1890 yılında Prag kentinde doğdu. Edebi çalışmalarına şiir ile başlayan Werfel'i büyük ozan Rilke 1914 yılında "gelecek kuşağın temsilcisi" olarak nitelendirdi. 22 yaşında Leipzig Üniversitesi'nde felsefe dersleri verdi. I. Dünya Savaşında üç yıl Rus cephesinde askerlik yaptı. Bu deneyim, yapıtlarını belirleyen barışçı görüşü temellendirdi. Viyana'ya yerleşti, Nazi yükselişi sırasında önce Prag'a, sonra Paris'e yerleşti. Eşi Alma ile birlikte maceralı bir kaçıştan sonra Amerika'ya ulaşmayı başardılar. 26 Ağustos 1945 günü, yerleştikleri Beverly Hills'de 55 yaşında öldü. Son kitabı, "Doğmamışların Yıldızı"nı yeni tamamlamıştı. Diğer yapıtları: "Küçük Burjuvanın Ölümü", "Verdi", "Katil Değil Ölen Suçlu", "Jeremia, Sesi İşit!", " Jacobowski ve Albay"dır.
Galiba her ikimiz de, ikimizin dışında olan ve ikimizin de anlamadığı bir yasanın yönetimindeyiz, uzaktayken birbirimizi arıyor, yanyana gelince birbirimizden nefret etmemiz gerektiğini anlıyoruz.
Franz Werfel
Çocukluğumuzdan bu yana “Ermeni meselesi” hakkında bir sürü şey okuduk, duyduk. Tarihçiler tarafından bu olay “soykırım mı, sürgün mü?”, “2 milyon kişi mi öldü, 5 milyon kişi mi?”, “önce Ermeniler mi saldırdı, Türkler mi?” konuları çevresinde döndürülüp durdu, hala da öyle. Siyasetçiler nezdinde ise yılda bir kez Amerikan Başkanı çıkıp “soykırım”
Franz Werfel’ın başyapıtı olan “Musa Dağ’da: Kırk Gün”, Almanya’da basıldığı ilk yıllarda Naziler tarafından yasaklanmıştır. Yazarın diğer eserleri ile birlikte bu kitapta meydanlarda yakılmıştır. Türkiye'de nadirkitap yada gittigidiyor sitelerinden bulunabilir.
Bu eser gerçek bir yaşam öyküsü olup “Musa Dağında Kırk Gün” Franz Werfel’in 1929
Okurken de bitirince de insanın içinde büyük bir boşluk oluşuyor.Tüm ön yargılardan arınarak ve hiçbir ırka bağlı olmadığınızı düşünerek okuyun.Gerçeklerden alınma 1.Dünya Savaşı dönemindeki Ermeni olayları ile ilgili bir kitap.-Biliyorum çoğunuz yok öyle şeyler diyecek ama ben bu olayların canlı şahidi insanlarla tanıştım-Kitap güzeldi,tarihi bir kitaptı.Benim fikrimce çok fazla kişi tahliline girmiş ve ayrıca gereksiz bir özel hayat anlatımı vardı.Bu salt bir roman olsaydı belki de güzel olurdu.Ancak bu bir tarihi roman ve bu yüzden anlatılan bazı şeyler cok gereksizdi diye düşünüyorum.Ama ne olursa olsun okunması gereken bir kitap.Belki de tarih sizin bildiğiniz tarihten ibaret değildir.