlar ve onların bundan ders çıkarmalarına çalışıyorum. Etrafımda gerçek sevgi ve insanlık yoğun bir şekilde var.
Sayfa 330
Reklam
Acı da verse hoşlanmadığımız kendimizle yüzleşebilmeli ve bu yüzden asla kendimizi lanetlememeliyiz. Kendini lanetlemek ya da kendine acımak insanın sorumluluklarını görebilmesini engeller. Güçlülük yürekli olmayı gerektirir. Yüreklilikse insanın kendi gerçekleriyle yüzleşebilmesini içerir. İnsanın kendine yabancılaşması pahasına kazanılan güç, gerçek güç değildir. Güçsüzlüğümüzü yaşayabilecek yürekliliği gösterdiğimiz bir anda biri bizi küçümserse, bu onun sorunudur. Aslında için için aynı yürekliliği gösterebilmiş olmayı o da ister, ama abartılmış gururunun tutsağı olduğu için bunu göze alamaz.
“İnsanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır.”
"Sevgili sen gerçekten bu dünyada mısın yoksa paralel evrenlerden birinde misin nasıl emin olunur biliyor musun?" diye sordu Alper. Kendisine bir fizik sorusu sorulduğu zannına kapıldı önce Sedef. Yanıtı bilmediğini kabul edince, "Hımm!" dedi, "Birlikteysek gerçek dünyadayızdır ayrıysak orası paralel evrendir..." Alper artık açıklamasının Sedef'i hayal kırıklığına uğratacağını düşünerek sessiz kaldı. Lakin Sedef sordu: "Bilemedim mi?" "Senin dediğin gibi bebek. Ama bir yolu daha var aklında olsun, hemen bir plakçıya filan girip bakacaksın. Eğer Bab Dilın albümleri aynı kapakla, aynı şarkılarla basılmışsa ama üzerinde Bab Dilın yerine Rabırt Zimırmın yazıyorsa paralel evrendesindir." "Poff!" dedi Sedef. "Ne?" dedi Alper gülerek. Sedef etkilense kendi fikri gibi satacağı sözlerini derhal sahibine iade etti: "Bir çizgi romanda böyleydi çok güzel fikir bence. Bab Dilın'ın gerçek adı o ama gerçek adı ancak sahte evrende yazılı..." "Susar mısın?" dedi Sedef soğuk ve alaycı bir sesle; küçük yeğeninin annesine söylemesiyle işittiği ve kahkahalarla Alper'e anlattığı ânı taklit ederek. Alper güldü. Sedef'in onu böyle terslemesine bayılıyordu. Teneke kutulara ekili sebzelere, çiçeklere ilerlediler. Evin kapısı ve pencereleri beyaz yağlıboya ile boyanmıştı. Bu görüntünün kararmış ahşapla tezadı Sedef'e Japon geleneksel tiyatrosundaki oyuncuları çağrıştırıyordu hep.
Sayfa 194 - Sözler: Sakla bizi Üsküdar, Marmara sahilleriKitabı okudu
Tasarlamak gerçek bir şeydir; açığa vurulmuş düşler, denenmiş demektir. Bir hayal bir kere düşünülmeye görsün, öbür gerçeklerin arasında yerini alır ve bir daha asla yıkılmaz ama kolaylıkla saldırıya uğrayabilir.
Reklam
Gerçek ve kalıcı bir mutluluğu erişmek, ancak bütün yaratılmışlardan (mahlûkattan) yüz çevirmekle mümkündür.
Gerçekten akıllı insan, Allah'ın nimetlerine şükretmesini ve nefsini yenmesini bilen insandır. Kim sinirlerine håkim olup öfkesini yenerse, bu dünyada gerçek hürriyeti tadanlardan olur.
İnsanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır.
Nevrozlular karşı cinsten olanlara pek yakınlık göstermez ya da bu yolda hatalı girişimlerde bulunurlar. Dostları ve ahbapları yoktur, başka insanları hiç umursamaz, gece gündüz iş güçleriyle uğraşmaktan başlarını kaldıramazlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.